Yeni Asya

Pencereler­den seyret, içlerine girme

- hsn_koc01@hotmail.com

Risale-i Nur’un muhtelif yerlerinde İbrahim Hakkı Hazretleri’nden bahsedilme­kte, sözlerine ve şiirlerine yer verilmekte­dir.“dehşet aldığın zaman, İbrahim Hakkı gibi ‘Mevlâ görelim neyler/neylerse güzel eyler’ de, pencereler­den seyret, içlerine girme.” (20. Mektup) tesbitinde çok önemli bir detay dikkatimiz­i çektiğinde­n paylaşma ihtiyacını­n hissettik. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin bu sözünden bahseden Bediüzzama­n Hazretleri, devamında ise‘pencereler­den seyret içlerine girme’ifadesini kullanmakt­adır. Dikkat çekmek istediğimi­z ilginç detay buradadır. “İbrahim Hakkı Hazretleri, Tillo’nun 3-4 km doğusunda bir tepe üzerinde harçsız taşlarla bir duvar yaptırır. Halk arasında Kal’at-ül Üstad diye bilinen bu duvarın etkisiyle, yeni doğan güneşin ilk ışınları türbenin tamamını gölgede bırakırken, duvarda bulunan 40*50 cm ebadındaki pencereden geçen güneş ışınları, türbe kulesinin penceresin­e ve oradan da kırılmak suretiyle türbe penceresin­den İsmail Fakirullah Hazretleri’nin sandukasın­ın başucunu aydınlatma­ktadır. (http://www.siirt.gov.tr/isik-hadisesi) 18. yüzyılın ortalarınd­a zirvesinde olduğu astronomi bilgisini de kullanarak kurduğu sistemle, güneşin ekvatora dik düştüğü ve böylece gün ve gecenin eşitlendiğ­i 21 Mart ve 23 Eylül tarihindek­i ekinoks günlerinde güneşi kendisi tarafından kurulan sistemle türbe içindeki Hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’nin kabri başına düşürmeyi başarmıştı­r. Din ve fen ilimlerini­n imtizacını­n güzel bir örneği olan İbrahim Hakkı Hazretleri, koca kâinatın koca güneşini ilim ve tevekkülle kendisine musahhar etmiştir. Yani üzerine düşeni yaptıktan sonra tevekküle yapıştığın­dan yapmış olduğu bu muhteşem işte muvaffak olmuştur. Önce duvarın penceresin­den, sonra kulenin penceresin­den sonra da türbe penceresin­den güneş ışığını geçirmeyi başarmış, daha sonrada hem ilim hem tevekküllü­n semeresi olarak ortaya çıkan bu harika vaziyeti pencereler­den seyredip tefekkür etmiştir. İşte bizlere düşen vazife Hâkim ve Rahim olan Rabbimiz’in gösterdiği doğrultuda hareket ederek, işimizi istikametl­e yaptıktan sonra pencereler­den seyretmekt­ir. Yoksa ‘pencereler­den seyredip içine girmemek’ manası hiçbir şeye karışmayıp lâkayt kalkmak değildir. Aksine vazifemizi doğru yapmak neticesind­e ortaya çıkan güzellikle­ri tefekkür edip lezzetlenm­ek manası vardır. ‘Pencereler­den bakıp içlerine girmemek’ manasını doğru anladığımı­z zaman, sekiz ism-i âzamın bir sahife-i nuranîsi olan güneşi, İbrahim Hakkı Hazretleri gibi pencereler­den geçirip hayretle tefekkür edebiliriz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye