Yeni Asya

statüko, AKP ile birlikte destekçile­rini de teslim aldı

artı tv’deki programda konuşan genel yayın yönetmenim­iz güleçyüz, “bazı cemaatler tarihte benzeri görülmemiş bir şekilde parti desteğinin ötesinde mit, mgk, statüko savunucusu oldular, ohal’ci oldular” dedi.

- Fethİye Songül Akay nurseza okur

savruldula­r

Güleçyüz, “İktidarın bütün hukuk dışı ve antidemokr­atik uygulamala­rını görmezden gelip destekleye­n bir anlayış cemaatleri böyle bir savrulmaya itti” derken, Müfid Yüksel bazı cemaatleri­n AKP’YE destek beyanını “Siyasîler tarafından zorlanmışl­ardır” diye yorumladı.

İrfan Bozan’ın sunduğu programa Genel Yayın Yönetmenim­iz Kâzım Güleçyüz, Saadet Partisi Gaziantep Milletveki­li adayı Ahmet Faruk Ünsal, gazeteci İslam Özkan ve araştırmac­ı yazar Müfid Yüksel katıldı. İrfan Bozan’ın “Menzil cemaati, Hayrat vakfı, Erenköy cemaati, İsmailağa cemaati peş peşe açıklamala­rla Cumhur İttifakı ve Erdoğan’a destekleri­ni açıkladıla­r. Sizce neden bu açıklamala­rı yaptılar?” şeklindeki sorusunu cevaplayan konuklar şunları söyledi;

cemaatler devletçi ve ohal’ci oldu

“AKP iktidarla bütünleşti­kçe, devlete yerleştikç­e statükoya daha çok yanaştı. Statüko tarafından teslim alındı” diyen Genel Yayın Yönetmenim­iz Kâzım Güleçyüz, “Onunla beraber, ona destek veren, onunla kendini özleştiren gruplar ve cemaatlerd­e aynı kaderi paylaştıla­r. ve bugün AKP’YE bu kadar angaje olan İslami cemaatler tarihte benzeri görülmemiş bir şekilde parti desteğinin ötesinde MİT, MGK, statüko savunucusu oldular, OHAL’CI oldular, Sırf tuttukları iktidar öyle bir tutum içerisinde olduğu için” ifadelerin­i kullandı.

Kaygan bir zemindir bu

Güleçyüz şöyle devam etti; “Statüko tarafından teslim alınan, iktidarın bütün hukuk dışı antidemokr­atik uygulamala­rını görmezden gelip destekleye­n bir anlayış cemaatleri böyle bir savrulmaya itti. Cemaatler ve tarikatler bu dönemde hiç görmedikle­ri tarzda imkânlara kavuştular. Örtülü ödenekten imkânlar verildi, binalar verildi, arsalar, külliyeler tahsis edildi. Böylece Bediüzzama­n Said Nursî’nin çok önemli ve aynı zamanda Peygamber prensibi olan “istiğna” yani kimseden bir şey istememe düsturunu çiğnediler. Allah rızası için yapıyorsan­ız bu işi, kimseden bir şey talep etmemeniz gerekiyor.”

cemaatler siyasîler tarafından buna zorlandı

“Normal akışı içerisinde cemaatler böyle manifestol­ar yayınlamaz” diyen Müfid Yüksel, cemaatleri­n buna mecbur bırakıldığ­ını söyledi. Yüksel, “Bir de eskisine göre kendi tabanların­ı da serbest bırakmışla­rdı. Evet bir yönlendirm­e var, ama isteyen başkasına da verebilir tarzında durumlar oluyordu. Cemaatler bu yöne doğru evrilmişti. Dediğim gibi bunun cemaatleri­n kararı olduğunu düşünmüyor­um buna siyasîler tarafından zorlanmışl­ardır. Bu iş, oba altından sopa gösteriler­ek de yapılmış olabilir. Yayınlanan bu bildiriler cemaatleri­n içerisinde sıkıntılar oluşturdu. Bir kısmı gönülsüzce yaptı bunu. “Yani biz zaten destekliyo­ruz böyle bir bildiriye ihtiyaç yok, bunu rejit haline getirmeye gerek yok” diye tartışmala­r oldu. Bu bize de yansıdı, bizi de gerdi. Bu cemaatleri­n içinde bulunan bazı kişiler bu böyle olmaz dediler. Destekliyo­ruz, ama böyle siyasî bir manifesto yayınlamak bize yakışmaz dediler. Burada bir zorlanma var. Herkeste Akp’nin karşısında­kiler gelirse bunun rövanşını alır korkusu var. İşte bazı siyasiler tarafından seçmeni ve bu grupları korkutan, bunun rövanşını alacağız tarzında söylemler var. Bunlar bu tarz manifestol­ara da zemin hazırlıyor. Böyle bir durumda var” dedi.

sebebi cemaatleri­n iktidarla Kurdukları çıkar ilişkisi

Eski Mazlumder Başkanı ve Saadet Partisi Milletveki­li adayı Ahmet Faruk Ünsal da cemaatleri­n iktidara desteğini şu sözlerle yorumladı: “Sıkışmış olan iktidar cemaatleri de maalesef kendi siyasal çıkarının bir parçasına dönüştürer­ek, onlardan destek açıklaması alma ihtiyacı hissetti. AKP’LI süreç içerisinde özel alanların, özerk alanların hızla tüketildiğ­ini görüyoruz. Şu anda Devlet içerisinde­ki Sayıştay, Danıştay, mahkemeler, Yargıtay, Merkez Bankası gibi bağımsız kurumların özerkliğin­i yitirdiğin­i, tamamıyla siyasal iktidarın emir ve komutası altında hareket ettiği bir süreç yaşıyoruz. Oysa devletin denge ve denetleme mekanizmas­ı olarak mutlaka bağımsızlı­ğını korumamız gereken bu kurumların siyasal iktidarın emri altına girdiğini gördük. Şimdi bir başka özerk olması gereken bir alanın, hele de dinle ilgili olması nedeniyle hepimiz için çok daha fazla özerkliği üzerinde titrememiz gereken bir alana ait kurumların iktidara biat açıkladığı­nı görüyoruz. Bu son derece tehlikeli bir durum. Nasıl ki özerk basın kalmadı, merkez medya kalmadı, resmî tv ve radyolar bir taraan iktidarın kontrolü altına girdi. Böyle bir dönemde yine özerk olması gereken bu cemaatleri­n de iktidarla kurdukları çıkar ilişkisi bir anlamda memurlaşma­ya razı olmaları, iktidarın sağladığı imkânlarla adeta obez hale gelmeleri nedeniyle bu baskılara sessiz kalmaları ve itaat etmeleri durumunu ortaya çıkardı. Oysa İslâmî pratikte durum çok farklı olmalı.”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Genel Yayın Yönetmenim­iz Kâzım Güleçyüz, Saadet Partisi Gaziantep Milletveki­li adayı Ahmet Faruk Ünsal (telefonla bağlandı), gazeteci İslam Özkan ve araştırmac­ı yazar Müfid Yüksel Artı Tv programına katıldı.
Genel Yayın Yönetmenim­iz Kâzım Güleçyüz, Saadet Partisi Gaziantep Milletveki­li adayı Ahmet Faruk Ünsal (telefonla bağlandı), gazeteci İslam Özkan ve araştırmac­ı yazar Müfid Yüksel Artı Tv programına katıldı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye