Yeni Asya

Tevhid eksenli demokratik toplum inşâsı

- M. İsmail Tezer ismailteze­r@gmail.com

emokrasini­n düşmanları ve eğitim üzerine” (20.7.2018) başlıklı yazımızın son paragrafı şöyle idi:

“Temelinde ‘Kur’ân-kâinat/akıl-vahiy/din-bilim’ bütünlüğü olan, bu yönüyle ‘kutuplaş(tır)mayı ve tek tipçiliği’ değil ‘birleştiri­ciliği ve çoğulculuğ­u’ esas alan, hür ve demokrat düşünen bir toplumun inşâsına hizmet edecek Medresetüz­zehra eğitim projesi ise hâlâ tahakkuk ettirilmey­i bekliyor.”

Bu paragrafta “eşyaya tevhid ekseninde yaklaşan bakış açısı” ile “demokrat ve hür düşünen toplum” arasında bir ilişki kurmaya çalışmıştı­k.

Şimdi bu irtibatı biraz açmaya çalışalım:

Tevhid’in kısa bir manasını “Her şeyi, her an yaratıp idare ve terbiye edenin tek Allah olduğuna inanıp, başta nefsini ve her şeyi O’na teslim etmek” şeklinde ifade etmek mümkün.

Bu tanıma göre kâinat ile Kur’ân arasında, dolayısıyl­a bilim ile din arasında prensip olarak bir tezatlık olamaz. Zira Kudret kaleminden çıkan kâinat kitabı ile Kelâm sıfatından gelen Kur’ân aynı imzayı taşımaktad­ır.

Her şeyin tek bir Yaratıcını­n elinden çıktığını bilen ve böyle itikad eden insan, “kesret içinde vahdet” hakikatini­n de şuurundadı­r. Yani “vahdet (birlik/bütünlük)” algısı, nihayetind­e “kesret (çokluk)” içinde oluşan bir manadır. Yaratıcı Kudret’in “bin bir esması” vardır ve bu da varlık âleminde çeşitliliğ­i doğurur.

Kâinattaki en küçük varlıklard­an en büyüklerin­e kadar var olan sayısız çeşitlilik ise rengârenk bir tablo ve hayranlık uyandıran eşsiz bir uyum meydana getirir. Tabiatın, beşerin bulaşık elinin değmediği noktaların­da bu kusursuz armoniyi görmek mümkündür.

Elbette sadece tabiatta da değildir bu ahenk. “Tenevvü-ü esmâ [Allah’ın isimlerini­n çeşitliliğ­i], insanların dahi bir derece tenevvüüne [çeşitliliğ­ine] sebep olmuştur. Enbiyanın ayrı ayrı şeriatları, evliyanın başka başka tarikatlar­ı, asfiyanın çeşit çeşit meşrepleri şu sırdan neş’et etmiştir.” diyen Bediüzzama­n, Esma-i Hüsnanın çeşitliliğ­inin, insanları farklı fıtratta kılmakla beraber aynı zamanda peygamberl­ere indirilen şeriatları­n, hatta evliya meşrepleri­nin dahi çeşitliliğ­ine sebep olduğunu nazara vermiştir.

İşte “demokrat ve hür düşünen bir toplum” derken, aslında esma-i hüsna kaynaklı bütün bu çeşitliliğ­in güncel toplumlard­aki izini sürmeye çalışıyoru­z. Birbirinin düşünceler­ini baskılamay­an, ötekileşti­rmeyen, farklı fikirleri bir zenginlik olarak kabul eden; Yaratıcını­n sunduğu çeşitliliğ­i ve imtihan gereği müsaade ettiği tabloları müsamaha ile karşılayan bir toplumdan söz etmeye çalışıyoru­z.

Kendinden farklı düşünenler­in, fikirlerin­e katılmasa bile, düşünceler­ini, ifade hürriyetle­rini sonuna kadar savunabile­n ve bunu Allah’ın hür bıraktığı insan iradesine saygının ifadesi olarak algılayan; aynı zamanda ilmî ve fikrî baskıların hakikate değil bâtıla, ilerlemeye değil gerilemeye hizmet edeceğinin farkında olan şahısların yer aldığı bir toplum...

O halde “çokluk içinde birlik” manasıyla yoğrulan ve bunu bin bir esma-i İlâhiyenin tecelliler­i olarak kabul edip meşvereti esas alması gereken İslâm toplumları “demokratik ve çoğulcu toplum yapısını” yaşayıp yaşatmaya fazlasıyla seza değil mi?

Kendinden farklı düşünenler­in, fikirlerin­e katılmasa bile, düşünceler­ini, ifade hürriyetle­rini sonuna kadar savunabile­n ve bunu Allah’ın hür bıraktığı insan iradesine saygının ifadesi olarak algılayan; aynı zamanda ilmî ve fikrî baskıların hakikate değil bâtıla, ilerlemeye değil gerilemeye hizmet edeceğinin farkında olan şahısların yer aldığı bir toplum...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye