24 HAZİRAN TARİHÎ FIRSAT
Seçime dört gün kala siyasî ortam ve atmosfer, baskın seçim kararının açıklandığı iki ay öncesinden çok farklı. Bahçeli’nin “26 Ağustos’ta yapalım” diye ortaya atmasından sonra Erdoğan’ın 24 Haziran’a çektiklerini bildirdiği seçim kararı öncesi ülke OHAL rejiminin ağır baskısı altında MHP destekli Saray+akp iktidarının keyfîliklerine karşı çaresiz durumdaydı.
Ama erken seçim kararı birden havayı değiştirdi. Muhalefetteki dört partinin adalet, hukuk, demokrasi, parlamenter sisteme dönüş gibi hedeler ekseninde Millet İttifakını oluşturması, çok farklı bir rüzgâr estirdi. Bu ittifakın cumhurbaşkanı adaylarının sahneye çıkması, seçim yarışına yıllardır görülmemiş bir renk ve canlılık kattı.
16 yıllık süreçteki seçimlerin çoğunda, iktidarda olmasına rağmen “mağduriyet”in primini alarak ipi göğüslemiş olan AKP, bu kez iktidara iyice yerleşmiş, devlet imkânlarını sonuna kadar kullanan, kontrolündeki medya ile kitlelerin beynini yıkamaya devam eden, alternatifsizlik algısından da beslenen bir konumda seçime giriyorken...
Zaten var olan 12 Eylül ürünü adaletsiz ve eşitsiz seçim sisteminin sağladığı haksız avantajlara ilaveten OHAL’IN getirdiği kısıtlamalar ayrı bir handikap oluşturuyorken...
Bu üst üste gelen ve iç içe geçen olumsuzluklar, iyice bunalan toplumdaki çıkış yolu ve alternatif arayışını tetiklemek suretiyle 24 Haziran’ı kurtuluş için tarihî bir fırsat olarak görme ve değerlendirme algısını ve kararını da oluşturdu ve pekiştirdi.
Millet İttifakıyla ortaya konulan alternatif umudu kitlelerdeki karamsarlığı dağıtırken, iktidarın ezberini ve kimyasını iyice bozdu.
Artık gündem dayatan değil, adalet ve demokrasi için güçbirliği yapmış muhalefetin belirlediği gündemlerin peşinden giden ve rakiplerinin atraksiyonlarına cevap vermekte çok zorlanan diken üstünde bir iktidar var.
Seçim beyannamesinde “Sürdüreceğiz” dediği OHAL’I 24 Haziran’dan sonra kaldırmaktan dem vurması ve bayramlarda “Erdoğan köprüleri”ni de ücretsiz yapmayı ancak muhalefetin bu konuyu dillendirmesi üzerine telâffuz etmesi, iktidardaki “dağılma” halinin örneklerinden yalnızca ikisi.
Görünen o ki, siyasette 16 yıldır devam eden 28 Şubat ürünü düzenin sonu yakın. İnşaallah.
Milliyet’in haberine göre, seçimden sonra OHAL kalkacak, ama 31 KHK ile getirilen uygulamalar devam edecek. Belli ki, AKP iktidarının planı bu. Böyle bir düzenbazlığa fırsat vermemenin yolu ise 24 Haziran’dan geçiyor. Oylarımızı “OHAL’E de, Khk’larına da hayır” diyerek verelim.
AYM’DE açılan kapatma davasında AKP, kendini Demirel’in İslam, Demokrasi, Laiklik kitabıyla savundu - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/roportaj/aym-deacilan-kapatma-davasinda-akp-kendini-bu-kitapl a-savundu_352135