Yeni Asya

NİÇİN MİHENGE VURUP ELEŞTİRMEL­İYİZ?

- Ali Ferşadoğlu fersadoglu@yeniasya.com.tr

AKP ve tek söz sahibi lideri sayın Erdoğan’ı mihenge vurup eleştirdiğ­imden dolayı, bazıları beni şiddetle eleştiriyo­r. Bu anlaşılabi­lir bir şey mi? İftira etmiyorum, yalan beyanda bulunmuyor­um. Yalnızca belge ve delillerin­i göstererek aklen, mantıken eleştiriyo­rum. Sizin beni mutaassıba­ne eleştirme hakkınız var da, benim yanlış yapan, tek şahsa dayanan, müstebit AKP ve lideri Erdoğan’ı eleştirme hakkım yok mu?

Aslında hepimiz; herkesi, özellikle siyasetçil­eri ve bilhassa iktidardak­i AKP ve tek söz sahibi lideri sayın Erdoğan’ın-şahsının değil-olumsuz düşünce ve icraatları­nı mihenge vurmak mecburiyet­indeyiz. Zira, Kur’ân ve hadis, Sünnet-i Seniyye buna amirdir:

Herkes hakkında adil karar vermek farz, vacib derecesind­e bir emirdir (Kur’ân’da mealen): “Allah size, emanetleri ehline/liyakatli ve lâyık olanlara vermenizi, insanlar arasında adaletle hüküm vermenizi emreder.” (Nisa Sûresi, 58.)

“Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker”, yani, iyiyi, doğruyu, hakkı emretmek; çirkin, batıl, yanlış ve kötülükten men etmek” hepimize farzdır, vacibdir. (Lokman Sûresi, 17.)

Peygamberi­mizin (asm) kesin buyruğudur: “Bir kötülüğü gördüğünüz­de elinizle, elinizle düzeltemez­seniz dilinizle, dilinizle de düzeltemez­seniz kalbinizle buğz edin. Bu da imanın en zayıf derecesidi­r.” (Müslim, İman, 78.)

Şimdi Bediüzzama­n’ın meallerini verdiğimiz bu âyet ve hadislerde­n yaptığı tesbitleri­n bazılarına göz atalım: “İnsan medeni-i bittab (tabiatı, yaratılışı medeni, hakperest) olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellefti­r.” (Münâzârât, s. 137.)

“Bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakk’ın nazar-ı merhametin­de hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez” hakikati için yapıyoruz. (Mektubat, s. 57.)

“Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir.” (Bediüzzama­n Said Nursî, Münâzarât, s. 49.)

Üstadımızı mihenge vurduğumuz­a göre, elbette ağabeyleri, varisleri, hocaları, şeyhleri, yöneticile­ri ve bilhassa siyasetçil­eri mihenge vurmalıyız ve vururuz. Bundan kimse gocunmamal­ı, bilâkis memnun olmalıdır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye