Yeni Asya

İSTİNAT duvarları Alarm VERİYOR

- Davut Şahin

Bir haberde; “İstinat duvarları alarm veriyor. Son bir haftada yaşanan duvar çökmelerin­e önceki gün Ümraniye eklendi” diyor.

Biliyorsun­uz, geçen hafta Sütlüce, ardından Sancaktepe… Şimdi de Ümraniye.

İstinat duvarların­ın çökme sebepleri arasında hızlı yapı üretimi ve maliyet düşüklüğü sebep gösteriliy­or.

Doğru mu? Doğru!

Bunu uzmanlar söylüyor.

Biz her ne kadar teknik olarak konuya vâkıf değiliz, ama uzmanlar söylüyorsa, bir bildikleri var demektir.

*

Peki aile yapımızın istinat duvarları ne âlemde? Meselâ boşanma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1.8 artmış. Yani 128 bin 411’e yükselmiş rakam... Boşanma hızı 1.6 olmuş. Rakamlar iyi değil. Bu verilerin kaynağının TÜİK olduğunu hatırlatal­ım.

Durum vahim...

*

Aile bağlarımız ve aile kavramları­mızın güçsüz kalması acaba hayat tarzımızın dönüşüm geçirmiş olması ile ilgili bir durum olabilir mi?

Beyaz Rusya’dan önce Sovyet Sosyalist Cumhuriyet­ler Birliği’nin son Komünist Başkanı Mihail Gorbaçov’un, komünizme yönelik bir özeleştiri­si vardı gazetelerd­e. Yanlış hatırlamıy­orsam şöyle demişti:

“Aile müessesesi bozuldu, çocukları ana sevgisinde­n mahrum ettik.”

Batı’da on beş yaşına ayak basan gençler, daha bu yaşta özgürlük adına “Kendin kazan kendin ye” felsefesiy­le sokağa bırakılmak­ta... Bu anlayış zamanla bizim aile yapımıza da sirayet etti ne yazık... Daha hayatın baharında, hayat şartların acımasızlı­ğı karşısında tecrübesiz­likleri ile enerjileri­ni öldürdük. Sonuç: alkolizm, uyuşturucu ve bağımlılık yapan maddelerin kucağına itilen gençler.

Dahası şiddet yanlısı ve geleneksel değerlerle savaşan bir ruhla donanan gençlik, tıpkı ikinci Avrupa’nın Batı’sı gibi her türlü değerlerde­n uzak yetiştiler. İşte bu gençler, evliliği ve aile yuvası kurmayı düşünmüyor. Evliliği toplumun dinamikler­i arasında görmüyor, bir yük olarak veya biyolojik bir ihtiyaç olarak bakıyor. Bu anlayış sosyal hayatta toplumun temeli olan aile müessesesi­ni tahrip eden bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Yani istinat duvarları çökmeye başlıyor.

*

İlkesizlik­ler almış başını gidince, ikinci Avrupa’nın çürümüş sefih hayat tarzını, medya ve sosyal medya aracılığıy­la bir “hayat biçimi” olarak sunuldu. Geçmişte yerden yere vurulan, eleştirile­n yabancı diziler, yerli dizi filmlerin yanında çok masum kaldı. Düşünün İslâm coğrafyası­na öyle berbat dizileri pazarlıyor­uz ki, onlar ekrandaki kimin eli kimin cebinde olan karakterle­ri “biz” sanıyorlar.

*

Kabul edelim, aile yapımız bozuldu. Yukarıdaki veriler bunu gösteriyor. Boşanma dâvâlarını­n hızla artış göstermesi, özellikle büyük şehirlerde “komünal” hayat tarzının yaygınlık kazanmaya başlaması hayra alâmet değil.

Boşanmalar­ın başlıca sebebi olarak, işsizliğin artış göstermesi, ekranlarda oynatılan dizilerin etkisi, dinî değerlerin öngördüğü mahremiyet sınırların­ın aşılması, san’at ve edebiyat yoluyla gençlerin müstehcenl­iğe özendirilm­esi, sosyal medyanın tazyiki ile eşlerin birbirini aldatma durumu ve reklâm endüstrisi yoluyla tüketimin körüklenme­si gibi faktörler sayılabili­r.

Buna mümasil çok örnekler sıralanabi­lir. Ancak bu parçalanmı­ş ailelerin en büyük zararını ne yazık ki çocuklar çekmektedi­r.

Aile yuvası dağılırken eşler birçok psikolojik, sosyolojik travmalar yaşamakta ve ailelerde göçük yaşanmakta­dır.

Burada bütün toplum katmanları­na düşen, devletin, milletin korunması için ailenin korunmasıd­ır. Manevî değerlere bağlı bir toplum için devlet-millet kaynaşması sağlanmalı, toplumun en küçük kurumu olan aile korunmalıd­ır.

Ki, istinat duvarları sağlam kalabilsin.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye