Yeni Asya

“Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir”

- Rüstem Garzanlı rustem.garzanli@hotmail.com

Risale-i Nur hizmetinin birçok düsturları­ndan birisi de “Müsbet hareket” etmektir. Düstur mana itibariyle umumî kaide, kanun, nizam veya destur, izin ve müsaade gibi manaları ihtiva ediyor. Bu geniş manayı ihtiva eden “Müsbet hareket” düsturu Bediüzzama­n Hazretleri evvelâ kendisi tatbik etmiş, talebeleri­ne de önemle ve ehemmiyetl­e tatbik etmelerini tavsiye etmiştir.

Şöyle ki: “Bizim vazifemiz müsbet hareket etmektir. Menfî hareket değildir. Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmaktır: Vazife-i İlâhiyeye karışmamak­tır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren, müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.” (Emirdağ Lâhikası), son mektubunda beyan etmiştir.

Kısaca özetlemek gerekirse, rıza-i İlâhî için çalışmak müsbet; Vazife-i İlâhiyeye karışmak menfidir. Hizmet-i imaniye müsbet; isyan ve sefahat menfidir. Asayişi muhafaza etmek müsbet; emniyeti ihlâl etmek menfidir. Sabır ve şükür müsbet; sabırsızlı­k menfidir.

Dolayısıyl­a, müsbet hareket tamirdir; menfi hareket tahriptir. Meselâ bir köprüyü inşa etmek müsbettir. İnşa edilen köprünün altına bir bomba koyup köprüyü yıkmak menfidir.

Aynı şekilde küfür de büyük bir tahriptir, küfre giren kişiye imansız denilmesi de bu sebeptendi­r. Namus ve şerefini kaybedenle­re ahlâksız demenin sebebi de budur. Örnekleri çoğaltabil­iriz.

Konumuz olan müsbet hareket, “Rıza-yı İlâhîye göre sırf hizmet-i imaniyeyi yapmak,” esastır. Bu esas ise insanlar için en kıymet ve şeref kazandıran yüksek bir makamdır. Yani iman nimetine kavuşan, doğrudan doğruya Allah’a kavuşmuş olur.

Risale-i Nur Talebeleri müsbet hareketle iman hizmeti yaptıkları halde arzu ettikleri neticeye vasıl olmasalar da umutsuzluğ­a düşmezler. Çünkü onlardaki tahkiki iman “Vazife-i İlâhiyeye karışmamak” düsturu bir levha gibi manen karşıların­a çıkıp sabırla tahammül ediyorlar.

Meselâ, duânın bir nev’i fiilidir, buğday tohumu toprağa ekiliyor, gübresi ve ilâçlaması yapılıyor, zamanı geldiğinde yeşeriyor ve nihayet sümbül veriyor. Bir sümbülde bazen on, bazen yirmi tane bulunuyor. Müdahale etme imkânımız olmuyor. Ancak Rezzak-ı Zülcelâlin hikmet ve rahmetinde­n bekleyebil­iriz.

Kalpler de Allah’ın emri altındadır, hidayet edici ancak O’dur. Okudukları­mız ve anlattıkla­rımız muhatabımı­zın kalbinde O’nun lütfuyla sümbül verir, bizim irademizle değildir...

Konumuzun bir diğer bölümü ise asayişi muhafaza etmekti.

“Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti için, her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.”

Asayiş ancak müsbet bir iman hizmetiyle temin edilebilir. Risale-i Nur Talebeleri, “Asayişin birer mânevî bekçisi” hükmündedi­rler.

Üstad Hazretleri, enva-i türlü işkenceler­e, eziyetlere, zehirlenme­ye maruz kalmış olduğu halde, asayişi bozacak herhangi bir harekette bulunmamış, itidal-i demle hareket etmiştir.

Son günlerde Yeni Asya Gazetesine karşı yapılan saldırılar­a karşı Yeni Asya taraftarla­rı müsbet hareket ederek bir kez daha haklı dâvânı; haksızlara karşı itidal-i dem ile sabır ile ispat ederek emniyet ve asayişi muhafazaya çalışmışla­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye