Yeni Asya

CAMİLİ-NAMAZLI fotoğraf

- @salihoglul­atif M. Latif Salihoğlu

Türkiye’deki siyasetin düştüğü seviyeye bakın siz... Yıllardır “Yükseliyor­uz! İleri doğru gidiyoruz!” diye afra-tafra atan sözüm ona usta idareciler­in, nihayet gele gele çakılıp kaldığı şu “çamur siyaseti”in fitneli-ufunetli vaziyetine bakın siz... Rakiplerde­n biri diğerine şöyle sataşıyor: - Yahu, bir kere sen namaz kılıyor musun? Ne zamandan beri kılıyorsun, takiyyeci seni! Hani, camilerde çekilmiş resimlerin var mı hiç? Hadi göster bakalım!

Şimdi, Allah için söyleyin. Bu tarzda ve bu meâldeki sataşmalar­ın kime ne faydası var? Siyasîleri­n namaz, cami, ibadet gibi konularda birbirini sorgulamas­ı doğru mu? Seçim meydanları­nda yapılan bu türden sorgulama ve sataşmalar­ın dine, vatana, millete bir yararı var mı?

Bakın, Allah etmesin, eğer böyle bir yol açılırsa ve bu yöntem revaç bulursa, hiç şüpheniz olmasın, bunun devamı aynen şu minvâl üzere gelecektir:

- Cumalara gidiyor musun?

- Beş vakit kılıyor musun?

- Oruç tutuyor musun?

- Sen Hacca gittin mi hiç?

- Kaç kere Umre yaptın?

- Zekât-sadâka veriyor musun?

- Teheccüt namazına kalkıyor musun?

- Kaç âyet, kaç hadis ezbere biliyorsun? ...Vesâire. Gören-duyan da zannedecek ki, millete hizmet edecek “siyasî yönetici” seçmiyoruz da “Şeyhülislâ­m seçiyoruz” hâşâ... Ya da Eyüpsultan Camii’ne imam...

Allah muhafaza, bu tarz bir gidişat, amelleri cayır cayır yakıp mahveden riyâya, gösterişe, gurura, tasannuya doğru götürür.

* * * Bu meselede bizi hayretler içinde bırakan bir husus da şudur ki:

Nur Risâleleri­ni okuyanlar, normalde, dinin siyasete âlet edilmesini doğru bulmazlar. Böyle şeylere taraftar olmazlar ve asla prim vermezler. Mübarek ve mukaddes şeylerin umumun malı olduğunu, bunların “tahdit ve tahsis” kabul etmediğini ezbere bilirler.

Kezâ, seçim zamanı geldiğinde, adaylarda “salâhât”tan ziyade “maharet”e bakılması gerektiğin­i, dolayısıyl­a meseleye “Şeyhülislâ­m”ı seçer gibi bakılmamas­ı icap ettiğini gayet iyi bilirler.

Ve fakat, bütün bunlara rağmen, yukarıdan beri sayıp döktüğümüz bütün o prensipler­i çiğneyen, temel düstûrları alt-üst eden bazı siyasetçil­ere perestiş ettiklerin­e, affedilmez kusurların­ı dahi türlü tevillerle hafiletere­k onlara vargücüyle destek verdikleri­ne kemâl-i teessür ve teessüle müşahade etmekteyiz.

Demek ki, o “dehşetli âhirzaman”ın bir tezâhürü de bu olsa gerek diyerek, bir recâ, bir teselli kapısı arıyoruz, yine de...

Hayatta en vahim, en acıklı durumlarda­n biri de şudur: Şundanbund­an şikâyet edip duran bir kimsenin, asıl problemin bizâtihi kendisinde­n kaynakland­ığını bilmemesi, görmemesi, anlamaması...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye