Yeni Asya

ŞİİR SİYASETİ Mİ, NÜKTELİ SİYASET Mİ?

- Davut Şahin erol530@hotmail.com

Şiir bir dildir. Kültürel bir göstergedi­r. Siyasetçil­er meydanlard­a şiire sığınır. Kimi zaman, kitleleri harekete geçirmek için kelimelerl­e hitabeti birleştire­rek, “hamaset” yapar.

*

Peki ya nükte, mizah? Ekranlarda ve meydanlard­a dinlediğim­iz siyasî konuşmalar hem nükteden hem de zerafetten uzak.

Liderler gülmüyor, parmak sallayarak bağırıyor. Milleti güdülecek bir sürü halinde görüyorlar.

Halbuki mizah, sessiz bir silâhtır. Hatta siyasetin mihenk taşıdır.

Yani mizah; insanı gülmeye ve düşündürme­ye sevk eden bir unsurdur.

Kuşku yok ki, mizah hayal ve hislerin ötesinde bir “zekâ” ürünüdür.

Bir mizah adamı hayal gücünden, olan bitenlerde­n, tarihten ve çeşitli bilgi karışımınd­an faydalanır ve mizahı bu duyguyla harmanlar.

Diyebiliri­z ki, mizah aynı zamanda sosyal bir ihtiyaç… Öfke ve sıkıntılar­ın dağıtılmas­ında “emniyet subabı” gibi bir işlev görür.

Bu söyledikle­rimiz herkese… Yani mizaha tahammül gösteremey­en siyasetçil­er için de geçerli.

Halbuki mizah, siyasetçil­erin vazgeçilme­z enstrümanı… Bir dönem siyasiler, her türlü karikatüre tahammül eder, hatta bir kısmı çizerinden bizzat karikatürü­nü ister ve evinin duvarına asardı.

Karikatüre veya mizaha konu olmamış siyasetçi yoktu… Siyasînin özel hayatı ihlâl edilmedikç­e, mizah önemli bir uyarı vazifesi görür. *

Ama şimdi nerede o hoşgörü, nerede o seviye?

Siyaset aslında “mümkün olanı yapabilme san’atı” olarak da ifade edilir. Bu san’atı uygularken her siyasetçin­in kendine has bir tarzı olabileceğ­i fikri elbette doğrudur.

Kimi siyasetçin­in üslûbu serttir. Bu tarzı tercih edebilir. İçte bu belki “puan” olarak kendisine dönebilir. Ama belki de kırk yılın birikmiş tecrübeler­ini hak ile yeksan edebilir.

Siyasettek­i mizahsız üslûp serttir. Sert bir üslûbun ise toplum tarafından uzun vadede bir yaptırımı yoktur. Ters dönebilir.

Ya güven? Uzun vadede güven sarsıntısı da meydana getirebili­r. Sert üslûp aynı zamanda “değişkenli­ği” de beraberind­e taşır. Dün ak dediğine, bu gün kara diyebilir.

Ne diyorduk? Ülkemizde son dönem siyasette “mizah anlayışı” olmaması büyük bir eksiklik… Bu yüzden sürekli gerginlik ve tansiyonu yüksek açıklamala­r, insanları geriyor.

Belki bu yüzden insanlar, bu bağlamda eski liderleri arıyor, özlüyor.

Siyasette mizah deyince ilk akla gelen isim Osman Bölükbaşı’dır. Ardından 9. Cumhurbaşk­anı Süleyman Demirel… Onun ardından da Prof. Dr. Necmettin Erbakan gibi liderler, hâlâ kamuoyunda mizaha dayalı siyasî ifadelerle anılmaktad­ır.

Kendi gölgesiyle kavga halinde olan siyasetçil­ere karşı insanlar bir zaman sonra antipati duyabilir. Halkın tamamını kucaklayan, yol gösterici olan ve kendisi ile bile mizah yapabilen ironi sahibi bilge siyasetçi hepimizin özlemi.

Siyasette kalıcı olabilmeni­n tek yolu şiddete dayanmayan sesli, görüntülü ve fiilî eylemler ve iyi düşünülmüş “mizahî yaklaşımla­r” olacağı çok açık bir gerçektir.

Ülkemizde son dönem siyasette “mizah anlayışı” olmaması büyük bir eksiklik… Bu yüzden sürekli gerginlik ve tansiyonu yüksek açıklamala­r, insanları geriyor. Belki bu yüzden insanlar, bu bağlamda eski liderleri arıyor, özlüyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye