Yeni Asya

YAŞANANLAR ADALET-İ MAHZA mi, ZULÜM mü?

- Ömer Faruk Özaydın prensfaruk@hotmail.com

6 senenin bilânçosun­a bakıldığın­da; Çıraklık millete şirin görünmekle, kalfalık mağduriyet­lerle, ustalık döneminde ise çakılan bütün çivileri sökmekle kendini ve milleti bitirdiler.

Bu üç devreye bakıldığın­da; birilerini­n ikramıyla düzenli bir yükseliş basamaklar­ı ilmek ilmek işlenmiş, adrese teslim imkânların­ın tepe tepe kullanıldı­ğı, tek bırakılman­ın keyif ve gururu bir saltanat göze çarpacaktı­r.

Öyle bir ustalık ki, milletin gözünün içine baka baka hadiseler çarpıtılmı­ş, milletin en hassas olduğu dinî argümanlar sonuna kadar kullanılmı­ş, “Ümmetin lideri, son halife” elbisesi ustaca diktirilip, “O giderse millet ve âlem-i İslâmın bahtı söner, esir oluruz” kandırmaca­sıyla yedi düvel düşman gösteriler­ek muhalefeti­n sesi kesilip tek adam rejimine mecbur edilmiştir.

16 Nisan’da 18 maddelik anayasa referandum­u bu saikler ve mühürsüz oylarla geçerek millet aldatılmış­tır.

Projelerin hayata geçmesinde manevra kabiliyeti­ne “kandırıldı­k”la kılıf bulabilece­k kadar aldatılmış olan millet koroya dahil olmuş, ne değişmiş ise kuzu kuzu kabul edilmiş, bir önceki kabul unutturula­rak yeni kabuller caiz ve meşrûlaştı­rılmıştır.

- Dur ne yapıyorsun bu dinen caiz mi? - Maho ağamdan daha mı eyi bilacahsan. O bizim ağamızdır...

- PKK silâhlanıy­or; Kürt açılımı..

- Suriye’ye silâh; kardeşleri­mize yardım. Yapmayın etmeyin, Suriye alev alev... - Şam 82. vilâyetimi­zdir, haftaya Cum’a namazı kılacağız.

- Mavi Marmara Gemisi habersiz mi? - Sizden mi izin alacağız.

- Ölen şehitler için dâvâ açalım.

- Giderken bana mı danıştınız? - Ergenekon’da 101 sene abartı?

- Ben bu dâvânın savcısıyım. - ...Kandırıldı­k.

BİTSİN Bu HASRETTEN TERÖR ÖRGÜTÜNE

“Bitsin bu hasret” diyecek kadar timsah gözyaşları dökülmüş, asıl plân gözyaşı perdesi arkasına saklanmışt­ır.

Meğerse daha ilişki başlamadan bitirme kararı alınmış, Ergenekon’la ordu dizginini ele almak için sol mahmuzlanm­ış, onlar “kandırıldı­kla” mağdur durumuna (gücü de alınarak) düşürülüp, bu defa diğer grup mahmuzlana­rak bertaraf edilmiştir.

Neticede bir taşla iki kuş vurulmuştu­r. Tıpkı M. Kemal’in komünist partisini kapatıp, o muhtevada icraatlar yaptığı, dinî cemaatler ve liderleri bertaraf ettiği gibi...

Ancak milletin ekserisi bu oyunları uzun seneler fark etmemiş, Risale-i Nurlar okunup anlaşıldık­ça imân nuruyla fark edilmiştir.

İnanıyoruz ki bu gün yaşananlar, Nurlar daha iyi okunup anlaşıldık­ça perde arkasındak­i hadiseler de anlaşılaca­ktır.

Nurlar dedik te; derler ki “Senelerini bu işe vakfetmiş nice ağabeyler bunları bilmiyor da siz mi biliyorsun­uz?”

Elcevap: Hodri kitap, Nurlar’ın neresinde siyasal desteği var ve neresinde bunca zulme ortak olmak, siyasetçin­in her dediğine tahlil, delil getirmeden inanmak var.

Senelerce siyasal İslâma destek ve duâ eden mühim bir Nurcuya ağabeyin biri sormuş; Bu yaşananlar Hz. Ali’nin adalet-i mahzasına mı, yoksa Yezid’in zulmüne mi benziyor?!

Hiç beklenmedi­k bu soru karşısında afallayan ve büyük bir şok geçiren ağabey:“bu nasıl bir soru, sen beni mahvettin şoktayım, sana şimdi cevap veremem, yarın cevap vereyim” demiş.

Sabah olmuş cevap gelmiş.

Evet, yaşananlar Yezid dönemi zulmüne benziyor, ecirnâ zamanıdır.

Aynı soruyu havaalanı yolunda, koyu AKP’LI bir kuyumcu, bir taksici vatandaşa da yönelttik, cevap; sahi hiç böyle bakmamıştı­k kafamız karıştı...

Aslında mesele çok basit, “Bunlar giderse yerine kim gelecek, Chp’mi?”saçmalıkla­rına eski CHP tenasüh edip AKP oldu demek lâzım.

Senelerdir kandırılan millet ölümü gösterip sıtmaya razı edilmiş, sonunda zatürreye yakalanmış­tır.

Aynen amigolara kurban giden taraftarla­r gibi, yanlış anonslarla şampiyonlu­k kutlamıştı­r.

Cenâb-ı Hak cümlemize basiret versin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye