Şahs-ı manevî çadırı ve biz

Risale-i Nurlar’la Kur’ân hizmetleri bu işlerle alâkadar olan hadimlerine, hizmetçilerine, talebelerine, muhataplarına ve alâka duyanlara daima imandaki lezzeti, hazzı ve zevki tattırır ve verir. Yeterki samimî bir şekilde kendinizi muhteşem iman tefsiri hazinelerindeki deryaya rahatlıkla teslim edin, bırakın ve onlarla hasbi olarak beraber olun.

Bu Kur’ânî hizmetlerdeki saadetin ve huzurun, lezzetin, zevkin imansızlıkta ve inançsızlıkta; dalâlette ve sefahatte olmadığını, bulunmadığını bizlere Risale-i Nurlar’ı okuyarak elde ettiğimiz iman hakikatları ihsas ediyor, ihtar ediyor ve izah ediyor.

Fenalıkları, kötülükleri ve menfi hiçbir şeyi nazara vermeden, göstermeden ve anlatmadan iyiyi, güzeli, faydalı olanı ve de daima müsbet olan her şeyi nazara vererek anlatmak ve izah etmek muazzam bir Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nurlar’ın özelliği, hususiyeti ve takip ettiği yoldur.

Bugünlerde çokça siyaset ve içtimaiyatla alâkalı olarak zihinler meşgul olduğu için bizler de ifade edelim ki Risale-i Nurlar yalnızca iman hakikatlarını ve meselelerini zikretmez, anlatmaz. Sosyal hayatımızla, içtimaîyatla ve siyasî meselelerle alâkalı her konuda da bizleri bilgilendirir ve malûmat verir. Yeter ki iman gözlüğünün altında imanî bir nazarı Risale-i Nurlar’ı okuyarak elde edelim ve bu nazarla bakalım; bu imanî akılla Üstadın yazdığı, anlattığı her türlü malûmatı okuyalım ve dinleyelim.

Ölçümüz; hayatımızın direği, aslı, esası ve nirengi noktası olan kuvvetli bir imanı elde ederek akıl terazisini dengeli, muvazeneli ve doğru bir şekilde tutabilmektir.

Ve bu kuvvetli imanı elde edebilmek, dimdik durabilmek ve hiçbir hadiseden sarsılmamak için şahs-ı manevî çadırının altına girebilmeli ve dahil olabilmeliyiz. Kuvvetli bir imanın en büyük koruyucusu ve muhafızı ise ancak Kur’ân hizmetkârlarının teşkil ettiği şahs-ı manevidir.