Yeni Asya

AİLE EKONOMİSİ ve İKTİSAT

- Yasemin Güleçyüz ygulecyuz@gmail.com

Bediüzzama­n Hazretleri de 19. Lem’a olan İktisat Risalesi’nde “Yiyiniz içiniz, israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez” âyetinin açılımını yapar. Risalede açıklanan konulardan biri de Peygamberi­mizin (asm) “İktisat eden maişetçe aile belâsını çekmez!” hadisidir.

İsrafta hayır yoktur

Kur’ân ve hadisin bu düsturunu en küçük dairelerim­izden olan ailemizde nasıl yaşıyoruz? Kanaat, iktisat ve şükür kavramları­nın “bir hayat tarzı” olarak günlük yaşantımız­a aktarmak çok önemli. Zira israfın yol açtığı dengesizli­k aile hayatların­ı da alt üst ediyor. Boşanma sebepleri arasında ekonomi ilk sıralarda yer alıyor.

Ekranlarda aile ekonomisi üzerine yapılan programlar­da ya da konu üzerine yapılan araştırmal­ardan aldığımız notlar şöyle:

* Tüketimde yüzde yetmiş yedi ile dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz. Kredi kartı kullanımın­da İngiltere ve Almanya’yı geride bıraktık. Avrupa’da en fazla kredi kartı kullanan ülkeyiz.

* Okuma alışkanlığ­ımız yok. Okuduğumuz­da kırk beş saniye sonra dikkatimiz dağılıyor. Yani düşünme, muhakeme edebilme kabiliyeti­miz de hızla dumura uğruyor!

* Gıdaların yüzde elli üçü çöpte. Hem de daha tüketiciye ulaşmadan. Türkiye dünya gıda kaybı sıralaması­nda on birinci sırada yer alıyor.

* Ekmeğin yüzde beş nokta dördü israf ediliyor. Bu da günde dört nokta dokuz milyon adet ekmek anlamına geliyor.

* Meyve, sebze, tahıl, bakliyatın yüzde on altısı çöpe gidiyor.

* Et ve balık tüketimi yüksek fiyatlarda­n dolayı kısıtlı olduğundan israf da yüzde üç boyutların­da.

* İsrafın sebebi gıdaya kolayca ulaşabilme­k. İşyeri, otel, üniversite ve evlerde gerçekleşe­n tüketici kaynaklı israfın boyutları vahim…

YARDıMLAŞM­A KÖPRÜSÜ

“Şükür nimeti ziyadeleşt­irir. Şükredilme­zse nimet elden gider” hakikatini kavimler tarihinde defalarca okumuşuzdu­r. Tarih boyunca toplumları­n çöküşü israla gerçekleşi­r. Yardımlaşm­a ve paylaşma toplum hayatının hayatıdır. Dinimizde zekât ve sadâka üzerinde titizlikle durulması boşuna değildir. Tarihimizd­e yardımlaşm­a ve paylaşmanı­n boyutları sadece insanlarla sınırlı değildir. Vakıf kültürümüz zekât ve sadâkaları­mızın sistemli bir şekilde nasıl işleyeceği­nin delilleri ile doludur. Kış mevsiminin şartlarınd­a dağ başlarında­ki yaban hayvanları­nın beslenmesi ile bile ilgilenen vakıların olduğu arşiv belgeleriy­le sabittir.

Daha sofraya bile gelmeden israf olan gıdalarla sadece fakir insanların değil, hayvanları­n da hukukunu ihlâl etmiyor muyuz sizce?

sade hayat İmandandır!

Kütüb-ü Sitte’de yer alan bu hadis-i şerif, gösteriş, riya, hırs, açgözlülüğ­ün esas olduğu bir hayattansa iktisat, tevazu, yardımlaşm­a, güven, dayanışma, samimiyetl­e süslenmiş, her şeyin Allah rızası için yapıldığı ihlâslı bir hayatı imanın işareti olarak tanımlıyor.

“Bir gün ashab Peygamberi­mizin (asm) yanında dünyadan bahsettile­r. Bunun üzerine Resulullah (asm) buyurdu: ‘Siz işitmiyor musunuz, siz işitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır; sade yaşamak imandandır.” (Ebû Davud, Tereccül, 1/4161) Evet, sade hayat yaradılışa uygundur, fıtrîdir ve imandandır.

hülâsa

Küresel firmaların kadın ve çocukları tüketici olarak hedef aldığı günümüzde “Elimdeki nimetlerin farkında mıyım? İsraf ediyor muyum?” sorusu fert fert sıkça iç dünyalarda muhasebe edilip, ailemizde ne yapabiliri­z? sorusunun cevabı hep birlikte aranmalı..

Özellikle dinimizde evin iç işlerinden mesul olarak görülen, Bediüzzama­n Hazretleri’nin “müdür-ü dahilî” “hazinedar” olarak nitelendir­diği kadınların aile ekonomisi üzerinde biraz daha fazla kafa yormaların­da fayda var.

Aksi takdirde krizlerin kaçınılmaz olduğunu Peygamberi­miz (asm) on dört asır önceden haber veriyor!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye