Barla’ya seyahat zamanı
Barla’da zaman, su gibidir. Akıp gider... Bu akış o kadar narin ve derindir ki, kimse fark etmez bu akışı... Barla’da zamanın sizinle bir işi yoktur. Onlar kendi halinde dönüp dolaşır size hiç dokunmaz... Barla’da Cumartesi ile Pazartesi birbirine mezc olmuştur. Haftanın hangi vakti. Günün hangi saati olduğunu kimse bilemez... Tarihler kendi dünyasını yaşarken Barla’da başka bir dünya yaşanır öbür tarafta...
Çınar ağacı haşmetiyle dikilir karşınıza ... Risale-i Nur’un kürsüsü oluverir. Yaprakları zikirde dalları zikirde...
Altındaki odacık Nur’un ilk medresesi Üstad’ın yanıbaşında durdurur sizi...
Siz orada Üstad’ı, bakışlarını, duâlarını, zikirlerini ve fikirlerini hissedersiniz... Oturuverirsiniz o küçük odacıkta. Bediüzzaman’dan hakikat dersini alırsınız. Sözleri, Mektubatı, Lem’aları hissede hissede içinize çekip Nur’un insana getirdiği o tarifsiz huzuru hissedersiniz...
Altındaki çeşme sizi serinletir... Etraftaki dinginlik ruhunuzu okşar... Mahiyetindeki yükseklik ve hakikat size güven verir.
Burası Barladır hakikat şehridir, huzur yeridir, tefekkür bahçesidir.
Barla’da zaman derindir. Dakikalar peşpeşe koşarken ardı ardınca siz kendinizi akışa bırakın sakın dokunmayın zamanın zembereğine bırakın dönsün, siz kendinizi akışa bırakın.
Yalçın sarp dağların yamacında kurulmuş Barla... Dağlar hasmetiyle Cemâlin ve Celâlin seyridir.
İstersen Karakavağa doğru adımla... Tefekkürün nasıl bereketle etrafını sardığını hemen göreceksin... Zaman Karakavak’ta ayrı bir boyuttadır, orda durmuştur adeta. 17. Söz’deki nameleri duyarken, tefekkürün seyriyle zaman iyice derinleşir. Seyir, fikir, şükür hepsi elinden tutar senin... Havanın nesimi, orada çıkan suyun serinliği seni tatmin eder...
Karakavak’ta çıkan su, yazılan eserler, tabiatı tefekkür ile seyrine doyulmaz bir hale sokar insanı... Karakavağın neşesi kaplar ruhları... Rüzgârı başkadır Barla’nın ruhu okşar. Çam Dağı’ndan esen yellerin zikir arkadaşıdır dallar...
Çamdağı’nda zaman yükselip zirve yapar. Araba ile bile zor çıkılan bu yol ziyaretçiler için muhteşem bir tefekkür yeridir. Ayrı bir seyir yeridir Çamdağı... Buraya yürüyerek gelen bir Üstadımız vardır. Ayrı bir heyecanla; ayrı bir aşkla yürüyen bir yürek... Barla’da duramaz ayakları fikirleri gibi seyir halindedir hep...
Burası duruluğun yeridir, hava dupdurudur, su buz gibidir, yeşillik diridir, çamlar mis gibidir, burası Çamdağı’dır tefekkürün yeridir, fikirlerin durulaştığı yerdir... Çamdağı’nda oturmanın seyre dalmanın keyfi anlatılmaz... Hele üstüne bir de Risale-i Nur’dan bir bölüm okursanız tabiat bir pratik olarak durur karşınızda. Hem okur hem de örneklerini seyredersiniz iman hakikatlerinin...
Çamdağı’nda azamet Celâl ve Cemal bir arada tecelli eder. Allah’a şükredersiniz, Azameti hissedip tesbih çekersiniz...
Çamdağı’nın yüksekler insanın ruhuna inşallah iyi gelir. Çocuklarınıza da büyüklerinize de iyi gelir. Burası Nurlar’ın ayrı bir tecelli yeridir. Üstad’ın Yıldız Sarayı’na değişmediği mekânlardır. Bu mekânlar için uzun mesafeler gelmeye değerdir. Yolunuz Barla’dan geçsin Çamdağı’ndan da geçsin... Üstad’a bir selâm verin Risale-i Nurlar’ı okuyun. Muhteşem çınar ağacını seyredin. Şahsı maneviyi hissedin... Aileler için, gençler ve çocuklar için harika mekânlardır buralar. Ailece gezmenin, tebdil-i mekânın belki de tatilin en güzel yerlerinden biridir Barla... Hele ki Yeni Asya Barla Sosyal Tesisleri de varken daha ne düşünüyorsun...