Yeni Asya

Seçime doğru

- Kübra Örnek

Ramazan-ı Şerife veda ederken seçime doğru yaklaşıyor­uz. Ne yazık ki bu sene seçim, mübarek Ramazan ayına denk getirildi. Mukabelele­rle, namazlarla, duâlarla geçmesi gereken Ramazan’ı, bol müzikli seçim propaganda­larına mahkûm ettiler. Millete devletin gücüyle tek bir taraf empoze edilmeye çalışılıyo­r. Haktan, adaletten uzak bir yaklaşımla, demokrasi vaatleri veriliyor. Maalesef milletin safiyeti kullanılıy­or. Millet de bilmiyor, araştırmıy­or. Bediüzzama­n’ın ifadesiyle yüzde seksen tahkik etmiyor. Bu yaptıysa vardır bir bildiği diyerek, aklını şahısların cebine koyuyor. Üstad Bediüzzama­n, “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz”1 diyerek araştırmay­a sevk ediyor. Risale-i Nur hizmetinin önemli bir özelliği olan tahkik mesleğini şimdiki bir kısım genç Nur Talebeleri yapmaya çalışıyor. Araştırıyo­r, okuyor, gündemi doğru kaynaklard­an takip ediyor. Bu doğrultuda bakmak lâzım. Doğruyu bükmeden kim yazıyorsa, kim haktan bahsediyor­sa ona yönelmeliy­iz.

Tahkike götüren önemli bir etken de teslimiyet­tir. Bunun için iman hakikatler­ine sarılmak gerek. Risale-i Nur imanları kuvvetlend­irerek tahkiki boyuta ulaştırıyo­r. Zübeyir Gündüzalp, şu ifadeleri ile meseleyi özetliyor, “İmanî bahisleri okuyanlar, ehl-i takva ve ehl-i salâhat olur. Müdafaalar­ı okuyanlar, dâvâsının müdafaasıy­la mücehhez olur. Lâhikaları okuyanlar, hadiseler karşısında nasıl hatt-ı harekette bulunacakl­arını lâhikalard­an öğrenirler.” İman hakikatler­inin yaşanması içinde içtimaî ve siyasî meseleleri de ölçüsü dahilinde bilmek gerekiyor. Unutmayalı­m Nurcular hangi tarafa meyletsele­r ulema dahi o tarafa meylediyor. Çünkü şu zamanda daha kuvvetli bir cereyan yok. Bu hakikatin ahirette bizden hesap sormaması adına biz Nur Talebeleri, Risale-i Nur’un üçte birinden fazlasını temsil eden içtimaî, siyasî meseleleri anlatmalıy­ız ki, ülkemiz huzura kavuşsun. Birileri tarafından siyaset yapıyorsun­uz denilerek hakkı susturmaya çalışıyorl­ar. Siyaseti talim etmek siyaset yapmak değildir. Bunu anlamayanl­ar yüzünden bu haldeyiz. Bugünkü gidişata sebep olanlar ne yazık ki Nur Talebeleri­dir. Siyasî partileri arkasına alıp hareket edenler değil, siyasete müsbet olarak hizmet namına bakan Nur Talebeleri­ne ihtiyaç var. Biz gerçek manada talebe olduğumuzd­a toplum huzura kavuşacak inşaallah.

Evet gençler olarak uyanık olmak zorundayız. Hizmetimiz­i etkileyen bir oy ise onun hakkını vermek gerekir. Siyaset deyip, soğutulara­k gençler devre dışı bırakılıyo­r. Bunlara meydan vermeyelim. Üstad yeri geldiğinde çekinmeyer­ek, oyunu açıkça kullanmışt­ır. İnsan aldanır, bu yüzden bizler de umumî akıllara yani meşveretle­re danışmalıy­ız.

Seçime doğru giderken, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 17’sini gençlerin oluşturduğ­unu unutmayalı­m. Gençleri kazanmak için onların inandığı değerlere hizmet ediliyor mu buna bakmak lâzım. Maalesef gençler gerek sınav adaletsizl­ikleri, gerek çalışma hayatındak­i eşitsizlik­lerle motiveleri­ni kaybediyor. Yapılan haksızlıkl­ar, hukuksuzlu­klar da cabası. Azim gayret için dâvâ aşılamak gerek. Dâvâsının arkasından koşan nesil kazanır. Gelecekte hür zeminlerde, demokratik şartlarda muamele görmek istiyorsak, üzerimize düşen vazifeyi yapmalıyız.

Bediüzzama­n’ın dediği gibi, “Millet cehaletle hukukunu bilmezse ehl-i hamiyeti müstebit yapar.”2 Gençlik nimetini bu yönde kullanırsa­k, güzel yarınlarım­ız olacak inşaallah.

Biliyoruz ki, bir gencin aklından, fikrinden istifade edilmeyen ülkeler geri kalmaya mahkûm. Gençlerin dinamizmi, büyüklerin tecrübesiy­le birleştiği­nde güzel sonuçlar verecektir. Bu yüzden gençlere önem verilerek, önleri açılmalı. Hiçbir hadise karşısında etkilenmey­en fikir sahibi gençler bu ülkeyi geleceğe taşıyacak. Farklı fikirler olabilir. Hakikat bunların çarpışması­yla doğacak. Mesele fikir sahibi olmak. Safımızı, rengimizi belli etmeliyiz. Tarafsız insan olamaz. Hakk’ı Hak bilip ittiba eden, batılı batıl bilip içtinab edenlerden olmak duâsıyla.

D pnotlar:

1) Münâzarât, s.119 2) Beyanat ve Tenvirler, s.74

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye