SAHAFLIK GÖNÜL İŞİ
kadıköy 1. SAHAF Günlerİ’ne katılan SAHAF Halİl Bİngöl, “BİR Sahafın SAHAF olabİlmesİ İçİn osmanlıca’yı çok İYİ BİLMESİ, arapça ve Farsça’ya aşİna olması lâzım” dedİ.
Belediyesi ve Beyoğlu Sahalar Derneği iş birliğiyle gerçekleştirilen Kadıköy 1. Sahaf Günleri’ne katılan sahaf Halil Bingöl, sahalık ve nadir kitaplar konusunda açıklama yaptı. Bingöl, Eyüpsultan’da 1947’de doğduğunu aktararak, “Sahalığa 1966’da lise çağlarında Eyüp’te Şafak Sineması’nın önünde Tommiks, Texas takas ederek başladım. Üniversite eğitimine devam ederken de Beyazıt Meydanı’nda Cumartesi, Pazar günleri kaçak tezgâh açıp eski kitap alıp satmaya başladım ve üniversiteyi bitirmemde bana maddî olarak destek sağladı” şeklinde konuştu.
“SAHAFLIK, ESKI Kitap SATICILIĞINDAN ÇIKMALI”
Sahaların dil bilmesi gerektiğine vurgu yapan Sahaf Bingöl, şunları söyledi: “Her sahafın bir ihtisas alanı seçmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Sahalık, eski kitap satıcılığından çıkmalı. Her eski kitap satan, tabelâsına ‘sahaf ’ kelimesini koyuyor. Bakıyorsunuz, sahalıkla hiç alâkası olmayan yepyeni kitaplar. Bu bizim kategorimize girmiyor. Bir sahafın sahaf olabilmesi için Osmanlıca’yı çok iyi bilmesi, Arapça ve Farsça’ya aşina olması lâzım. Yani bir kitabın Arapça, Farsça, Rusça, Bulgarca, Sırpça, Gürcüce ya da Yunanca olup olmadığını ayırt edebilmesi gerek. Etrafımızdaki sınır komşularımızın kullandığı kitapların, hurufatların ne olduğunu bilmesi lâzım. Bunlar bir sahafın aslî görevleri.”
“Kitap BAKIMINA ÖNEM VERILMESI LÂZIM”
Özellikle gençlerin kitaplara önem vermesi gerektiğini dile getiren Bingöl şunları söyledi: “Çok az insan tarafından toplanıp bir arada muhafaza edilip saklanıyor. Bir yangın oluyor, hepsi gidiyor. Evi su basıyor, bütün kitaplar çöpe gidiyor. Yurt dışında bunları çok özenle koruyorlar. Bir kütüphaneye gittiğinizde hemen vermiyorlar. Mikro filmini veriyorlar. Kitaba el süremiyorsun. O kadar önemli. Kitabın da bir dayanma ömrü var. Buna ne kadar iyi bakarsan, kâğıt da kaliteliyse çok uzun yıllar devam eder, ama kâğıdı kalitesizse, havalandırılmaz ve gerekli bakımı yapılmazsa, yıllar sonra kâğıt buhar olup uçuyor. Kırılıyor, dökülüyor. Onun için buna çok önem verilmesi lâzım. Burada birçok genç arkadaş var. Fotoğraf çekiyor, bakıyor, görüyor, araştırıyor, ama dükkâna kimse gelmiyor. Buradaki insanlar gelip geçiyor, merak ediyor, soruyor. Bu tür etkinliklerin bu nedenle bize çok faydası var.” İstanbul - aa