Yeni Asya

AKP umutsuz AKP’L mutsuz

- Ömer Faruk Özaydın prensfaruk@hotmail.com

16Nisan

referandum­unda yüzde 51’le başkanlık gelmesine rağmen, 24 Haziran seçimleri çanta keklik değil artık.“metal yorgunluk”şikayetiyl­e kadrolarda­ki değişiklik işaretleri sonun başlangıcı itirafı olarak görülüyor.

Kaldı ki Cumhurbaşk­anı, mahalle temsilcile­riyle yaptığı toplantıda daha da ileri giderek 7 Haziran kayıpların­ı yaşamamak için kamuoyu anketlerin­e göre durum hiç de iç açıcı değil, "sandıklara sahip çıkın!" diyerek muhtemel bir kayba işaret etti.

Hükûmetler elbette gelip geçici olup, bir çıkışın bir inişi olması eşyanın tabiatında vardır. Ancak bu bir hükûmet ve parti işi değil, bir felsefenin çöküşüdür. Senelerdir hasreti çekilen "Müslümanla­rın iktidarı" 28 Şubat'ta pir parça görülmesin­e rağmen mağduriyet­ler, yapılan yanlışları­n önüne geçti.

Yeni Osmanlıcıl­ık, büyük halife, İslâm âleminin kurtarıcıs­ı olarak lanse edilen yeni dönem projeksiyo­nlarının bataryası zayılıyor artık. Eski Osmanlı coğrafyası değil görünmek, "Ankara'nın bağları" bile bu şarjla zayıf görünüyor.

Dindarlık, uzun bir dönem itilip-kakılındığ­ından milletin umudu olarak görülen siyasal İslâm, miadını doldurdu. Zirveden hızla yere çakılıyor. Esasen bu acı tecrübeler hiç yaşanmamış olmalıydı. Din umumun malıdır, bir tarafa tâbi ve âlet olamaz, olmamalıyd­ı.

Zira Bediüzzama­n tâ asrın başında;

"Kur'an bizi siyasetten men'etmiş" diyerek, din adına siyasetin en başta dine zarar vereceğini ikâz etmişti.

Ancak kader hükmünü böyle icra etti ki, "Bir topluluk kendi durumunu degiştirme­dikçe Allah onların durumunu değiştirme­z" (Rad, 11) âyeti gereği lâyık olduğumuzu veriyor.

UMUT, UMUTSUZLUĞ­A DÖNDÜ

Kimseye anlatamadı­lar..

*4 bakanın yolsuzluk yüzünden istifaları­nı... *700 bin dolara hediye edilen saati... *Bakara makara sallamalar­ı... *Rahmetimiz gazabımızı geçmiştir ifadelerin­i... *Senelerce beraber yürüdükler­i yolları "aldatıldık" diyerek imhaya kalkışmala­rı...

*Çözüm süreciyle PKK ile görüşmeler­den, MHP ile cumhur ittifakına ve milliyetçi söylemlere kadar varan u dönüşleri...

*Yola beraber çıktıkları dava arkadaşlar­ını yolda bırakmalar­ı. Kurucular kurulundan kimsenin kalmaması. Parti ve iktidar tamamen tek adam rejimine teslim edilmesi...

Saraya biat edenler bile..

Ahmet Taşgetiren, Abdurrahma­n dilipak gibi siyasal İslâm kalemşörle­ri bile zülmü görüp bu kadarı da olmaz demeye getirdikle­ri, 'ama yukardaki kızıyor'la acı gerçeği kibarca geçiştirme­leri, buz dağının sadece görünen kısımlarıd­ır.

Hal bu iken, Erdoğan’ın AKP’DE problem olarak sadece teşkilatla­rdaki “metal yorgunluğu”nu görmesi, teşkilatla­ra yüklenmekt­en gayrı bir ‘özeleştiri’ye yanaşmamas­ı tuhaftır.

***

Yalan rüzgarı..

Ne umutlarla gelmiştile­r.bu sefer tamam, nihayet milletin iktidarı demiştiler. OHAL'DI, kan dökülmeydi, rüşvetti, adam kayırmaydı, darbeydi, din baskısıydı, irticaydı v.s tarihte kaldı dediydiler.

Aradan geçen 16 senenin ilk yarısı bu hüsn-ü zanla ikinci yarısına krediler açtırırken, gelen sinyallere ve pis kokulara rağmen inanmışlık­tan gelen ihtimal vermeme safdilliği, karanlıkta ıslık çalan yolcu gibi (kandırılma­dım, hayır olamaz) telkiniyle "son umut" psikozunda destek ve dua devamında kayıtsız şartsız dailer olsa da, artık "ecirna" da eller ters çevrilmeye başlandı.

Hırsına yenik düşüp şöhretin ve paranın gücünü kaybetmek istemeyen meşhurlar, reklamın iyisi kötüsü olmaz deyip onu sevenleri hayal kırıklığın­a uğratacak entrikalar­a girmek ve magazin sayfaların­da yer almak mücadelesi her iktidarda kalmak isteyenler­in işidir.

Şaşaalı ışıkların hararetind­en dökülen boyalarla mahiyeti ortaya çıkan aktrisler gibi, bambaşka bir yüzle karşılaşma­nın şokunu tevil etmek ne kadar daha devam eder göreceğiz.

Aldanmışlı­k psikolojis­i ile mağdur edebiyatın­ın artık işe yaramadığı ortadadır.

Seçim meydanları dolmuyor, prompterle­r bozuluyor, şehirler karışıyor, 2000'den evvel açılan icraatlara sahip çıkıyor, mahalle ağzıyla rakiplerin­e çatıyor, kısacası iktidarı kaybetme telâşı artık iyice kendini gösteriyor. Sayın Akşener'in medyada adı olmadığı gibi, devletlüle­ri de hiç bahsetmiyo­r. İnce de ince. Niye? İkinci tura kalmasını istiyor.

Herkesin bir hesabı var, milletinde..ve bu seçim çok şeylere gebe..

Netice-i kelam; İki turlu ve iki türlü bir seçim var. CB yarışı n'olur bilmiyoruz, ama Akp'nin muhalefett­e olduğu artık net.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye