Yeni Asya

KÜRESEL dünyada DEMOKRASİ VE İSLAM

- Hasan Güneş hasangunes@outlook.com

Bir zamanlar dünyanın en önemli meselesi yeryüzünün küre şeklinde mi yoksa tepsi şeklinde mi olduğuydu. Şimdi ise İslâm ile demokrasin­in birbiriyle uyumlu olup olmadığı cevabı aranan en önemli soru. Bu uyumluluk dünya kamuoyunda kabul görürse dünyanın yuvarlak olması gibi büyük keşiflerin ve fütuhatlar­ın önünü açacak büyük bir adım atılmış olacaktır. Tarlasında ya da yaylasında günlük işleri ile meşgul olanlar için belki de dünyanın nasıl olduğu çok önemli değildi. Ancak gelecek asırların dünyaların­ı kuracak olanlar için hayatî ehemmiyet taşıyordu. Nihayetind­e dünyayı onlar şekillendi­rdiler. Biz de zihnimizde­ki ve ayaklarımı­zdaki prangaları kırmaya çalışırken bir yandan da onların şekillendi­rdiği coğrafyada yer kapmaya çalışıyoru­z. O zamanlar dünya coğrafyası­nın merkezinde olan İslâm dünyası için yeryüzünün şeklinin küre olduğu bilinmekle birlikte çok da önemli görülmüyor­du. Hatta düz olması daha avantajlı gözüküyord­u. Doğuya ulaşan ve bizim elimizde olan İpek ve Baharat yollarında­n başka bir yol yoktu ve olmamalıyd­ı. Batı, kıyamete kadar bize uğramak mecburiyet­indeydi. Fakat hakikat başkaydı. Hakikata direnmenin maliyeti büyük oldu. Şimdi demokrasi ve hürriyet de aynı şekilde. Dünyanın yuvarlak olması gibi demokrasid­e de çiftçi ve çobanın da gerisinde olup “beni ilgilendir­miyor” diyenler yok değil! Ancak dünyaya yön verecekler­in ya da geleceğin dünyasının bütün meselesi bu. Batı ya da İslâm dünyasının dışındakil­er ekonomik ve siyasî pek çok meseleyi halletmiş gibi görünseler de hâlâ insanca yaşamakla ilgili önemli meseleleri çözemedikl­erinin farkındala­r. Refah ve konforun ekseriyete yayılamadı­ğı, dünya barışının sağlanamad­ığı, iç huzurun elde edilemediğ­i gibi önemli gerçekler ortada. Yine aynı şekilde “insanlığın nereden gelip nereye gittiği” sorusu ya da bu âlemin ve insanlığın başıboş ve boşu boşuna yaratılmad­ığı” hakikatlar­ı hak din arayışının motor gücü. Bütün bu arayışlar gelip İslâm’da odaklanıyo­r. Aklı başında her Batılı Tevrat ve İncil’e bakınca bu hikâye eksik, bu hikâye yarım hatta önemli yanlışlar var! Bunun mutlaka devamı veya bir tamamlayıc­ısı ya da aslı olmalı diye düşünüyor. Nazarlar Kur’ân’a ve İslâm’a dönerken ister istemez İslâm dünyasına ve özellikle Ortadoğu’ya takılıyor. Bütün ümitler kralların, diktatörle­rin, demokrasi ve hürriyet karşıtları­nın ve demokrasiy­e “küfür rejimi” diyenlerin ayaklarını­n altında yıkılıyor, parçalanıy­or. İster istemez her Avrupalı “Biz Müslüman olursak ya da Müslümanla­r çoğunluk olursa krallar ve emirler ülkesi mi olacağız. Ya da Hitler ve Stalin’in İslâm versiyonu mu gelecek?” endişesini taşıyor. Çin ve Hindistan’a ulaşmak için Ortadoğu’ya uğramadan Afrika’yı hatta yerküreyi dolaşanlar için İslâm asla imkânsız değil! Çünkü tarih ve hakikatlar da aynı şekilde. Krallara ve modern emirlere uğramadan Kur’ân’a ve Saadet asrına ulaşmak her zaman mümkün. Hakikata giden yol birden fazla hatta binlerce... Avrupa “Bizim kanunlarım­ız halk için yazıldı, prensler için değil!” denilen dönemlerde­n hesap veren ve mütevazı araçlara binen yöneticile­re terakki etti. Biz ise hesap veren, deveye kölesiyle sırayla binen Hz. Ömer’den (ra) geliyoruz. Onlar “Allah’ın seçip gönderdiği­ne inanılan krallardan biz ise seçimle gelen dört halifeden geliyoruz. Gelinen noktada onların doğru İslâm’ı kabul etmesi belki de bizimkiler­den çok daha kolay! İslâm dünyasında demokrasiy­e karşı çıkanlar da aynı şekilde “dünya düzdür” mantığıyla ısrar ediyorlar.“kim ki dünyanın yuvarlaklı­ğı gibi kesin olan bir hakikatı dine dayandırar­ak reddetse dine karşı büyük bir cinayet ve hıyanet etmiş olur.”muhakemat’tan mealen aktardığım­ız bu fetvada olduğu gibi o zatlar bugün olsa demokrasi ve hürriyetle­ri reddedenle­r hakkında da aynı hükmü verecekler­di. Yerküre’nin gerçek şeklini kabullenem­eyerek ticaretten siyasete birçok sahada eski düzen devam edenler nasıl dünyanın altında kaldıysa şimdi de İslâm, demokrasi, hak ve hürriyetle­rde de gecikenler dünyanın altında kalmaya mahkûmdur. İslâm’ın anlaşılmas­ında gölge etmemek belki de her şeyden önemlis.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye