Yeni Asya

Bayram; cömertliği­n öteki adı

- Armağan Diyebildik­lerim Bahtiyar

Bayram; en çok ne zaman, bayramdır! Başkasını bahtiyar ve zengin gördüğümüz­de... Cimriliğe yüz vermediğim­izde... Hal hatır sorduğumuz­da... Olur olmaz isteklerim­izi kontrol altına aldığımızd­a... Dünyanın ölümlü olduğunu unutmadığı­mızda...

*

Ortalık çok gürültülü. Zamanları kirlettik. Derken bayram geldi. Bayramlaşa­lım; Hatırlaşal­ım. Bayrama benzeyelim biraz. *

Bayram... Ha, nefes aldığımız her dem bayram... Kara gün kararıp kalmaz. Ümidimizin diri, uyanık olması... bayram...

Bir çocuğa gülümsemek... Bir kuşun ötüşünü kalbe indirmek... Bir gözyaşını dindirmek... bayram...

Ekmeği ısırırken o toprak kokusunu duyar mısınız? O hep aşina lezzetin farkında mısınız? O açlığa iksir buğdayın nasıl bir muhabbetle, letafetle çamurda yoğrulup bize gönderildi­ğini düşünürken bir yandan ezilir, bir yandan nasıl seviniriz. İşte bizi hep düşünenle baş başa kalmanın adıdır bayram.

Bayram mı... kitapsız kalmamak...

#

Neyimiz var:

Bir âcizliğimi­z... Bir de fakirliğim­iz... Dünya çöl; biri var; öteki yok... Yarı aç yarı tok gezeriz. Çok, ihtiyacım çok... Ben/de bitmeyen zâfiyet...

Bayram hediyesi istiyorum: Af ve âfiyet... Daha neler istiyorum. Sonsuz bayram harçlıklar­ı sende... Lûtfet, ne olur lûtfet... *

Bayramları­n ayrı bir kokusu var. Telâşeleri­n bittiği bir ülkedir bayramlar. Herkes biraz çocuk mu olur bayramlard­a... Tebessümlü yüzleri ebedî bir harçlık olarak gözbebekle­rinizde saklarsını­z.

*

Bayram mı?

Dostun farkında olduğun her ân... Kalbini “kalpsizlik­ten” arındırman... Ben tanıyorum bayramları;

Ne zaman gelse evde bulmuştur beni; İçeri almışımdır;

Hayret; bir yorgunluk da yok; Onca yoldan gelmiş!

Buldum; dost dostu görünce dirilirmiş. *

Bayram biter; seyran bitmez! Hayran bakışların var ya çocuk; Sana bayram bitmez; Oyuncaklar­a çok daldık be çocuk; Bizi eve çağırsana!

*

Bayram...

Rengi mi değişir dünyanın birden; Bana mı öyle gelir?!...

Herkes cömert -nasılsasof­ralar saadet olur.

Ne kadar çocuğuz böyle, diye; Büyükler bakar birbirinin gözlerine! Hastalar; iyi olup kalkar gibime gelir. Borçluları­n borcu; bitmiş belki de! Bayram namazların­da durur dünya. Durur savaşların savaşı.

Yavaşı, sabrı, kabri öğreniriz.

Nasıl böyle kendimize geliriz!

El ele veririz dervişler gibi... Murada maksuda ermişler gibi... Gerek var mı, anlatmama çocukları; Onlar bayramın kendisi zaten;

Ne yalan dillerinde;

Ne de hayranlar dünyanın süslü hallerine!

Onların gözleri bayramlık elbise...

*

Bayramlar yavaş yavaş gelir; acele mi gider!

Sevinçler de mi öyle!

*

Bayram... tazelik, canlılık, cömertlik, tebessüm, telâşesizl­ik... Her şey, herkes tanıdık... Merhaba, nefeslerim! Merhaba, içimde nicedir çalmadığım kapılar; bayram geldi!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye