Risale-i Nur siyasî problemleri de halleder
Bediüzzaman, hem kudretli bir psikolog, hem sosyolog hem de müceddidir. Verdiği ölçüler günlük değil, asırları tarıyor.
Zaten allameler günlük siyaset yapmazlar; asırlık Kur’ân ve Sünnet’i siyaset stratejisi belirlerler. Risale-i Nur’da, ortaya koyduğu Kur’ân’î ve Nebevî siyasî-içtimaî ana ölçü, günlük değil, aktüalitesini kaybetmiyor. Takip edelim:
“Neşrettiğim umum makalâtımdaki umum hakaikte nihayet derecede musırrım (ısrarlıyım). (...) Olsa olsa, o zamanın ilcaatının modasına göre bir libas giydireceğim. Şayet müstakbel tarafından üç yüz sene sonraki tenkidât-ı ukalâ (akıllı eleştirmenler) mahkemesinden tarih celbnâmesiyle celb olunsam, yine bu hakikatleri, tevessü ve inbisat ile çatlayan bazı yerlerini yamalamakla beraber, taze olarak orada da göstereceğim.” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 50.)
“Olsa olsa, o zamanın ilcaatının modasına göre bir libas giydireceğim.” (Tarihçe-i Hayat, s. 66.)
Zira, “Risâle-i Nur, bu asrı, belki gelen istikbâli tenvir edebilir bir mu’cize-i Kur’âniye olduğunu çok tecrübeler ve vâkıalar ile körlere de göstermiş.” (Beyanat ve Tenvirler, s. 22.)
Risâle-i Nur, âyât-ı Kur’âniyeden tereşşuh eden bir nurdur. Menfaat-i şahsiye yoktur.” (Kastamonu Lahikası, s. 6.)
“Risale-i Nur, şu zamanın ihtiyaçlarına uygun bir ilaçtır.”, “Risale-i Nur, sadece iman dersi değil, içtimai ders de verir.”, ”Risale-i Nur, İslamiyet ve vatan zararına her türlü cereyana karşı koyar.”“risale-i Nur, herkese ihtiyacı olanı vermek esastır.” (Said Nursî, Hizmet Rehberi, s. 22., 24., 53., 54., 110.)
Meselelere günlük ve konjonktürel değil, asırları tarayan temel prensipler, ilkeler ve ölçüler çerçevesinde yaklaşması, onun evrensel olduğunu göstermez mi?