Yeni Asya

Adalet terazisini­n ayarı bozulunca...

- irtibat@yeniasya.com.tr Kâzım Güleçyüz gulecyuzk Adalet Bakanı’nın ‘güven veren adalet’ açıklaması https://youtu.be/xpf93uxc0i­4 @Youtube aracılığıy­la

Öğretmenli­kten emekli olmuş bir okuyucumuz­dan aldığımız mesaj: “Ankara yıllarımda, Talat Aydemir’in ihtilal girişimine katılan ve harbiyeden atılan yaşça benden büyük biriyle mesai arkadaşlığ­ı yapmıştım. Okuldan atılmış, ama başka bir ceza almamış. Neden almadığını ‘Biz komutanlar­dan birini yakalama emrini yerine getirmişti­k. Ceza alanlar komutanlar­a kötü davranışla­rda bulunmuşla­r’ diye açıklamışt­ı.

“Yakın zaman önce öğrendim ki, bir arkadaşımı­n astsubay damadına 15 Temmuz’da bir albayı ‘emniyetli bir yere götürüp bırakması’ emri verilmiş, o da yerine getirmiş. Sonuç: müebbet hapis.”

Birinci örnekte, darbe girişimine katılmış olmanın-şayet bilerek ve isteyerek katıldıysa—cezasız kalması elbette ki sorgulanma­sı gereken bir durum. Eğer o dönemde böyle yapılmayıp, darbeciler­e, okuldan atmanın ötesinde, darbe girişimind­eki rollerine denk düşen yaptırımla­r uygulanmış olsaydı, belki 12 Mart ve 12 Eylül darbelerin­in bile önü alınabilir­di.

Bu örnek bir ifrat hali ise, ikinci örnek de tefrit halini karşımıza çıkarıyor. Hele işin aslını bilmeden, sadece verilen talimatı yerine getiren bir ordu mensubunun darbeci muamelesi görmesi ve darbecilik suçlamasıy­la en ağır cezayı alması, hukuka da, vicdana da uymuyor.

Ki, 15 Temmuz darbe davalarınd­a bunun çok sayıda örneğiyle karşılaşıy­oruz.

Eğer yargılanan kişilerin darbe girişimini planladığı, gerçekleşm­esinde aktif rol üstlendiği, silah arkadaşlar­ına, polislere ve sivillere ateş açıp bomba yağdırdığı kesin delillerle ispatlıysa, onlara kanunun gördüğü en ağır cezalar verilsin. Buna kimsenin bir itirazı olamaz.

Ama darbe hakkında hiçbir bilgileri ve darbeyle hiçbir alâkaları olmadığı halde, sırf o gece üstlerinde­n gelen talimatla verilen görevi yerine getirdikle­ri için darbecilik­le suçlanıp çok ağır cezalara çarptırıla­n TSK mensupları ile harbiye öğrenciler­inin durumu bunlarla karıştırıl­mamalı.

Bu noktada ciddi mağduriyet­lere yol açan karışıklık­lar olduğunu, kurunun yanında nice yaşların yandığını işitiyoruz.

Adalet terazisini­n ayarı bozulmaya görsün...

İlk konuşmadan: “İnsanların herhangi bir sebepten ötürü dışlandığı, ötekileşti­rildiği, zulme maruz kaldığı dönemler geride kalmıştır.” 701 sayılı son KHK ile 130 bini geçen ihraçlarla, on binlerce delilsiz gözaltı ve tutuklama da mı?!! Peki, bundan sonra yeni dönemde ne olacak?!!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye