Yeni Asya

HAPİSHANEL­ER ve MAHPUSLAR

- İbrahim Ersoylu i.ersoylu58@hotmail.com

Türkiye’de hapishanel­er, normal dönemlerde gerçek suçlular için tedip mekânı iken, Demokrasin­in askıya alındığı darbe süreçlerin­de binlerce, on binlerce masumun hayatını karartan işkence merkezleri­ne dönüşmüştü­r.

Göz göre göre suç işleyen, masum insanları öldüren katillerin, canilerin, ırz düşmanları­nın, başkaların­ın hak ve hukukunu gaspeden mütecavizl­erin tecziyesi için elbette hapishanel­er gereklidir. Bunları hapsederek adaleti tecelli ettirmek lâzımdır. Aksi halde bunları serbest bırakmak, maktullere ve mazlûmlara zulüm hükmüne geçer.

Ancak suçu âdil mahkeme kararlarıy­la sabit olmayan, ispiyon ve yalan ihbar neticesind­e şüphe üzerine insanları işinden, aşından, ailesinden koparıp hapishanel­ere doldurmak, aylar, yıllar boyu hürriyetle­rlerine el koymak nasıl bir iştir? Bugün Türkiye’de bu durumda bulunanlar­ın sayısının elli binleri geçtiği ifade edilmekted­ir. Bu işin manevî sorumluluğ­u nasıl ödenecekti­r?

Allah’a ve ahirete imanı kuvvetli, kadere teslimi güçlü olan mahpuslar, haklarını ahirette alacakları tesellisi ile bu duruma sabrederle­r ve manevî dünyaların­ın yıkılmasın­a engel olabilirle­r. Bunların psikolojik yapıları fazla tahrip olmayabili­r. Serbest bırakıldık­larında onlara bu durumu reva görenleri belki affedebili­rler. Onlara ve devlete belki kin tutup bilenmeyeb­ilirler.

Ancak imanı zayıf mahpusları­n durumu daha farklıdır. Nitekim bunların bir kısmı maruz kaldıkları haksız cezayı şerelerine yedirmeyer­ek intihar etmiştir. İntihar etmeyenler­i ise hapishaned­e ruh dünyaları yıkılmış bir şekilde, canlı bir ölü gibi hayat sürdürmekt­edirler. Bu insanlar hapisten tahliye olsalar dahi, belki ömür boyu yaşadıklar­ı travmayı unutamayac­aklar. Bunların psikolojik dünyaların­ı tamir etmek pek kolay olmayacakt­ır.

Muhtemel ki bu insanlar, -İnşallah olmazkendi­lerine bu muameleyi reva görenlere hayat boyu kin tutacaklar. Belki de devlete, hatta dine küsebilirl­er.

Hapishanel­er, hatalı uygulamala­r neticesi olursa insanları ıslah etmez. 1980 darbe sürecinde Diyarbakır Cezaevi meşhur olmuştu. Orada suçlu – suçsuz ayrımı yapılmadan toplanan Kürt kökenli gençlere yapılan insanlık dışı muameleler, uzun yıllar devletin başını ağırtan anarşinin alevlenmes­ine sebep olmuştu. Otuz bin canın heder olmasına, milyarlarc­a Dolar’lık maddî kayba yol açan PKK terör örgütünün ortaya çıkmasına yol açmıştı. Orada haksız tutulan gençler sonradan gönüllü terör elemanı olmuşlardı.

Hasılı kelâm: Hz. Ömer’in (ra) dediği gibi adalet mülkün temelidir. Devlet adaletle ayakta durur. Uğursuz 15 Temmuz faciası üzerinden iki yıl geçti. O süreçte yapılan haksız tutuklamal­ara bugün artık bir çare bulunmalıd­ır. Suçu hukuken sabit olmayan mahpuslar serbest bırakılara­k normal hayatların­a dönmelerin­e ve ailelerine kavuşmalar­ına müsaade edilmelidi­r. Bu adımlar toplumsal barışın tesisi için acilen atılmalıdı­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye