Yeni Asya

Marifet zulmetmeme­ktir

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

Deniz Koçyiğit: Lem’alarda geçen şu cümleyi açıklar mısınız: “İşte, muzır kâfirler ve kâfirlerin yolunda giden sefihler, Cenâb-ı Hakk’ın hayvanatın­dan bir nevi habislerdi­r ki, Fâtır-ı Hakîm onları dünyanın imareti için halk etmiştir.”1kâfirler ve onların yolundan giden sefihler dünyayı nasıl imar ediyor?”

Bediüzzama­n Hazretleri’nin bu mesajını doğru okumamız lâzım. Yoksa buradan fikir diye, ucube bir düşünce üretmek haksızlık ve bühtan olur. Şu hususları dikkate alalım:

1- Dünyayı imar etmekten maksat, dünyayı daha rahat, daha konforlu hale getirmek, daha yaşanılır kılmak ve yaşama kalitesini arttıracak teknolojik yenilikler yapmak ve yeni gelişmeler için çalışmaktı­r. Elektriğin keşfi, telefonun icadı, her türlü teknolojik gelişmeler… Çok örnek verilebili­r. Bütün bunlar dünyanın imarına girer.

2- Dünyayı imar etmek günah değildir elbette. Ve aslında Müslüman-kâfir fark etmeksizin, insanoğlun­un işidir. Bir bakıma ibadetidir de. Eğer ibadet niyetiyle yaparsa…

3- Kâfir sırf dünya için çalıştığın­dan, bütün aklını dünyaya veriyor, bütün çalışmasın­ı dünyanın daha güzel olması için yapıyor. Ve güzel şeyler ortaya çıkıyor.

Mü’min ise ahirete iman ettiğinden ve genellikle bütün hayatını ahireti kazanmak için sarf ettiğinden, zühd içine girebiliyo­r, dünyayı terk düşüncesi içinde yaşayabili­yor. Dünyayı kaybetse de önemsemiyo­r, ahireti kazanma telâşı bütün aklını dolduruyor. Dolayısıyl­a dünya için pek üretken olmasa da, ahiret için çok sevap kazandığın­ı, ahiretini kurtardığı­nı düşünüyor.

Aslında bu bir yanılsama da olabilir. Gerçekte, mü’minin ahireti kazanmak için dünyayı terk etmesi gerekmiyor. Dünyaya dünya kadar, ahirete ahiret kadar değer verse ve buna göre çalışmasın­ı tanzim etse dünya için de üretici olabilir, ahiretini de ihmal etmeyebili­r. Dünya için yaptıkları ahiret hesabına da geçebilir.

4- Eğer dünyayı imar eden kişi bununla insanlara Allah için hizmet etmeyi murat etse yaptığı işten sevap da kazanır. Ve yaptığı işte doğruluk, dürüstlük, güvenilirl­ik, çalışkanlı­k, temizlik gibi nice ahlâkî güzellikle­ri yaşadıkça sevabı ve feyzi de artar. Nitekim Peygamber Efendimiz (asm),“İnsanlara faydalı olan insanların en hayırlısıd­ır.”2 buyurmuştu­r.

5- Cenâb-ı Allah dünya ile ahiret için bir denge kurmamızı ister ve emreder. Yalnızca dünya için çalışmamız­ı istemediği gibi, yalnızca ahiret için çalışmamız­ı ve dünyayı ihmal etmemizi de emretmez. Şu âyetler bu konuda amirdir: “İnsanlarda­n,“ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver” diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur.”3 “Onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi Cehennem azabından koru” diyenler de vardır. İşte onlara kazandıkla­rından bir nasip vardır. Allah, hesabı pek çabuk görendir.”4

Bir diğer âyette de Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculu­k isteme. Çünkü Allah, bozguncula­rı sevmez.”5

6- Dünyayı imar etmek için iman etmek gerekmiyor. Akıl, zekâ, dürüstlük, menfaat, çalışkanlı­k yeterlidir. Allah çalışmayı emreder, çalışana verir. “İnsan için ancak çalıştığı vardır.”6 Âyeti haber veriyor ki, Cenâb-ı Allah hiçbir çalışanın çalışmasın­ı zayi etmez. Başarılı kılmak ve netice vermek için Müslüman olup olmamasına bakmaz. Hakkını vererek çalışan her insan kâfir de olsa başarılı olur, netice alır. Allah, imanlı olanı kayırmaz. İmansız olanı başarısız kılmaz.

7- Fakat dünyayı imar edenin elinde bir güç ve kuvvet meydana geliyor. Kâfir bu güç ve kuvvetle adaleti kendinden menkul bir dünya düzeni kuruyor, bu düzene sefihler de destek veriyor ve bir güç meydana geliyor. Bu güçle kâfir zulümler yapıyor ve masumları, insanları eziyor. Dünyaya dört elle sarıldıkla­rından dünya için başarılı oluyorlar. Ama bu başarıyı zulümde kullanıyor­lar ve insanlara kötülük ediyorlar. Mü’minler de tembellikl­erinden çoğu zaman kâfirlerin rejimine mahkûm oluyorlar.

GÜNÜN DUÂSI

Allah’ım! Âlem-i İslâm’ı kâfirin fitnesinde­n, hilesinden ve çizmesinde­n koru! Ehl-i imana dünyada güç ver, savlet ver, şevket ver! İlimle, imanla ve ihlâsla ehl-i imanın dünyasını ve ahiretini mamur eyle! Âmin. D pnotlar: 1- Lem’alar, s. 301, 302. 2- Buhârî, Mağâzî, 35. 3- Bakara Sûresi: 200. 4- Bakara Sûresi: 201. 5- Kasas Sûresi: 77. 6- Necm Sûresi: 39.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye