“Seçime katılım” ve “oy oranları” çarpıtmaları
Seçimin hayhuyunda nazarlardan kaçan bir diğer husus, Cumhurbaşkanı’nın seçim gecesi “balkon konuşması”nda, milletvekili seçimlerindeki 86,2 ve cumhurbaşkanı seçimindeki yüzde 88,1 katılımı “Türk siyasi tarihinin en yüksek katılımlı serbest seçimi” olarak nitelemesiydi.
Oysa 1950’den bu yana çok partili süreçte yapılan genel seçim ve referandumlara bakıldığında son seçimlerinin “en yüksek katılımlı seçim olmadığı, 24 Haziran’daki katılım oranlarını aşan en az altı seçimin olduğu görülüyor.
Zira 1950 ve 1954 genel seçimlerinde katılım oranları yüzde 89’a ulaşmış; 1983 genel seçimlerinde yüzde 92.3, 1987 “yasakların kaldırılması” referandumunda yüzde 93.4 ve aynı yıl yapılan genel seçimlerde yüzde 93.3 katılım sağlanmış.
Bir başka çarpıtma, zaman zaman Akp’nin aldığı oylar hakkında yapılıyor. Mesela 1
GARABET
Kasım seçimlerinde başta dönemin Başbakanı olmak üzere “iktidara ilişik medya”da Akp’nin yüzde 49.5 oyu, “Türkiye’nin demokrasi tarihinin en yüksek oyu” olarak sunulmuştu.
Halbuki, seçmenin yüzde 89,3’ünün sandık başına gittiği 14 Mayıs 1950 seçimlerinde Demokrat Parti yüzde 53,35 oy ile 408 milletvekili çıkarırken, 1954 seçimlerinde yüzde 57,50’sini alarak 502 milletvekili çıkarmış; katılımın 12 puan düştüğü 1957 seçimlerinde de yüzde 76,6 oy almıştı.
Keza Adalet Partisi 1965 seçimlerinde yüzde 52.9 (53) oy almış ve partinin oyları, 1980 darbesine kadar bazı milletvekili ve senato ara seçimlerde yüzde 60’ları bulmuştu.
Bu açıdan, yakın siyasi tarihin arşivlerinde yer alan bütün bu tesbitlere rağmen hâlâ “seçime katılım” ve “en yüksek oy oranı” rakamlarında çarpıtmalarla yanıltmalar yapılması dikkat çekici.