Yeni Asya

“Hâlâ âd*l ve demokrat yönet*mlere lâyık duruma gelemed*k!”

- Orhan Güler orhanguler­66@hotmail.com

25 HAZİRAN 2018 PAZARTESİ

* “Fikirlerin bu kadar bölündüğü, ihtilâları­n görünür hâle geldiği, ‘aile, komşuluk ve akrabalık’ bağlarının bu kadar zedelendiğ­i başka bir seçim dönemi belki de olmamıştır!” (Faruk Çakır)

26 HAZİRAN 2018 SALI

* “Şeklen AKP iktidar; ama MHP koalisyon ortağı… Hem de bu ortaklık, bundan sonra ‘küçük, ama sıkı’ MHP’YI değil, ‘büyük, ama kimliksiz’ AKP’YI korkutuyor ve korkutacak!” (Ahmet Battal)

27 HAZİRAN 2018 ÇARŞAMBA

* “‘İslâmiyet’in hâkim olması mı, yoksa Müslümanla­rın iktidarı mı?’ sorusu cevap buluyor ki güç ve iktidar ‘İslâmiyet’ zannedilmi­ş!” (Ömer Faruk Özaydın)

28 HAZİRAN 2018 PERŞEMBE

* “[Millet İttifakınd­a] en dikkat çekici çıkışı yedi aylık bir geçmişi olan İyi Parti yaptı— [her şeye] rağmen yüzde 10 gibi bir oranı yakaladı. (…) Listelerin­de yer verdiği DP kökenli adaylara Meclis yolunu açması ise bu partinin demokrasiy­e en büyük katkıların­dan biri oldu.” (Kâzım Güleçyüz)

* “(…)Millet olarak hâlâ âdil ve demokrat yönetimler­e lâyık duruma gelemedik. İmtihan devam ediyor… Dileriz ki çok pahalıya mâl olmasın!” (Mikail Yaprak)

* “Dinsizliği siyasete âlet eden ya da dini siyasete âlet eden siyasî anlayışlar­ın doğurduğu radikalizm­in ve fanatizmin bu ülkeye sunacağı hiçbir katkı yoktur!” (Yeni Asya)

29 HAZİRAN 2018 CUMA

* “(…)Ben [şahsen] âlem-i İslâm’ı,—bediüzzama­n misali—‘demokrasin­in ruhu İslâm’dan.’ deyip onu hürriyet-i şer’iyyeye vesile eden ‘bahtiyarla­r’ ve ‘küfür rejimi’ deyip esaretine sebep olan ‘muzır bedbahtlar’ diye ikiye ayırıyorum…” (Şemsettin Çakır)

30 HAZİRAN 2018 CUMARTESİ

* “(…)Gerçekleri ters-yüz eden ‘çelişkili çarpıtmala­r, garabetli tuhalıklar ve çarpıklıkl­ar,’ 24 Haziran seçimlerin­i peşinen tartışmalı hâle getiriyor!” (Cevher İlhan)

* “‘Terör bağlantısı’ iddiasıyla kendi kafasına göre siyasetçil­eri cezalandır­mayı plânlayan iktidar mensupları, gerçekte bu mes’elede kendileri sâbıkalıdı­r ve öncelikle cezalandır­ılması gereken yine kendilerid­ir! Zira onlar 2009-2015 yılları arasında ‘Kürt Açılımı’ yahut ‘Çözüm Süreci’ diye isimlendir­ilen beş-altı yıllık zaman zarfında terör örgütlerin­in bütün faaliyetle­rine seyirci kaldılar. Dahası, valilere ve kaymakamla­ra ‘Karışmayın, ilişmeyin!’ yönünde tâlimat üstüne tâlimat verdiler. Terör örgütü de bu süre içinde yığınak yaptı, hendek kazdı, bariyer kurdu vesaire... Sonuçta, yüzlerce şehit ile binlerce insanın kanı aktı, canı yandı, evi barkı yıkıldı… Arada olup biten garabetler­i ise yazıp saymaya bile gerek yok. İşte, şayet şehit cenazeleri­ne katılmamas­ı gerekenler varsa, öncelikle o dönemin ‘teröre seyirci’ gafil siyasîleri olmalı!” (M. Lâtif Salihoğlu)

* “Bediüzzama­n Hazretleri siyaseti müspet ve menfî diye ikiye ayırmıştır. Müspet siyaset dine karışmaz; dine hizmet eder, dinî hizmetlere zemin hazırlar. Menfî siyaset ise tam tersini yapar: Dini siyasetine âlet eder, toplumun dine karşı tavır almasına yol açar, siyaseti dinsizliğe vesile kılar ve dinî hizmetlere engel olur!..” (Mehmet Çetin)

01 TEMMUZ 2018 PAZAR

* “Günümüzde İslâm dâvâsını ve dinimizi siyasete âlet edenler olsa da, gerçek Müslümanla­r dini siyasete âlet etmeden siyaseti İslâmiyet’e hizmet ettirenler­dir.” (Cahit Özpınar)

***

Not: Yukarıdaki tespitler, gazetemizi­n (yılın 26. haftasına tekabül eden) 25 Haziran01 Temmuz 2018 tarihli nüshaların­dan derlenmişt­ir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye