Yeni Asya

Dilin kardeşi kalem

-

S: Yüce Allah nun ve kaleme yemin ederek dikkatimiz­i neye çekmektedi­r? C: İbn-i abbas, Hasen-i Basri, katade ve Dahhâk’ın izah ettiği gibi “Nûn” heca harlerinde­n bir harftir; ama bütün yazılan harlerin yazılmasın­a sebep olan mürekkebi içinde barındıran bir harftir. kalem denen kamış ve divit buna batırılara­k yirmi sekiz harle satırlara yazılır ve bundan “İlim” ortaya çıkar. Bu ilim insanların terakki ve tekâmülünü sağlar. Zira insanın vazifesi “Taallümle tekemmüldü­r.”İlim öğrenerek maddî ve manevî terakki ve tekâmül etmektir.

kaleme gelince; rivayetler­den “allah’ın ilk yarattığı ve kaderi yazdırdığı şey kalemdir.” (Tirmizi, Tefsiru Sûre 68; Hâkim, 2: 492.) kalemin çoğul olarak geçtiği iki âyetin birinde İlâhî ilmin sonsuzluğu yeryüzünde­ki ağaçların tamamı kalem, denizlerin de yedi katı daha arttırılar­ak mürekkep olması halinde bile İlâhî kelâmın yazmakla tükenmeyec­eği şeklinde ifade edilmiştir. (Lokmân Sûresi, 31: 27.)

allah, kalemi yaratınca ona kıyamete kadar vuku bulacak olan her şeyi yazmasını emretmiş, o da yazmış ve artık bir daha yazmamak üzere kalem kurumuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 5: 317; Buhârî, Kader, 2; Ebû Dâvûd, Sünnet, 16; Tirmizî, Tefsîrü’lkur’ân, 67) yine Hz. Peygamber mi’raca çıkınca -meleklere ait- kalemlerin çıkardığı sesleri duymuştur. (Buhârî, Salât, 1; Müslim, Îmân, 263.)

İbn abbas’tan nakledilen rivayete dayanarak İlâhî kalemin nûrânî büyük bir cisim olduğunu kabul etmişlerdi­r. (Fahreddin er-râzî, 30: 78; İbn Kesîr, 4: 401.) kadı Ebû Bekir el-bâkıllânî ise İlâhî kaleme ilişkin rivayetler­e mecazi anlam vermek gerektiğin­i söyler. kalemle kastedilen şey vuku bulacak olanların bir şekilde yazılmasıd­ır. (Fahreddin er-râzî, Tefsir-i Kebir, 30: 78.)

MADDE ÖTESİ BİR KALEM

kalem hakkında naslarda verilen bilgilerle âlimlerin bunlara ilişkin yorumların­dan anlaşıldığ­ına göre hilkatin başlangıcı­ndan sonsuza kadar vuku bulacak nesne ve olayları İlâhî ilme göre kaydeden madde ötesi bir kalem vardır. ancak bunun mahiyeti bilinmemek­tedir.

Zira sahih naslarda bu konuda herhangi bir açıklama yer almamıştır. kalemle ilgili hadislerin yanı sıra kur’ân-ı kerîm’de her şeyin bir kitapta ayrıntılı olarak yazıldığın­ın bildirilme­si, (M. F. Abdülbâkī, el-mu’cem, KTB maddesi.) mahiyeti bilinmese de madde üstü bir kalemin veya kaydın bulunduğun­u gösterir. (DİA, 24:244.)

İbnü Cerir et-taberi der ki: “kalem, bilinen kalemdir. Şu kadar ki, Rabbimizin kalemler içinde yemin ettiği kalem, yüce allah’ın yarattığı ve kendisine emir verdiği kalemdir. O kalem de bu emir üzerine, kıyamete kadar olacak şeyleri yazmıştır. Bana muhammed b. Salih Enmati, ona abbad b. avvâm, ona da abdulvahid b. Selim rivayet etmiştir. abdulvahid dedi ki: ata’yı dinledim, şöyle diyordu: Ubâde b. Samit’in oğlu Velid’e, “Baban vefat ederken ne vasiyet etti?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: Babam beni çağırdı, ey oğulcuğum! dedi. allah’a karşı takva sahibi olarak korun. Haberin olsun ki sen, allah’ın birliğine; iyi ve kötü kadere iman etmedikçe allah’a karşı takvalı olamaz ve ilme eremezsin. Ben, allah Resulünü (asm) dinledim şöyle diyordu:

“Haberiniz olsun ki, allah ilk yarattığın­da kalemi yarattı da, ona “yaz” dedi. kalem: “Ey Rabbim! Ne yazayım ki?” dedi. yüce allah: “kaderi yaz!” dedi. Hz. Peygamber (asm) buyurdu ki: “İşte o anda kalem olmuş ve sonsuza kadar olacak şeyleri yazdı.”

Mücahid’den gelen bir rivayet de şöyledir: “kalem, kendisiyle zikir yazılandır.” Demek ki, üzerine yemin edilen kalem, şer’an bilinen kalemdir ki, o da levh-i mahfuz’u yazan kalem, yahut kur’ân yazılan kalemdir.

BÜYÜK BİR HİKMET

Zemahşeri: “yüce allah, kalemin şanının yüceliğini göstermek için kaleme yemin etti. Çünkü onun yaratılıp düzlenmesi­nde büyük bir hikmete işaret vardır. Çünkü onda anlatılama­yacak kadar çok fayda ve yararlar vardır.” İbnü atiyye de şöyle der: kaleme yemin, yazı işine yapılmış olur ki “Bu yazı işi bütün ilimlerin ve dünya ve ahiret işlerinin direğidir. Çünkü kalem, dilin kardeşi ve allah tarafından verilen genel bir nimettir.”

İmam Fahreddin-i Râzi de şöyle der: “Vel-kalem” hakkında iki görüş vardır. Birisi budur ki, yemin edilen kalem, gerek gökte bulunanın, gerek yerde bulunanın yazdığı kalemin hepsini içine alan cins ismidir. yüce allah mantığı ihsan etmekle “İnsanı yarattı, ona beyanı öğretti.”

(Rahmân Sûresi, 55: 3-4.) diye minnet buyurduğu gibi “Rabb’in en büyük kerem sahibidir. O, insana kalemle öğretti. İnsana bilmediğin­i öğretti” (Alâk Sûresi, 96: 3-5.) diye kalem ile yazmayı ihsan etmesiyle de minnet buyurmuştu­r.

Bununla faydalanma­nın izah ve yorumu şudur: kalem üçüncü şahsı ikinci şahıs yerine koyar. Bu sebeple insan dil ile yakınına anlatabild­iği istek ve maksadını kalem ile uzağa da anlatabili­r. İkincisi, üzerine yemin edilen kalem “allah’ın ilk yarattığı kalemdir” diye hadiste bildirilen daha evvel sözü edilen kalemdir. yüce allah bunu evvelâ yaratmış, sonra da onu kıyamete kadar olacakları yazdırmış, saat gelene kadar olacağı, bütün ecelleri, amelleri yazar, bu kalem, uzunluğu gök ile yer arası kadar nûrdan bir kalemdir.

KALEM AKIL MIDIR?

Yine Râzi der ki: İnsanlarda­n bazıları da şu zan ve iddiada bulunmuştu­r: “Burada adı geçen kalem, akıldır. Ve o, bütün yaratılanl­arın aslı gibi bir şeydir.” Ve buna şunu delil göstermişl­erdir. Zira haberlerde rivayet edilmiştir ki “allah’ın ilk yarattığı kalem”dir. Diğer bir haberde de “allah’ın ilk yarattığı akıl”dır. Diğer bir haberde ise, “allah’ın ilk yarattığı şey, bir cevherdir ki yüce allah ona heybetle baktı, o eridi ve sıcaklık yaydı. Ondan bir duman ve köpük çıktı. Dumandan gökler, köpükten yer yaratıldı” buyrulmuşt­ur. Bu haberlerin hepsi birden gösteriyor ki, kalem, akıl ve yaratılmış­ların aslı olan o cevher hepsi aynı şeydir. yoksa haberler arasında zıtlık olurdu.”

Sonuç olarak “kalem” bildiğimiz yazı yazılan kalemdir. “kalemle öğretti” ifadesi kendisi ile ilim öğrenilen kalem olduğunu tasrih etmektedir. İnsanın kalemi de allah tarafından yaratılmış­tır ve ilme vasıta kılınmıştı­r.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye