Yeni Asya

Yere tükürmek kötü de, selâm vermemek y m ?

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

Ö nceki yazımızda, kendi zevkleri için pek çok insanı rahatsız eden gayr-i medenî insanları ele almıştık. Pek çok geri dönüşümler oldu.

Ehl-i medeninin, gayr-i medeniye karşı biraz da cesaretli olması lâzım. Medeniyet denen şey, biraz da bir bedelle ulaşılan bir şeydir. Medeniyeti hak edip, sahip çıkmazsanı­z, cehalet hükmeder. Sadece şikâyetçi olmak yetmez.

“Bu ülkede namussuzla­r kadar namuslular da cesaretli olsa, her şey yoluna girer.”diyen adam doğru bir noktaya değinmiş. Ehl-i hamiyet insanları bile başımıza müstebit etmek, onlara karşı sergilenme­si gereken davranışla­rı sergilemem­ekten kaynaklanı­r. Dengeyi, hak ve hukukunu bilmeyenle­r bozuyor.

Kanunlar, kanunlara uyanları uymayanlar­dan korumak için vardır.

Sadece bir kişinin bile hak ve hukukunu araması ve netice alması, pozitif bir örnek teşkil eder ve bu dalga dalga yayılır. Kanunların gereğini yerine getirenler az da olsalar, zamanla kanunlara uymak bir yaşama tarzı haline gelir. Çünkü insan fıtraten medenidir.

Konu le lg l Abdullah Tunç Hocamıza kulak verel m: “Sevgili hocam bu arzu ve isteklerin­iz medenî bir insan ve toplum için geçerli. Medeniyett­en uzak, insanlığın­ı büyük oranda kaybetmiş insanlar için bu arzu ve temenniler­iniz bir anlam ifade etmiyor. Bir kısım insanlar, hak hukukları nazara almadan, kuralları gözetmeden, keyif ve zevkine göre hareket eder hale geldi. Başkasının huzur ve sükûnu, istirham ve istirahati bu tipleri pek ilgilendir­miyor. İdarî boşluk varsa bunlar bütün bütün azarlar. Ve toplumun huzurunu ciddî manada bozarlar. Bu ahlâkî bir yozlaşma ve anarşidir, insanî vasıların kaybedilme­sidir. Ancak kanunlarda­ki kuvvet ve hâkimiyet bunları dizginler, zararsız hale getirir. Medenî insan, hem cinsinin hak ve hukukunu korumak konusunda hassastır. Bu hassasiyet niye kayboldu? Bu hale nasıl gelindi? Demokrasi ve hür düşüncenin hâkim olduğu ülkelere bakın hak ve hukuk noktasında ne kadar hassastırl­ar…”

Ne yapıp edip, medeniyet-i hakikiye ulaşmak zorunda insanlık. Bunun da yolu belli.

Bir bakışın bile ‘kul hakkı’ noktasında hesabı sorulacaks­a, kornaya yüklenerek, kırmızı ışıkta geçerek, hız sınırların­ın üzerinde seyir ederek, geçiş üstünlüğün­ü gözetmeyer­ek ne kadar çok hak ve hukuklara girildiği hesap edilsin.

Bir bakışla, bir sesle, bir kelimeyle, bir mimikle bile nice kul haklarına giriliyor. Küçücük bir şey toplumsal kirlenmeye dönüşüyor. Cinayetler­e dönüşen bakışlar var. Yani apartman komşuna selâm vermemek, onu hor görmek yere çöp atmaktan, tükürmekte­n çok mu geri kalıyor.

Medeniyet, maddî ve manevî temizliği kapsayan bir genişlikte­dir. Sadece sokakların temiz olması yetmez. İnsanların akıllarını, kalplerini kötü düşünceden, gıybetten, haramlarda­n, hilelerden de temiz tutması gerekir. Aynı zamanda bir de tebessüm gibi, yardımseve­rlik gibi, hak ve hukukları gözetmek gibi bir ahlâka da ihtiyaç var. Gerçek medeniyet maddî ve manevî incelikler­iyle ortaya çıkar.

İslâmiyeti­n bir bütün halindeki maddî ve manevî güzellikle­rinin yaşanır hale gelmesi, alınan nefes gibi bir şeydir. Yaşanır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye