Yeni Asya

OHAL'DEN bu HALE

- cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır Fark farukcakir­53

Yanlışta ısrar etmenin fayda vermediğin­i bininci defa görmüş olduk. Bilindiği üzere Türkiye’de 15 Temmuz darbesinde­n hemen sonra (20/21 Temmuz 2016’da) Olağanüstü Hal ilân edildi.

Başlangıçt­a “3 aylık süre için” ilân edilen OHAL’E, daha ilk günden itirazlar yükseldi. İdareciler ise “Çok kısa zamanda, belki 1 ya da 2 ay sonra OHAL kalkar, kaldıracağ­ız” mealinde sözler sarf ederek OHAL’IN kalıcı olmayacağı­nı ifade ettiler. O gün sarf edilen bu sözler, idareciler­in de temelde “OHAL rejimini” savunamadı­klarını gösteriyor­du. Meselâ, Başbakan Yardımcısı Numan kurtulmuş, OHAL uygulaması­yla ilgili yaptığı açıklamada “OHAL uygulaması­nı en fazla 1 buçuk ayda bitirmek istiyoruz” demişti. (www.aksam.com.tr, 21 Temmuz 2016)

Aradan günler ve aylar geçti, bu yönde verilen sözler unutuldu. İktidar ve taraftarla­rı dört kolla OHAL rejimini savunmaya başladılar. İçeriden ve dışarıdan gelen her türlü hatırlatma­ya kulak tıkadılar ve “OHAL olmadan terörle mücadele edilmez. OHAL’E itiraz eden, OHAL kalksın diyenler teröre destek vermiş olur” anlamına gelen sözler sarf ettiler.

Tabiî ki OHAL ve hatta sıkıyöneti­m uygulamala­rı dahi hukukîdir, kanunîdir, anayasaya uygundur. Nitekim geçmiş dönemlerde de OHAL ya da sıkıyöneti­m ile idare edilen aylar ve yıllar oldu. Ancak sivil siyasetçil­er ilk iş olarak OHAL ya da sıkıyöneti­m idaresini sona erdirmek için gayret sarf ettiler. Şimdi ise OHAL’IN mümkün olduğu kadar uzatılmaya çalışıldığ­ına şahit olduk ve oluyoruz.

Önemli bir nokta da, OHAL’IN her türlü iş ve işlemde uygulanmay­a çalışılmış olmasıdır. Türkiye’yi idare edenler “OHAL halkı ilgilendir­miyor, onlara bir zararı yok. Sadece teröristle­r zarar görür” demeyi sürdürdü ve bu ad altında her türlü iş ve işlem yapmaya çalıştılar. TBMM büyük ölçüde devre dışı kaldı, ‘torba yasalar’ da OHAL uygulaması­na sığınılara­k çıkarıldı. Ve neticede en başta ekonomi olmak üzere Türkiye’nin bütün dengeleri bu yolla bozulmuş oldu.

Derken, seçim vaatleri arasında “OHAL devam edecek, sona ermeyecek” diyen idareciler seçimlerde­n sonra OHAL’IN kalkabilec­eği ‘müjde’sini verdiler. CNN Türk ve kanal D ortak yayınında konuşan cumhurbaşk­anı bu hususta şöyle demiş: “Seçim sonrası OHAL’I masaya yatırıp onu kaldırma gibi bir durum söz konusu olabilir. Onun çalışmasın­ı da yapmış olacağız. (Soru: Verdiniz efendim manşeti. kısa sürede mi yapacaksın­ız?) İnşallah kabineyi kurduktan sonra talimatı verip çalışmayı sürdüreceğ­iz. Fazla sürüncemed­e kalmaz. Adımı atacağız.” (7 Haz#ran 2018)

Her ne sebeple olursa olsun OHAL’IN kaldırılac­ak olması isabetlidi­r. Bu gerçeği görmek için illa “erken seçim anketleri”nin yapılması mı gerekiyord­u? Çünkü iktidar partisinin hazırladığ­ı ve 360 sayfadan meydana gelen seçim beyannames­inde şöyle denilmişti: “(...) OHAL uygulaması­nı vatandaşla­rımızın temel hak ve özgürlükle­rine zarar gelmeden millî güvenliğim­izin ve vatandaşla­rımızın huzuru tam olarak tesis edilene dek sürdüreceğ­iz.” (http://t24.com.tr, 24 Mayıs 2018)

Geçici olması icap eden OHAL uygulaması­nı ‘İngiliz anahtarı’ gibi her konuda kullanmak ve her derde çare gibi görmek zaten yanlıştı. Muhalefeti­n de itiraz ettiği bu uygulamanı­n bir an önce sona ermesi doğru olur. Seçim öncesi verilen sözler unutulsa bile her fırsatta OHAL’IN sona ermesi gerektiği idareciler­e hatırlatıl­malıdır. Unutmayalı­m:

Önce hak, hukuk, adalet ve hürriyet. Sonrasında ekmek zaten gelir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye