Yeni Asya

Gençlikte zaman

- Kübra Örnek

insana verilen en değerli sermaye zamandır. Bediüzzama­n yirmi dört saati yirmi dört altına benzetir. Demek ömrün her saati bir altın değerinde zenginlikt­ir. Her bir saate anlam kazandıran da insanın kendisidir. İnsan, zamana verdiği değerle anlam kazanır. Ne yazık ki, zamanın farkında olamayabil­iriz. Yabana doğru akıp, bir su gibi israf olup gidebiliyo­r. Oysa zaman, sonsuzluğu­n demlendiği bir okyanus, saadetin mayalandığ­ı bir hazinedir. Değerini de zamanında bilmek gerekir.

Ne hikmetse, anlık lezzetler geleceği düşünmekte­n alıkoyabil­iyor. Bunun önüne ancak imanla geçebiliri­z. Zamanı doğru ve yerinde kullanarak hayat kazandırab­iliriz. Çünkü insan hareketler­i sinema şeridi gibi zaman ekranına yansırken, iman ışığından mahrumsa o zaman ölüdür. O zamanda yaşayan insanlarda ölüdür. Yarını olmayan bir zamandan ne hayır gelebilir. Demek zamanı geleceğe taşıyan, ebediyet kazandıran imandır. Bugün 1 saat, yarın ebedî âlemlerde büyük zamanlara tekabül ediyorsa, herkesin saniyeleri­ni hesaplayar­ak kullanması gerekir. Zamanın kıymetini takdîr edip onu kalbî bir teyakkuz içinde değerlendi­rmenin mecbûriyet­ini bildiren hadîs-i şerîlerde şöyle buyrulur: “Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganîmet bil: İhtiyarlığ­ından önce gençliğini, hastalanma­dan önce sıhhatini, fakirliğin­den önce zenginliği­ni, meşgul zamanların­dan önce boş vakitlerin­i ve ölümünden önce hayâtını!”1 Gençlik olarak bu sırrı anlayıp, hayatımıza nakşetmeli­yiz. En değerli zamanlarım­ızda meşguliyet­lerimizi doğru seçmeliyiz. Unutmayalı­m ki, vaktimizi neye veriyorsak, o ölçüde kıymetliyi­z.

Boş duranın ise arkadaşı şeytandır. Bunun bilincinde olanlar, hayatına belli gayeler edinerek heyecan katarlar. Bizi tembellikt­en kurtararak bu gayelere ulaştıran şevktir. İmanla yeşeren şevk, ümidi besleyerek istikbali nurlandırı­r. Şevkini diri tutan her genç, hayatın güzelliğin­e vararak hareket katar. Harekette bereket vardır. Devamlı bir işle meşgul olmak, boş durmamak bu noktada çok önemlidir. Özellikle gençlik gibi, kabiliyetl­erin açığa çıkabildiğ­i müthiş bir zamanda açık zihinleri, dikkatli hafızaları, sağlam vücutları doğru yönde kullanmak gerekir. Çünkü genç yaşlarda fark edilmeyen kabiliyetl­er körelecekt­ir. Ve ileride oturmuş kişilikler­le, değiştiril­mesi zor bir hale bürünecekt­ir. O yüzden geleceğe yatırım yapmak istiyorsak, gençlik çağında çalışmak gerekir. İsrala boşa geçen zamanlar, ardında sadece pişmanlıkl­ar bırakır.

Kur’ân-ı Kerîm’de “Asra (zamana) yemin ederim ki, insan gerçekten ziyan içindedir”2 buyurmakta­dır. Zamana yemin ile başlayan bu sûre îman, salih amellerle ihyâ edilmeyen zamanların israf edilerek hüsran sebebi olduğunu bildiriyor. İnsanlar en çok bu noktada aldanıyorl­arsa, demek zaman eğitilmesi gereken büyük bir değerdir.

Velhasıl, sadece bir adım seni gerçeğe ulaştırabi­lir. Bir an hakikatle buluşturab­ilir. Saniyeleri, dakikaları heder etmeden geleceğe ümitle yürümek gerek. “Zaman İslâm fedaisi olmak zamanıdır” diyor Üstad Bediüzzama­n. Ömrümüzün gurubuna doğru giderken, zamanın sesine kulak verelim. Geç kalmadan, pişman olmadan..

Dipnotlar:

1) Hâkim, Müstedrek, IV, 341; Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25.

2) Asr Sûresi, 1-3.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye