“B r nsan kend n neye vermel ?”
TRt’de yayınlanan bir program vardı. Adı, “Ömür Dediğin” şeklindeydi. Oldukça ibretli hayat hikâyeleri anlatılıyordu.
Gençler, yaşanan olaylardan ibret alıyor, ihtiyarlar ise yaşadığı hadiselerden pişmanlıklarını ya da mutluluklarını anlatıyordu.
Ardından söylenen türkünün sözleri şöyle idi: “Bir insan kendini neye vermeli?”
Bu kelimenin devamında, “Harcanıp gidiyor, ömür dediğin.”
Şimdi bir çok insanımız bu suallerin araştırmasını aklına bile getiremiyor. Asrımızın en büyük hastalığı budur.
“Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?”
İşte bu üç muazzam soru… İnsan bu soruların cevaplarını bulursa insandır. Nur Risalelerinde bu soruların cevapları bulunur.
“Vücudunu, mu’cidine feda et! Mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın” sözü her şeyi anlatıyor.
Hayatını boş şeylerle harcayan insanlara acıyoruz. Bundan yetmiş sene önce vefat edenler arasında ancak vefat edenlerin bir kaçı imanını kutardığını Bediüzzaman haber veriyor.
Harcanmamak gerekiyor… “Bu zaman İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır” diyor Bediüzzaman Hazretleri..
Kendi hayatında da bunu fiilen yaşamış bir bahtiyar insanın sözleridir bunlar. Bu, bir himmet vesilesidir.
“Yazık, o zamanın gayretsiz insanlarına” dedirtmemek için ömrü değerli şeylerde harcamak gerekiyor.
“İnsan himmeti nisbetindedir.” ”Kimin himmeti milleti ise, o tek başına bir millettir.”“kimin himmeti nefsi ise, o bir hiçtir.”
Hastalıkta bunu daha iyi anlıyoruz. İşte bir hafta müddetince can evinden vurulmuştum. Bu, bir imtihandı.
Hastalar Risales’ni okumamla beraber, bunu hayatımla da yaşıyordum.
Bir çok dostum arıyor. Cevabım şu oluyor: “Artık parçalarım eskiyor. Yaşım altmış beş oldu. Bunlar ölümün keşif kollarıdır. Aklını başına al! Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş değildir.”
“Vücudun, taştan demirden değildir.” Oysa taş ve demirler bile zamanla yıpranıyor. “Bu yaptıklarım beni kurtarır“deme. İhlâsı hakikiye tabi ol. “Sen, nesin ki?”
İşte camiamız bizi bir anadan doğanlardan fazla, biri birimize bağlıyor. Sadece dünyada değil, ahirette de beraber ediyor.
Ne mutlu bizlere. “Harcanıp gidiyor ömür dediğin.”“kıymetini bil” diyor. “Enaniyetine ve şöhretine aldanma”
Onlar kabir kapısından söner. Bu zehirli bir baldır, sana bir faydası olmaz.
Kardeşlerime teşekkür ediyorum, bizzat gelenlere ve geçmiş olsun diyenlere…
Bir çok dostum arıyor. Cevabım şu oluyor: “Artık parçalarım eskiyor. Yaşım altmış beş oldu. Bunlar ölümün keşif kollarıdır. Aklını başına al! Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş değildir.”