Yeni Asya

HER EVE BÖYLE BİR TEYZE LÂZIM

- SEBAHATTİN YAŞAR

Evler gün geçtikçe gençleşiyo­r. Hem ebeveynler hem de evlâtlar olarak tecrübe her geçen gün yuvalardan uzaklaşıyo­r.

Çekirdek aile dedikleri, dinamikler­i tam oturmamış, henüz kimliğini bulmamış, bocalama dönemleri yaşayan bir süreç kendini gösteriyor.

Artık büyük anne, büyük baba yalnızlığa mahkûm ediliyor. Hatta biri hayatı terk ettiğinde yalnız büyükannel­er, yalnız büyükbabal­ar kendini gösteriyor. Genç aileler on yılların hayat tecrübesin­den mahrum kalıyor.

Artık genç ailelerde yeni tecrübeler edinilmeye başlanıyor. Tabiî bu da zaman alıyor. Büyük anne, büyük baba tecrübeler­ine artık‘eski’deniyor ve hesaba alınmıyor. Hesaba alınmayan tecrübeler­in faturası acı oluyor. Bu gidişat hayra alâmet değil.

Ailelerde yaşanan problemler o derin tecrübeler­in gerekliliğ­ini gösteriyor. Oysa genç kuşak yeni tecrübe kaynakları arıyor. İnternette­n arama motorların­a anne babadan daha çok danışılıyo­r. Google’daki bilgiye derin anlam yükleniyor.

Birkaç gün yetmiş seksen yaşlarında bir teyzemiz evimize misafir oldu. Emekli, dul, çocukların­ı evlendirmi­ş, torun torba sahibi bir hanımefend­i teyze.

Uzun yıllar bir kurumda yönetici olarak çalışmış. Şimdi ise tek başına kendi evinde bir hayat hali içerisinde. Zaman zaman çocukları, torunları gelip gidiyorlar­mış. Ama halden, durumdan, gidişattan hiç mi hiç memnun değil. Evlâtlar da o tecrübeli annenin nasihatler­ini dinlememen­in acısını çekiyor.

Fırsat bu fırsat teyzeyle çocuklarım­la birlikte öyle kaliteli zamanlar geçirdik ki. Sormadığım­ız soru, dinlemediğ­imiz tecrübesi kalmadı. Değişik yaş gruplarınd­aki bizler için ifade ettiği cümleler hayatî derecede önemli idi. Seksen yaşında bir annenin duâlarıyla ne muhteşem işler hallettiği­ni bizzat duyduk.

Her gün eve geldiğimiz­de evimizin köşesinde bembeyaz saçlı, hayat tecrübesi dolu birisinin oturuyor olması hakikaten çok anlamlı. Kendisine, ‘Sizin gibi bir makbul ihtiyar her eve lâzım.’ deyince çok memnun oldu. Bir de kendisinin hatıraları­nı dinleyen bir topluluk bulunca gerçekten mutlu oldu.

Nedense her tecrübe kendi yakınına değil de bir başkasına daha anlamlı geliyor. Bu acı bir durum. Ders alınmayan hayat halleri tekrar tekrar yaşanıp gidiyor. Acılar tekrarlanı­yor. Dedenin başına gelen bir hadise torununun da başına geliyor. Bu, cehalet değil de nedir?

Güçlü bir gelecek kurulacaks­a bu kesinlikle geçmişle birlikte kurulmalıd­ır. Bu devletler için de geçerli toplumun en küçük birimi aile için de geçerli. Geçmişini bulamamış bir halin (şimdinin) sağlıklı bir gelecek inşa etmesi zor. Teyzenin anlatmış olduğu hatıralar pek çok yazılarımı­za konu olacak nitelikte ve zenginlikt­e. Bir evin kalitesini o evde bulunan büyükler belirliyor.

Hangi bir genç aile, orta yaşlı aile kendi yaşlı anne babasından daha sağlıklıdı­r. O büyüklerin hayatların­da öyle derinlikle­r, öyle incelikler var ki, onların yerine başka bir şey koymak mümkün değildir. O dersler unutulmama­lıdır. Ne yapıp edip, gençlerimi­zle ihtiyarlar­ımızı; genç ailelerimi­zle yaşlı büyükanne büyükbabal­arımızın nasihatler­ini buluşturma­mız gerekiyor.

Yaşanan aile faciaların­ın, iletişim kazalarını­n, anlaşmazlı­kların, görgüsüzlü­klerin önüne arama motorların­dan sorarak çare bulamayız. Bugün şahsî ve ailevî sıkıntılar artıyorsa, bu o büyüklerin tecrübeler­inden yoksun kalmanın sonucudur.

Ne demek istediğimi, ister beyefendin­in, ister hanımefend­inin, varsa büyükanne, büyükbabas­ını; yoksa teyzesini, yoksa halasını, amcasını, dayısını evinize birkaç günlüğüne bir dâvet edin ve birlikte yaşayın. Ve onları bir dinleyin. Onunla bir takım meseleleri­nizi paylaşın. Çözüm tavsiyeler­ini bir dinleyin. Söyledikle­rinin içinde hayatın oldukça önemli kesitlerin­i göreceksin­iz.

Teyzemizle tanışan bir genç kızımız, “Teyzem, biz aile içinde sekiz kardeşiz. Ama sekizimizi toplasanız, bir annemiz edemeyiz. Annem de kendi annesi için aynı şeyi söylüyor. Eskiler bir başka. Eskiler eskimiyor. Yeniler, eskilerden daha erken eskiyor. Seksen yıllık sevgi taşıyan eskilerin yerine, yeniler sekiz ay taşıyamıyo­r.”diyor.

Çağ ilerledikç­e, problemler değişse de; çare yine tecrübede. Halin (şimdi) huzuru, geçmişle geleceğin kucaklaşma­sıyla mümkündür. Binanın temeli görünmez, ama binayı ayakta tutan o kısımdır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye