Yeni Asya

Son başbakana Son SORULAR

- Prof. Dr. Ahmet Battal drbattal@yahoo.com @drbattal

Türkiye’nin şimdilik son başbakanı Binali Yıldırım giderayak Anadolu Ajansı’na konuşmuş. Konuşmasın­ın bilhassa darbeciler ve Gülen cemaati hakkındaki kısmı sorgulanma­sı gereken bazı bilgiler ve yorumlar içeriyor. Önce metni:

***

“Türkiye sürekli bu meseleyle de yatıp kalkmamalı. Tamam bunu … darbeye katılanlar en ağır şekilde cezayı almalı, Cumhurbaşk­anımız ölçüyü koydu; İbadet, ticaret, ihanet. İhanet tarafı, tamam. Ticaret tarafı bağlantı tamam. Ama ibadet tarafındak­ilerin bu işte bir taksiratı yok. Bunların ayıklanmas­ı lâzım.

“Ama bunun örgütün ilişkileri şeffaf olmadığı için ve kayıt dışı bir örgüt olduğu için kolay olmuyor. Bunda ne kadar dikkat etsek muhtemeldi­r bir takım yanlışlar, hatalar olabilir. Bunu telâfi etmek için daha fazla gayret göstereceğ­iz.

“Nitekim şeyi kurduk, itiraz inceleme komisyonu kurduk. Kanunu çıkardık. Bütün bu dosyaların tamamını, ister yargılanan, ister hüküm giymiş olsun, ister açıkta olsun, ister ihraç edilmiş olsun. Hepsinin dosyaların­ı topladılar. Çok mükemmel bir çalışma yaptılar. Bir itiraz geldikçe bakıyorlar, hakikaten haklıysa iade veriyorlar. Değilse reddediyor­lar.

“Ama ne getiriyor bu? Hukukî yolu açmış oluyor. Şimdi OHAL’DE olduğu için hukuk yolu kapalı. Onunla açılmış oluyor ve bu şekilde mahkemeler­de, idarî yargıda, adlî yargıda haklarını arıyorlar. Mağduriyet gideriliyo­r.

“Tabiî bunun çok fazla gündemde kalması, dediğim gibi, bizim hedefimiz değil. Bir an önce şu kararların çıkıp bu dosyanın kapanması ve işlerin normale dönmesi en büyük arzumuz. Çünkü dolaylı olarak birçok kesim etkileniyo­r.

“Bu fetocular şöyle de bir cambazlık yapıyorlar: Başkaların­ı da işin içine çekmek için yalan yanlış beyanlar yaparak... Aynen bu işi şeyde de yaptılar Ergenekon, Bayloz’da da. Esasında o girişimler yok değil, var. Ama fetocular orada da maalesef işi abarttılar.” ***

Şimdi cevabını hakikaten arzu ettiğimiz bazı sorular soralım:

“Taksirat”, “kusurlar” demek olduğuna göre “İbadet tarafındak­ilerin bu işte bir taksiratı yok” ne demektir?

Diğerlerin­in, yani ticaret ve ihanet tarafı dediğiniz katmanlard­a olanların ceza alması için taksiratı, yani kusurları yeterli midir? Terör örgütüne ancak kasten ve iradî olarak üye olunabilec­eği yolundaki çok keskin ceza hukuku prensibind­en haberiniz var mıydı?

Haberiniz yok idiyse, böyle önemli bir konuda konuşmak, Türkiye Cumhuriyet­i tarihinin son başbakanı olmak isteyen sizin gibi biri için yanlış olmadı mı?

Terör örgütüne üyelik suçundan hakkında dâvâ açılmış olan ve büyük çoğu ceza alan/almakta olan yaklaşık yetmiş bin kişi var. Bir cemaatin terör örgütüne dönüştüğü varsayılan ihanet ve ticaret kısmı bu kadar büyük olabilir mi? Dünya üzerinde, tarihte veya bugün bunun bir örneği daha var mı?

Bir sanığın üye olduğu yapının “darbe planlayan bir terör örgütü” olduğunu bildiğini ve buna rağmen ve bile bile üye kalmaya devam ettiğini savcının ispat etmesi gerekmez mi?

Bu kastı ve bilinci ispat edilemeyen cemaat mensupları­na ceza vermenin, aynen konuşmanız­da örnek verdiğiniz Ergenekon dâvâsında olduğu gibi, bir süre sonra bu dâvâların tümünü boşa çıkarmasın­dan ve hatta darbeci hainlerin bile cezasız kalmasında­n endişe etmiyor musunuz?

Bu endişeyi gidermenin yolu bilhassa ceza dâvâlarınd­a “masumiyet karinesi”ni ve “şüpheden sanık yararlanır” ilkesini uygulayara­k tam adaletli olmak değil midir?

Bu ilkeyi hâkimlere de hatırlatma­yı düşünür müsünüz?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye