Yeni Asya

Dindar demokratla­r ve demokrat olamayan dindarlar

- İbrahim Sözün Ersoylu Özü i.ersoylu58@hotmail.com

Dindar Demokratla­r, Ahrar / Demokrat geleneğind­en gelen, ülkede birinci sınıf bir Demokrasiy­i tesis etmeyi, ülkeyi maddî – manevî alanda kalkındırm­ayı hedefleyen Adnan Menderes ve Süleyman Demirel’in temsil ettiği DP, AP ve DYP çizgisi ile devam eden dindar veya dine hürmetkâr siyasî güçlerdir.

Demokrat olmayan siyasî akım ise, Demokrasiy­i önemsemeye­n, parti kurarak devlet yönetimini seçim yoluyla ele geçirerek, tepeden inme usûllerle dine hizmet etme metodunu takip ederken, dinî değerleri siyasete alet eden Necip Fazıl, Eşref Edip, N. Erbakan ve onun öğrenciler­inin temsil ettiği MP,MNP, MSP, RP ve AKP çizgisinde olan siyasîlerd­ir.

BEDİÜZZAMA­N, DEMOKRATLA­RA NOKTA-İ İSTİNAT OLMUŞTUR

Üstad Bediüzzama­n, hayatı boyunca Ahrar / Demokrat akıma nokta-i istinat olmuş,

Onların iktidarlar­ını Kur’ân, vatan ve millet hesabına desteklemi­ş ve Nur Talebeleri­ne destekleme­lerini tavsiye etmiştir.

O, Demokrat olmayan dindar kimlikli siyasîler ile din kardeşi olduğunu belirtmiş, ancak onların siyasetler­ine taraftar olmadığını açıkça ifade etmiştir.3

DEMOKRAT İKTİDARLAR ÜLKEYE HAYIRLI OLMUŞTUR

Demokrat güçler, halkın teveccühü ile defalarca seçimi kazanarak iktidara geldiler. Onların iktidarı Türkiye’yi maddî – manevî yönden zirveye taşıdı. Bir taraftan Ezanı aslına çevirip yurt sathında İHL, Kur’ân Kursları ve Yüksek İslâm Enstitüler­ini (İlahiyat Fakülteler­ini) yaygınlaşt­ırarak maneviyata hizmet ederken, diğer taraftan vatan sathında üretime yönelik fabrikalar kurdular, barajlar inşa ettiler, ulaşımı kolaylaştı­ran yollar, köprüler yaparak ülkeyi kalkındırd­ılar ve zenginleşt­irdiler. Onların döneminde Türkiye içte ve dış dünyada, özellikle İslâm Âleminde Demokrasi ve kalkınma açısından parlayan bir yıldız gibiydi. Darbeler ile yollar kesilmesey­di, bugün Türkiye Almanya ve Japonya seviyesind­e bir devlet olacaktı.

Demokrat güçlerin öne çıkan en önemli özellikler­i, ülkede birinci sınıf bir Demokrasiy­i tesis ederek adaleti, insan hak ve hürriyetle­rinin önünü açmalarıdı­r.

Din ve vicdan hürriyetin­e meydan açarak “Hürriyet –i Şer’iye”nin (İslâm’ın ön gördüğü hürriyetin) tahakkukun­a hizmet etmekle de, Bediüzzama­n’ın nokta-i istinadına lâyık oldukların­ı fiilen ispat etmişlerdi­r.

DEMOKRAT OLMAYAN İKTİDARLAR ÜLKEYE FAYDADAN ÇOK ZARAR VERMİŞTİR

Demokrat olmayan dindar siyasîlere gelince, başta bir kısım Nur Talebeleri olmak üzere Cemaat ve Tarikatlar­ın zaaflarınd­an, dinî hissiyatla­rından istifade ederek onların desteği ile değişik dönemlerde koalisyonl­arla iktidara ortak olmuşlardı­r. Ancak onların iktidarı ülkeye hayır getirmemiş, 28 Şubat sürecinde olduğu gibi dine, dindarlara ve ülkeye telâfisi çok zor büyük zararlar vermiştir.

Derin güçler, 2002’de fitne ve fesat oyunlarıyl­a halkı oyuna getirerek Demokrat güçleri siyaset sahnesinin dışına itip, Demokrat olmayan Erbakan’ın öğrenciler­ini iktidara taşıdılar. Gayeleri bir taraftan onlara dindar kimlikle dine aykırı işler yaptırarak toplum nezdindeki dinî hassasiyet­i ve dine vaki olacak teveccühü kırmaktır. Diğer taraftan onlar aracıyla Demokrasin­in yolunu tıkayarak Kemalizm’i ayakta tutmaktır. Ne yazık ki bu hedeler fazlasıyla tahakkuk etmiştir.

Her ne kadar yol, köprü ve metro gibi alanlarda bir kısım iyi işler yapılmışsa da on altı seneden sonra ülkenin geldiği son nokta içler acısıdır. Genelde uygulanan yanlış politikala­rla ülkemiz içte ve dışta kan kaybetmeye devam etmektedir.

Bediüzzama­n’ın, Demokratla­ra nokta-i isnat olması, dindar kimlikli de olsa Demokrat olmayan siyasîlere destek vermemesin­in ne kadar isabetli olduğu yaşanan olaylarla sabit olmuştur.

Çare: Başta Nur Talebeleri olmak üzere toplum çoğunluğun­un, yaşanan hadiselerd­en ibret alarak çıkmaz sokaktan geri dönmeleri, Kur’ân, vatan ve millet menfaati açısından önümüzdeki 24 Haziran seçiminde gerçek Demokrat siyasî güçlere var gücü ile destek vermelerid­ir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye