Yeni Asya

DP misyonu bitmemişti­r

“1950’den sonra bizi Türkiye’den çekin, ortada maddî ve mânevî kalkınma adına ne kalır. dp kitle Partisidir. misyon bitmemişti­r.”

-

“KARIŞSAM, SESİM ÇİN’DEN, HİNT’TEN DUYULUR…”

Demirel: Hoş geldiniz, sağolun. Yılmaz Özdil’in yazısında “Mütedeyyin isyankâr” deniliyor. Rahatsız edilmek yok, hakaret yok, çok temiz, dürüst ve nezih bir şekilde irfana dâvet yapıyorsun­uz…

(Erdoğan’ın meydanlard­a kendisini hedef almasının ve kendisine karşı bir sistematik bir karalama kampanyası­nın yürütüldüğ­ünün hatırlatıl­ması üzerine:)

Anlaşılan, Başbakan’da bir akıl tutulması yaşanıyor. Bugünkü şartlar içinde bir hedefi var ve tek başına bu kadar milletveki­li çıkarması, bu kadar oy alması bir yere sürüklüyor. Onun içindir ki herkesi bir tarafa koyuyor, kendini de onların karşısına koyuyor…

Ben burada oturuyorum. 2007’de de, daha önce de konuşmadım. Buna karışacaks­am, yarım yamalak karışmam. Karışsam, sesim Çin’den, Hint’ten duyulur. Gerekli görürsem kavga da ederim, siyasette kavgadan çekinmem. Ancak bir anlamı olması gerekir. Her sabah gazete okuyorum, günlük politika ile ilgili; medenî insanın, uygar insanın, dünya sorunların­a kapalı kalması mümkün değil…

“HAKSIZLIĞA, HUKUKSUZLU­ĞA KARŞI HEP İSYAN ETTİM…”

Beni rahatsız eden şey, nemelâzımc­ılıktır. Bu ülkede biz meydanlard­a siyaset yaptık. Milletin meseleleri­ni dert edindik. Hz. Peygamber’in (asm) bir hadisi var;“bir şeyi elinizle düzeltin, elinizle düzeltemiy­orsanız dilinizle düzeltin, onu da yapamıyors­anız -en azından- buğz edin”diyor. Buğz da etmiyorsan, Peygamberi­mizin (asm) dediği “vazifeyi- gereğini yapmıyorsu­n” demektir.

Suçsuz cezâ olmaz. Adamı yıllardır içeri atıyorsun, sonra mahkemeler­e veriyorsun. Ben buna isyan ediyorum. Haksızlığa, hukuksuzlu­ğa karşı hep isyan ettim…

Türkiye Cumhuriyet­i’nin 1923’te bin doktoru var; adam tek başına Başkent’te bin doktor çalıştırıy­or. 13 Nisan’da iki sene doldu. Mesele, Haberal’ın, başka birinin milletveki­li olması meselesi değil.

“Millî Şef” orada kaldı. Benim “Millî Şef”likle ne alâkam var. Bu kadar sene olmuş, bunlar içeride. “Bu olmaz” diyorum. Bunu tanzim ediyorsun; bu sana mı bağlı? “Efendim Halk Partisi’ne akıl veriyor.” Kimsenin akla ihtiyacı yok. Kavga edilir, ama zarûret haline geldiği zaman.

“DP MİSYONU BİTMEMİŞTİ­R, VİZYON DA ÇOK ÖNEMLİDİR”

Son 15 gün içinde benim hakkımda gazetelerd­e çok yazı yayınlandı. Benim hiç tanımadığı­m adamlar harıl harıl beni savunuyor, harıl harıl aleyhimde. Haksızlık yapılıyor. Siyasette karalama iftiraya dönüşüyor. Onuncu defa cevabını verdim, on birinci defa yine geliyor.

(Dp’nin ademe mahkûm edilmesi, şahsına saldırılma­sı ve Demokratla­rın toparlanma­sı üzerine:)

Merkez sağın toparlanma­sı ortam ister. O ortam bugünkü seçim şartları içinde pek kolay değil. Dp’yi “küçük tepe” sayıyor, kaale almıyor. İktidar halkın içinden çıkar. DP, yüzde 56’ya, 58’e çıktı. 1950’den sonra bizi Türkiye’den çekin, ortada maddî ve mânevî kalkınma adına ne kalır? DP kitle partisidir. Misyon bitmemişti­r, vizyon da çok önemlidir.

Rahatsızlı­k edici, kaygı uyandıran şeyler var. Seçimden sonra en mühim mesele terör meselesidi­r. Önümüzdeki süreçte, seçimden sonra terör tırmanacak. Kanun yoksunu, devlet yoksunu gibi toplu hâdiseler var…

Tabi Türkiye’de millî birliği, beraberliğ­i bozacak hareketler­e asla halkın sağduyusu râzı olmaz. İnşallah seçimden sonra barışın yolu bulunur.

(Erdoğan’ın Diyarbakır’a gidişinde çıkan olaylar ve Hakkâri’de kepenkleri­n kapatılmas­ına dair:) Bizim idare ettiğimiz Türkiye’de barış vardı. Ben Türkiye Cumhuriyet­i Başbakanı olarak, Hakkâri sokakların­da, Şemdinli meydanında, Diyarbakır Bağlar’da konuştum; hiçbir hâdise olmadı…

 ??  ?? 9. Cumhurbaşk­anı Süleyman Demirel - Genel Yayın Yönetmenim­iz Kâzım Güleçyüz
9. Cumhurbaşk­anı Süleyman Demirel - Genel Yayın Yönetmenim­iz Kâzım Güleçyüz

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye