memur HUKUKUNDA KAYIRMA ve LİYAKAT SİSTEMLERİ
Yukarıdaki isim idare hukuku profesörü Sait Güran’ın doçentlik tezinin adıdır. Evet“kayırma sistemi”de bir sistemdir. Mesela ABD’DE bu sistem geçerlidir. Anayasasında böyle olacağı yazılıdır.
Orada, Kanunlar memur olmanın asgari şartlarını belirler. Bu asgari şartları taşıyanlar arasından kendi siyasetine en uygun olanı memur olarak atamak siyasetçinin tercihine kalmıştır. Yani iktidar olan, icrada kiminle çalışacağını kendisi belirler.
Zaten o sistemde memurluk garanti iş değildir. Memur “maaş” almaz. Memur da olsa “ücret” alır. İkisi farklıdır.
Ama ABD’DE devlet geleneği böyledir. Vatandaşın devlet algısı da buna uygundur.
Oysa imparatorluk geleneğine sahip Avrupa ülkelerinde ve Osmanlı geleneğini Fransız modernizmi ile karıştırarak sürdürmeye çalışan Türkiye Cumhuriyetinde kayırma sistemi yoktur.
Bizde en azından şeklen “liyakat sistemi” vardır. “En layık olan” devlet memuru olur. Layık olanı, objektiliği kuvvetli bir yazılı sınavla ve yine olabildiğince denetime açık bir sözlü sınavla seçmek gerekir.
(Unutulmamalıdır: “Sözlü sınav”“mülakat” değildir. “Mülakat sınavı” diye bir sınav türü yoktur. Mülakat “mülaki olmak” demektir. “Sözlü imtihan”ise bilginin sözle sunulma biçiminin de ölçüldüğü sınav demektir. Ayrıntılar için 11.02.2016 tarihli “Mülakat sözlü sınav mıdır” başlıklı ağır eleştiri içeren yazımıza bakılabilir.)
(Linki: http://www.yeniasya.com.tr/ahmetbattal/mulakat-sozlu-sinav-midir_384509)
Birileri diyorlar: “Devlettir, istediği yerde CV havuzu oluşturur. İstediğini alır, istediğini KHK ile ya da Cumk (Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi) ile atar.”
Halbuki bu yaklaşım adil değildir, hukukî de değildir. Bizim Anayasamıza da açıkça aykırıdır.
Anayasa şöyle diyor:
IV. Kamu hizmetlerine girme hakkı A. Hizmete girme
Madde 70 – Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir.
Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez. Hüküm net. Liyakat şart.
Haaa, çok istiyorsanız “yandaş kayırma”yı, yıkın gelenekleri, değiştirebiliyorsanız değiştirin Anayasayı ve dilediğiniz rejimi getirin. Ama neticesine de katlanacaksınız.
Anayasa böyle iken ve yürürlükte iken“yeni Türkiye’nin yeni sistemi var, Başkan ne derse o olacak” diyerek adeta zulüm daveti yapan ama devlet memuriyetine parti kapısından girilmesi rezilliğini görmezden gelen çığırtkanlara şunu sormamıza izin verin:
“Hukuk Devleti ve adaleti sizin lügatte ne mana ifade ediyor?”
Cevap veremeyecekler. Susacaklar. Vicdanlarını susturup üstüne oturacaklar.
Ama cehennem var. Hem de odunu ateşli.