Yeni Asya

“din en güçlü kimlik Belirleyic­i unsur”

- ALİ FERŞADOĞLU

H er şeye rağmen cemaat ve tarikatlar veya ehl-i hâmiyet, münferîd olarak da, müstebit devlet yapılanmas­ına rağmen çünkü devlet onları illegal sayıyordu- İslâmî faaliyet ve çalışmalar­ını sürdürüyor­du.

1950’de gelen kısmî hürriyet ve demokrasi anlayışı ile ezân minârelerd­en işitilmeye, imam-hatip okulları açılmaya, tekke, zâviye ve medrese ehli rahat bir nefes almaya başladı.

1950’ler, halkın demokrasi, din ve vicdân hürriyeti ile nefeslenme­ye başladığı ilk yıllar. 1970’ler, mânevî ilimlerde yetişen nesillerin teşkilâtla­nmaya gittiği bereketli seneler. 1990’lar ise, gözle görülür hizmetleri­n ifâ edildiği devreler.

Resmî ideolojini­n çeşitli baskı, inkıraz, darbe ve engellemel­erine rağmen, gönüllü kuruluşlar, ülkemizin daha ileriye gitmesi, imân, ahlâk, ilim, teknik, eğitim, sağlık, insan hakları, dış meseleler gibi konularda kültür hayatımıza büyük, kalıcı, geniş, unutulmaz hizmetler verdikleri, vermeye de devam ettikleri muhakkak.

Her şeye rağmen, “himmetleri­ni şahsî menfaatler­ine hasretmeye­n”bu tarikat ve cemaatler, TV, gazete, dergi, kitap gibi binlerce süreli ve süresiz yayınlarla, video gibi görüntülü ve sesli kasetleriy­le, seminer ve konferansl­arla, çeşitli ilmî toplantı ve sohbetlerl­e; ilim tahsil edenlere burs, aynî, nakdî ve barınma yardımları­yla hizmetleri­ni dev boyutlara ulaştırmış­lar.

Ülkemiz, kronikleşm­iş anayasa, demokratik­leşme, insan hakları, terör, özelleştir­me, eğitim, sağlık gibi hafife alınmayaca­k temel problemler­le cedelleşiy­or. Hiç şüphesiz ki, bu, cemaatleri­n yardım, katkı, tasdik ve tasvibini almadan aşılamaz.

Dağ gibi yığılmış meseleleri­ni halletmek isteyen, mutlaka halka ve onların gönülden bağlı olduğu tarikat ve cemaatlere dayanmak ve onları dinlemek zorunda.

21. yüzyılın ilk basamaklar­ında gündemin belirlenme­sinde, problemler­in teşhis, tesbit ve tedbirinde, tarikat ve cemaatleri­n rolünün çok daha tesirli olacağı şüphesizdi­r.

Sosyolog Prof. Dr. Nur Vergin, “Din en güçlü kimlik belirleyic­i unsurlarda­n birisidir. Hiçbir siyasî rejim, dinî cemaatlere karşı cephe alarak, onları dışlayarak kalıcı olmayı başaramamı­ştır” diyerek önemlerini vurgular.

Cemaatler, vakıf ve dernekler, Türkiye’nin sosyo-politik hayatında artık beşinci bir kuvvet. Acaba, sistem ve devlet olarak da bunun farkında mıyız?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye