SİYASETÜ’L-MEDENİYYE ”ULUM-U İMANİYE” İÇİNDE
alİ Ferşadoğlu
Bediüzzaman, ulum-u içtimaiye ve siyasiyenin, “ulum-u imaniye” ve “yüksek İslâm siyaseti, Kur’ân siyaseti”nin içinde olduğunu nazara vererek bu ilimleri şöyle tasnif eder: “İslâm dinî, aklî deliller, belgeler üzerine tesis edilmiştir. Din, şeriat, siyaset dahil hepsini kapsayan bu ilimler iki ana maddede incelenir: 1- Bütün ilimlerin ana madelerini ihtiva eden dinî ilimler, 2- Fenlerin esaslarını özetleyen fen bilimleri. Bunların da açılımı şöyle yapılır: Tehzibü’r-ruh (ruh ıslah bilimi, nefis terbiyesi), Riyazetü’l-kalb (kalbin temizlenmesi, işletilmesi, terbiyesi), Terbiyetü’l-vicdan (vicdanî terbiye, vicdan eğitimi), Tedbirü’l-cesed (beden, vücut idaresi, eğitimi), Tedvirü’l-menzil (hayat ortamı, ev idaresi), Siyasetü’l-medeniyye (toplum siyaseti, yönetim bilimi), Nizamatü’l-âlem (genel düzenleme), Hukuk, Muamelat (şahıs ve aile hukuku, miras, ticaret, iç hukukla ilgili meseleler), Adab-ı içtimaiye (sosyal, beşerî münasebetler, ahlâkî kurallar, davranışlar), vesaire vesaire gibi ulum ve fünunun ihtiva ettikleri esasatın fihristesidir.” (Bediüzzaman Said Nursî, İşaratü’l-İ’caz, s. 166.) İslâm, ev-aile idaresi, sosyal hayata ve beşerî münasebetlere yönelik olduğu gibi, içtimaî, siyasî ölçü ve prensiplerini de ihtiva eder. Diğer taraftan, hürriyet, idare/yönetim, hukuk/adalet/ceza (suçun şahsiliği prensibi), san’at, çalışma, beşeri münasebetler, rüşvetleri önleme, vs., vs., tam da siyasetin işleridir. Aslında bunlar tamamen iman esaslarının da işidir: Hürriyet imanın özelliğidir. Kadere iman, cüz’î irade/hür iradeyi gerektirir. Ve yukarıda bazıları sayılan içtimaî, siyasî bütün mevzular, aynı zamanda Allah’ın emridir, Kur’ân’da ferman edilmişlerdir. Peygamberimizin (asm), Sünnet-i Seniyyesi ile en ince teferruatına kadar ortaya koyduğu hususlardır. Allah’ın emir ve yasaklarına uyanlar, helâl ve haram sınırlarına dikkat edenler sevaba nail olurken Ahirette mükâfatlandırılacak; uymayanlar ise günaha girdiklerinden ötürü cezalandırılacaklardır. Öte yandan, hak ve hürriyetler (din ve vicdan hürriyeti, çocuk hakları vs.), gençler, ihtiyarlar, dindarlar, sekülerler, vs., de siyasetin ilgi ve etki alanındaki işlerdir, faaliyetlerdir. Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye baştan ayağa ana-baba hakkı, eş hakkı, çocuk hakkı, kardeş, komşu, insan hakkı, hatta hayvan haklarıyla doludur ve hepsini en ince teferruatına kadar düzenlerler. Demek ki, “ulum-u içtimaîye ve siyasiye” aynı zamanda “ulum-u imaniye” içindedirler.