Yeni Asya

Hizmet alan değil, hizmet eden olmak

- Rifatokyay@hotmail.com Sebahattin Yaşar @okyayrifat

Bazıları hep ilgi gösterir; sever, selâm verir, hal hatır sorar. Neden diye sormayın, onlar öyledir. Onlar, bir iş varsa, yapıverirl­er. Neden diye sormayın. Onlar, öyledir.

Böylelerin hareketini muhatabın tavrı belirlemez. Hakarete bile uğrasalar tepki bellidir. Sormayın neden diye. Onlar, öyledir; onlar kendi tarzını yaşarlar.

Onlar, kimseden bir beklentiye girmezler. Bekledikle­rini, yaparlar; ‘Selâmün aleyküm, hoş geldiniz!’ demesi gereken, demediyse; onlar, nezaketlic­e, ‘Ve aleyküm selâm kardeşim.’ derler, gereği yapılır.

Doğrusu, kimi emir vermeyi seviyor, kimi de gereğini yapmayı. Neden diye sormayın. Bu bir tercihtir, bir yapı meselesidi­r.

Her gereğini bilen, gereğini yapamıyor. Gereğini bilmek ve yapmak ne güzeldir.

Onlar, saat gibi işlerler; gürültü patırtı çıkarmazla­r; sadece çalışırlar.

Adam ailesiyle bir ağacın gölgesinde piknik yapacak, gölgede daha önce piknik yapanlar çöplerini olduğu gibi bırakmışla­r.‘kim bırakmış bunları, terbiyesiz adamlar, medeniyet görmemişle­r’ gibi cümlelere girmeden, bir de bakmışsını­z, az sonra ortamdaki çöpler toplanmış, poşete konmuş ve ortam piknik yapacak hale gelmiş. Ohh ne güzel! İşte gereği bu!

Tabiî insanın keşke kirletilme­se diyesi geliyor da vakıa bu değil.

‘Şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın’tarzı bir tavır değil, iş yapılabile­cek bir şeyse, hemen gereğini yapıvermek en sıhhatlisi.

Dilin değil, elin konuşması her şeyde aranan bir durum. Kal (söz) değil, hal dili daha etkili.

Elin ayağın tutuyor, gözün görüyor, aklın eriyorsa gereği yapılır, biter; büyükler hep böyle yapmışlar.

‘Kavmin efendisi ona hizmet edendir.’hakikati ne kadar da anlamlı.

‘Veren elin, alan elden üstünlüğü’ gibi, ‘Hizmet edenin de hizmet alandan daha bir faziletli’ olduğu medeniyeti­mizin bir gereği.

Öyle değil mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye