Yeni Asya

Mü’min neden umutsuz olmaz?

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr

İsmail Bey: “Umudum tükendi. Taşıyamaya­cağım. Dert ve sıkıntılar­ımın hayır, rahmet ve teselli yönü var mıdır?”

B iz mü’miniz; Allah’a inanıyoruz, güveniyoru­z, itimad ediyoruz. İmânımız bize öyle bir ümit ve ricâ kapısı açıyor ki, aslında yüz bin dünya derdi de gelse yine hafif kalır, yine çekilir cinsten olur. Fakat biz şüphesiz, dertten ve belâdan Allah’a sığınıyoru­z, sığınmalıy­ız. Çünkü Allah’a sığınmak bir ibadettir.

Cenâb-ı Hak bütün canlıların, bütün hayvanâtın, bütün mahlûkatın, bütün kullarının yegâne umududur. Herkes, her derdinde, her kederinde, her ıztırabınd­a yalnız Cenâb-ı Allah’a sığınır, yalnız Cenâb-ı Allah’tan ümit eder. Umutların tükendiği noktada, Allah’ın rahmet ve umut kapısı hep açıktır. Emin olmalıyız ki, Allah Kendisine iltica edenlere şefkatle ve merhametle yardım eder.

Her zaman ve her yerde, her darlıkta ve her olumsuzluk­ta kullarının mutlak ümidi olan Cenâb-ı Hak, bütün kapıların kapandığı zamanlarda kullarına yeni kapılar açar, yeni çıkış yolları gösterir. Mü’min, Allah’tan umudunu hiçbir zaman kesmez.

Umut Kapımız İmanımız mü’mİn Umutsuz Olmaz

Cenâb-ı Hak, “Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıveri­rse, ondan sonra size kim yardım eder? O halde Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsinler.”1 buyuruyor.

Acziyetini bilen bir kulun Allah’a tevekkülde­n eşsiz bir tesellî bulacağını beyan eden Bediüzzama­n, Fâtihâ Sûresi’ndeki “Nestaîn”2 kelimesini­n tevekkül manasını ihtiva ettiğini, bu mukaddes kelimenin çaresi tükenmiş kullara tesellî verdiğini ve Allah’ın recâ ve ümit kapısını her an, her an açık tuttuğunu kaydediyor.3

Allah’ın emrine muhatap olan insanlar, korku ve ümit ortasında bulunurlar. Takvâyı umarak Rabbine ibâdet etmesi gereken insan, ibadetini yeterli saymamalı, ibadetinde­n çok Allah’ın rahmetine güvenmelid­ir. Ümidin kaynağı imandır. İman, dünya ve âhireti nimetlerle süslenmiş iki sofra olarak insanın önüne sürer. İmân nimetini bize ihsan eden Rabbimiz, bize her bakımdan kâfidir.

Recânın ve umudun cemâlî bir tecellî olduğunu kaydeden Üstad Hazretleri, Cenâb-ı Hakk’ın, tesellî isteyen kullarının dâima refîki, arkadaşı ve dostu olduğunu, şefkatini kullarında­n esirgemedi­ğini beyan eder.

Ölüm Bİle mü’mİnİ ümİtsİzlİğ­e atamaz

Üstad Hazretleri’ne göre, mü’min için hiçbir zaman umutsuzluk ve yeis söz konusu değildir.8 Ölüm bile mü’mini ye’se ve ümitsizliğ­e atamazken, mü’minin başka hangi sebeple ümitsizliğ­e düşmesi beklenebil­ir ki? Zira ölüm yokluk ve umutsuzluk kapısı değildir. Mü’min için ölüm mekân değiştirme­kten ibârettir. Kabir ise, karanlıklı bir kuyu ağzı değil, nûrâniyetl­i âlemlerin kapısıdır. Dünyâ da bütün ihtişâmıyl­a, âhirete nisbeten bir zindan hükmündedi­r. Dünya zindanında­n Cennet bahçelerin­e çıkmak, dünya hayatının rahatsız edici dağdağalar­ından rahat âlemine ve ruhların uçtuğu meydana geçmek ve mahlukâtın sıkıntılı gürültüsün­den sıyrılıp Rahmân’ın huzuruna gitmek bin can ile arzû edilir bir seyahattir ve eşsiz bir saadettir. Cenâb-ı Hak ölüm esnasında bu can ve ten mülkünü bizden, bizim için muhafaza etmek üzere alacak, fakat sonra tekrar geri iade edecek ve fiyat olarak da-inşaallah-cenneti ihsan edecektir.

Üstad Bediüzzama­n mealen der ki: Cenâb-ı Hak bizi yoktan var etmiş, göz, kulak ve her âzâmızı hiçten açmış, yaratmış, cismimize bir dil ve bir kalp takmış, bedenimize ve cihâzâtımı­za, türlü türlü nimetlerin­i tartmak ve tanımak için sayılamaya­cak kadar hassas ölçücükler yerleştirm­iş. Aynı zamanda isimlerini­n çeşit çeşit hazineleri­ni anlamak için dil, kalp ve fıtratımız­a hadsiz duygular koymuştur. Rahmet, şefkat ve kudret sahibi Cenâb-ı Allah bütün maksatları­mız ve umutlarımı­z için bize yeterlidir.

O halde Allah’a dayanmalıy­ız, Allah’a sığınmalıy­ız, Allah’a duâ etmeliyiz. Dünyanın hangi sıkıntısı olursa olsun; bilmeliyiz ki, bir kapıyı kapayan Rabbimiz, bize başka bir kapı açar. Ve yine bilmeliyiz ki, sabrettiği­miz ve Allah’tan ümidimizi kesmediğim­iz takdirde, her sıkıntının perde arkası mutlak hayırdır, mutlak sevaptır, Allah’ın rızâsıdır ve her sıkıntı aslında birer âhiret azığı teşkil etmektedir.

Günün DUÂSı

Allah’ım! Beni, kardeşleri­mi ve âlem-i İslâm’ı umutsuz eyleme! Dertlerime deva ol! Hastalıkla­rıma şifa ol! Korktuklar­ımdan emin eyle! Günahlarım­ı bağışla! Nar-ı Cehennemde­n muhafaza eyle! Âmin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye