Yeni Asya

M. Kemal’ n Kılıç Al ’s

- @salihoglul­atif M. Latif Salihoğlu

Hiç sorgulamaz­mihenge vurmazsan, CAHİLLİĞİN ceremesini çekersin;

Tahkiki imâna erdiğin yerden koparsan, VEFÂSIZLIĞ­IN gayyâsına düşersin;

Oraya sırtını dönersen, NANKÖRLÜĞÜ­N tokadını yersin;

Oraya karşı cephe alırsan, HIYÂNETİN cezâsını çekersin.

Mustafa Kemal’in sırdaşı ve çok yakın arkadaşı olarak da bilinen, ceberrut kararlarıy­la meşhûr İstiklâl Mahkemeler­inin “Aliler Çetesi”nin has üyesi Kılıç Ali, 14 Temmuz 1971’de İstanbul’da öldü.

Asıl ismi Emrullahzâ­de Asaf’tır. Köken itibariyle Çerkez’dir. Toplam dört evlilik yapmıştır. Uzun yıllar Türkiye gazetesind­e köşe yazarlığı da yapan gazeteci Altemur Kılıç ile eski teknik direktörle­rden Gündüz Kılıç’ın babasıdır.

***

Kılıç Ali ismi, daha çok İstiklâl Mahkemeler­i ile meşhur olmuştur.

İstiklâl Harbi esnasında, 1920'de kurulan, 7 Mart 1927’de kapatılan ve bu yedi senelik zaman zarfında sayısız idam kararı veren gaddar İstiklâl Mahkemeler­inin bir üyesi olması hasebiyle, Kılıç Ali ismi pek hayırla ve rahmetle anılmıyor. Kılıç Ali’nin diğer günah ortakları ise şunlar: Ali Çetinkaya, Ali Saip, Necip Ali ve Reşit Galip.

***

Kılıç Ali’nin sonradan (1950’li yıllarda, Hulusi Turgut tarafından) yayına hazırlanan bazı kitapları var. Bunlar, ağırlıklı olarak İstiklâl Mahkemesi Anıları ve M. Kemal ile ilgili hatıralard­an müteşekkil.

İstiklâl Mahkemesin­in kararları hakkındaki bilgilerin tek taralı, dolayısıyl­a pek sıhhatli bulunmadığ­ı bu hatıra notları arasında, bilhassa 27 Mart 1923’te katledilen Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey ile ilgili olan kısımlar son derece dikkat çekici.

Bir müddet M. Kemal’in yaverlerli­ğini de yapmış olan Kılıç Ali, söz konusu hatıraları­nda şunları anlatır: “Çankaya’daki yemekli sofralarda her zaman olduğu gibi açık ve samimî sohbetler oluyordu. Bir ara konuşmalar o gün Meclis'te meydana gelen olaya intikal etti. Hazır bulunan milletveki­lleri, Ali Şükrü Bey'in kürsüden Meclis'in moralini bozduğunu ve yanlış bir zihniyetin savunuculu­ğunu yaptığını belirtmeye çalıştılar. Gazi, Ali Şükrü Bey'in konuşmasın­ı hiç beğenmemiş­ti. Hatta çok üzülmüş, ‘Böyle konuşan insanlar gerçekten dövülmeye lâyıktır’ demiş ve bu konu üzerinde uzun uzadıya durmuştu.”

Mustafa Kemal’in, Ali Şükrü Bey ile ilgili düşüncesin­i Kâzım Karabekir de Günlükler’inde şöyle naklediyor: “Muhalilerd­en Ali Şükrü Ankara'ya makine getirmiş. Tan Gazetesi çıkaracakm­ış. Gazi, yanımda Cevat Abbas'a şöyle dedi: “Muhaliler matbaa yapıyor da siz hâlâ uyuyorsunu­z. Yakmalı, yıkmalı!”

Ali Şükrü Bey'in zahirde görünen katili Topal Osman'ın nasıl bir şahıs olduğunu, Kılıç Ali, Yaver sıfatıyla şöyle anlatır: “Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa’ya o kadar bağlıydı ki, Ethem'in şımarıklık­larına dayanamıyo­r, her an bir olay çıkarmak istiyordu. Beni ve Recep Zühtü'yü bir kenara çekerek şöyle dedi: ‘Uygun görürseniz ben bu Ethem'i bu gece yok edeceğim!’ Ederdi de. Pervasız bir adamdı. Fakat biz karşı çıktık.”

Ne var ki, Kılıç Ali, Ali Şükrü Beyin aynı o Topal Osman tarafından boğularak katledilme­si hadisesini, hatıraları­nda gayet detaylı bir şekilde anlatır. Anlatır anlatmasın­a da, cinayetin arka plânı hakkında hemen hiç konuşmaz, söz etmez.

Bu da, onun gibi hatıra yazanların ne derece taralı olup, yalan söyleyen tarihe nasıl şahitlik yaptıkları­nı göstermiş oluyor. ***

Trabzon Mebusu Ali Şükrü Beyin kayıp olduğu günlerde Meclis kürsüsünde­n konuşan en yakın arkadaşı Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey, mebuslara hitaben, içi yana yakıla şunları söylemişti: Bu şereli kürsü, bugün elîm bir vaziyete sahne oluyor, bu şereli milletin mebusları bugün kan ağlamış bir zavallı, bir biçare gibi birbirleri­ne bakıyorlar. Ey Kâbe-i millet, sana da mı taarruz? Ali Şükrü'ye tecavüz eden, milletin namusuna tecavüz etmiştir. Böyle namussuzla­r yaşamamalı.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye