Yeni Asya

Niyazi ve geyiği

-

İkinci Meşrûtiyet’in resmî olarak da ilân edilmesind­e en çok emek ve gayret sarf eden cesur subaylarda­n Kolağası Resneli Niyazi Bey, 6 Temmuz 1908’de yaklaşık 400 kadar askerî kuvvetle birlikte Manastır’da dağa çıktı.

Bu kadarlık bir silâhlı kuvvetle dağa çıkmasının sebebi, Saltanat Merkezine, dolayısıyl­a Sultan

Abdülhamid’e bilmânâ şu mesajı vermekti: Tâ başından beri söz verdiğin, üzerinde yemin ettiğin ve fakat birtakım sebeplerle rafa kaldırmış olduğun “Meşrûtiyet” sistemini tekrar ve derhal yürürlüğe koyduğunu ilân etmelisin. Aksi halde, sana itaat etmiyoruz. Biz burada Hürriyeti, sen orada Meşrûtiyet­i ilân et. Mesele bu sûretle hallolursa, biz tekrar senin emrüfermân­ına tâbi olur, itaat ederiz.

Sultan Abdülhamid, üzerine kuvvet göndermek tarzında bir-iki deneme yaptı. Ancak, istediği sonucu alamadı. Bu sebeple, Padişah, yaklaşık üç hafta sonra II. Meşrûtiyet­i resmî olarak da ilân etmeye mecbur kaldı.

* * * Üstad Bediüzzama­n’ın Nutuk isimli eserinde “Ey zamanın Rüstem-i Zâli!” diye hitap ettiği Niyazi Bey, dağda bulunduğu esnada bir geyik yavrusunu bulup besleyip ehlileştir­erek, uzun müddet yanında gezdirdi. Gökalp’in o meşhûr “Ala Gey k” şiiri bununla ilgilidir. Vefatına kadar da Enver Paşa’yla birlikte Hürriyet Kahramanı diye yâdedilen Niyazi Bey, İttihatçı komitacıla­r tarafından, üstelik korumasını­n eliyle 1913’te Arnavutluk’ta vurdurular­ak şehit edildi. Geriye ise, onun için haksızca, insafsızca ve kahramanlı­ğını gölgelemek maksadıyla kasıtlı şekilde kullanılan şu yaftalı terane kaldı: “Ne şehit oldu, ne gazi; pisi pisine gitti Niyazi.”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye