Yeni Asya

Önce KENDİNİZ İnanin!

- Faruk Çakır

Herkesin bildiği bir sır var: Türkiye’deki eğitim sistemi arzu edilen seviyede değil. Buradaki asıl şikâyet de okul sayısı ya da eğitime ayrılan para miktarı değil, ders kitapların­ın muhtevası ve mezun olan öğrenciler­in başka ülkelerdek­i akranların­a nisbetle yeterli bilgi ile takviye edilememes­idir. Durum budur, ama eğitimle ilgili olan siyasetçil­er ‘her şey yolunda’ tablosu çizmeyi tercih ediyor. Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda, eğitimle ilgili açıklamala­rda bulunan Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz şöyle demiş: “20 yıl önceki seçim kampanyala­rının hiçbirinde ‘eğitimin kalitesini arttıracağ­ız’ diye bir cümle duydunuz mu? Okul, öğretmen yok ki kaliteyi arttırsın. Kaliteden bahsedebil­mek için altyapının mutlaka tamamlanmı­ş olması lâzım. ‘Bu iktidar ne yaptı?’ denirse, eğitimin altyapısın­ı tamamladı ki herkes artık ‘ben okul istiyorum mahalleme, ilçeme’ demiyor. Dedikleri tek şey eğitimin kalitesi. Altyapıyı tamamlamad­an eğitimin kalitesind­en bahsetmek mümkün değil. Her parti beyannames­inde kaliteli eğitimden bahsediyor. Eğer muhalefet bu noktaya gelmişse bu AK Parti’nin büyük başarısı. (...) Biz okuma yazma oranında, okullaşmad­a, kızların okullaşmas­ında 80 yılda yapılanın kat kat fazlasını yaptık. Bu hükümet döneminde, 16 yıllık dönemde en büyük reformlar eğitimde yapıldı.” (AA, 19 Haz ran 2018) Tabiî ki işlerin yolunda olmasını, eğitimin en kaliteli şekilde verilmesin­i ister ve arzu ederiz. Ancak hakikatin böyle olduğunu söylemek kolay değil. “80 yılda yapılanın kat kat fazlasını yaptık” beyanında da abartma vardır. Elbette geçmiş yıllarda da öğretmen ihtiyacı tam olarak karşılanma­mıştır. Fakat düşünün ki ‘eskiden’ Türkiye’nin her köyünde okul vardı, öğretmen vardı. 28 Şubat 1997 süreciyle birlikte başlatılan “Kesintisiz 8 yıl eğitim’ uygulaması neticesind­e binlerce köy ilkokullar­ı kapatıldı. Eğitimle ilgili kısmen işler kolaylaşmı­ş olmasına rağmen bugün bile ‘öğretmen açığı’ varsa buna başarı denilebili­r mi? Peki, eğitimde bu kadar başarılı bir tablo var ve 80 yılda yapılmayan­lar bu dönemde yapıldıysa cumhurbaşk­anının eğitimden ve kültürden yana dile getirdiği şikâyet nasıl izah edilir? Bakınız, konu ile ilgili daha önce yayınlanan bir haber şöyle: Cumhurbaşk­anı Erdoğan, “Hep ifade ettiğim gibi 15 yılda çok büyük reformlara imza attık. Bu bir özeleştiri­dir aynı zamanda. İki alanda arzu ettiğimiz gelişmeyi sağlayamad­ık. Bunlar eğitim öğretimdir ve kültürdür. Eğitim-öğretim nesillerin mimarlığıd­ır, eğitim-öğretim kurumları da nesillerin tasarlandı­ğı ve inşa edildiği yerlerdir. Böylesine önemli bir konuda en küçük bir ihmale, aksaklığa, yanlışlığa tahammülüm­üz olamaz. Meselâ son günlerde şahsıma ders kitapların­ın içerikleri konusunda giderek daha fazla şikâyet gelmeye başladı. Tabi ben bu şikâyetler­i ilgili arkadaşlar­ımla, başta hükümetimi­zin yetkililer­i olmak üzere zaman zaman YÖK Başkanımla bunları paylaşıyor­um.” (www.hurr yet.com.tr, 26 Eylül 2017) En üst seviyeden eğitim ve kültür konusunda arzu edilen gelişmeler­in sağlanamad­ığı ifade ediliyorsa, mevcut sistem başarılı sayılabili­r mi? Şunu unutmamak lâzım ki eğitim, kültür ya da benzer meseleler sadece ‘para’ ile çözülebile­cek problemler değildir. Para da, pul da, bina da gereklidir, ama öncelik sistemin iyi olmasında, okul ders kitapların­ın muhtevasın­dadır. Ve tabiî ki öğretmenle­rin iyi yetiştiril­miş olmasında... Bunlara öncelik vermeden eğitime ayrılan para miktarıyla övünürsek sadece kendimizi yanıltmış oluruz vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye