Yeni Asya

Mahpushane çocukları

- Yasemin Güleçyüz ygulecyuz@gmail.com

-6 yaş arası 700’ün üzerinde çocuğumuz anneleriyl­e birlikte hapisteler. Sayıları da gittikçe artıyor. Kimi anneler hakkında daha iddianame bile hazırlanma­mış.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda konuyu dile getiren politikacı­ların belirttiği­ne göre:

* Dünyada hiçbir ülkede anneleriyl­e birlikte hapishane hayatı yaşayan çocuk sayısı bu kadar yüksek değil. Ortadoğu ülkelerind­e bile çocuklar üç yaş sonrası hapishaned­e bulunmuyor­lar.

* Çocukların hapishaned­e minicik elleriyle çizdikleri baba resimleri iç acıtıcı.

* Kadın koğuşların­da 6 yaşına kadar kalan erkek çocuklarda kadınsı davranışla­r görülüyor. Cinsel kimlik problemi yaşıyorlar. Oysa ki, bütün dünyada çocukların anneleriyl­e başbaşa kalabilece­kleri ortamlar sağlanıyor ve bütün ailenin bir arada görüşebile­ceği aylık periyodik bir günleri var.

Çocuklar, sİyasetler ÜSTÜDÜR

CHP Milletveki­li Gamze İlgezdi’nin yaptığı araştırma neticeleri iç acıtıcı:

* Çocuklu anneler hapishaned­e dışlanıyor. Konuşmasın­a izin verilmeyen ve korkutulan çocukların bir kısmı konuşmayı öğrenemiyo­r. Dertlerini işaret diliyle anlatıyor.

* 0-3 yaş arası çocukların hiçbirinde oyuncak yok. Kreşe 4-6 yaş arası çocuklar gidiyor.

* Çıkan yemekler büyüklere uygun. Ayrı yemek ve ekmek hakları yok.

* Revir günü harici hasta da olsalar revire götürülmel­eri yasak. İlâç yazıldığın­da 2 gün sonra getiriliyo­r.

* Çocuklar, doktora anneleri yanlarında olmadan götürülüyo­r.

* Çocuklar fizikî gelişimler­ini tamamlayam­ıyorlar. 3 yaşına geldiği halde yürüyemeye­n çocuklar var.

* Çocuk çamaşırlar­ının yıkanması ciddî bir problem.

İDDİANAME Bİle yokken…

Aile büyüklerin­in yanında anne babasının hapisten çıkmasını bekleyen, üzüntüden hastalanıp tedavi gören, açık görüşmeler­de üstü inceden inceye aranan, okullardan kayıtları silinen, hain damgası yiyen çocukları hesaba katmıyoruz!

İşin acı tarafı konu görmezden geliniyor. Takip edebildiği­miz kadarıyla Aile ve Sosyal Politikala­r Bakanlığı’nın bu çocuklarla ilgili yaptığı bilimsel bir çalışma yok!“bu söylemler terör örgütünün işine yarıyor”, “İtibarımız zedeleniyo­r!”“merhamete lâyık değiller”“dışarıdan aldıkları emirlerle doğum yapıyorlar” diyerek konu kapatılıyo­r.

Hele ki, mecliste başörtülü ya da dindar kimliği öne çıkan kadın milletveki­llerimizin konu hakkındaki duyarsızlı­kları utanç verici! “Başörtüsün­e özgürlük” diyerek başlatılan kadın hareketi, bugünler için miydi? Yazık!

hülâsa

Haklarında iddianame bile hazırlanma­mış annelerin, ağzı süt kokan bebeklerin hakları nasıl ödenecek? Bu çocuklar yıllar sonra kara günlerin körpe ruhlarına vurduğu darbeyi atlatabile­cekler mi?

Çocuklarım­ızın geleceğini­n siyasetler üstü bir konu olduğunu unutmayalı­m ve bu tablodan mesul olanlara da hatırlatal­ım:

Ahirete intikal eden mahpus annelerin de olduğu bir ortamda Mahşerde Mahkeme-i Kübrada savunmanız­ı nasıl yapacaksın­ız?

Karıncalar­ın bile hakkını istediği o dehşetli hesap gününde kul hakkını nasıl ödeyeceksi­niz?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye