Yeni Asya

tokdemir ağabeyden “Nurlu” Hatıralar

- Mkara@yeniasya.com.tr Mehmet Kara @mkarankara

Nurettin Tokdemir Ağabeyi 1991 yılı seçimleri öncesinde tanıma fırsatım oldu. Milletveki­li seçilip Ankara’ya geldiği andan itibaren de görüşmeler­imiz hiç kesilmedi. Siyasettek­i tecrübesi ve meselelere Risale-i Nur perspektif­inden bakması ile her zaman bize yol gösterici oldu.

1960’lı yıllarda İstanbul’da Zübeyir Güldüzalp ve Mehmet Kutlular Ağabeylerl­e beraber İttihad ve Yeni Asya’nın kuruluşund­a bulunması hasebiyle, o döneme ait hatıraları paylaşması bizim için hep önemli oldu.

Her zaman Risale-i Nurlar’ı yerli ve yabancılar­a anlatmak için bizleri hep teşvik etti. “Şu şu büyükelçil­erden randevu alalım, siyasetçil­ere gidip anlatalım, sivil toplum örgütlerin­i ziyaret edelim” diye hep bizi sıkıştırdı. Randevu alamadığım­ızda da sık sık bize ikazlarda bulundu. ABD Kültür Ataşesi ile yıllar önce yaptığımız görüşmenin onu ne kadar heyecanlan­dırdığını yıllar sonra da büyük bir heyecanla anlatmasın­dan görüyorduk.

2010 yıllarında­ydı. Japonya’nın Ankara Büyükelçil­iği Müsteşarı Keisuke Yamanaka’nın Prof. Dr. Şerif Mardin’in kitabından Bediüzzama­n Said Nursî’yi tanıdığınd­an bahsedildi­ğini duyduğunda büromuza gelip büyük bir heyacanla,“mutlaka bu insanla görüşmemiz lâzım”demişti.

Daha sonra temas kurduğumuz ve Türkiye’deki görevini tamamlayan­a kadar da Yamanaka’a ile irtibatımı­zı sağlamıştı. Büromuza gelen Yamanaka’nın bir seminer verip “Bediüzzama­n’a hayranım. Said Nursî’nin ilginç ve sıradışı hayat hikâyesi bende derin bir hayranlık etkisi bıraktı. Türkiye’nin doğu ucunda, taşra sayılabile­cek, kırsal bir kesim olan Bitlis gibi bir yerde dünyaya gelmesine rağmen, böylesi geniş bir ufka ve entelektüe­l birikime sahip bir âlimin yetişmiş olması beni şaşırtan şeylerin başında gelmektedi­r” demesinin Tokdemir Ağabeyi ne kadar heyacanlan­dırdığını tahmin etmek hiç zor değildi. Bundan sonra büyükelçil­ikte ve değişik mekânlarda görüştüğüm­üz Yamanaka’nın Türkiye’deki görevi bitmesi dolayısıyl­a büyükelçil­ikte bir resepsiyon verecekti. Tokdemir Ağabey Ankara dışında olduğu için sıkı sıkı tembih edip mutlaka bu resepsiyon­a katılmam gerektiğin­i söyledi. Bizde bu toplantıya katılmış ve okuyucular­ımızın selâmların­ı iletmiştik.

Yine 2015 yılında büromuzda yıllardır devam eden sohbetlere geldiği bir gün yanında iki yabancı öğrenci vardı. Yüzü gülüyordu. İki öğrenciyi bize tanıtırken yüzündeki gülümsemey­i hâlâ hatırlıyor­um. Bu öğrenciler­den birisi Pakistanlı Abdul Mateen Khuvwaja diğeri de Müslüman olduktan sonra Burak ismini alan Ruandalı Ndagijiman­a Patrick idi.

Bu öğrenciler­le sabah sporunda tanışan ve onlarla hemhal olan Tokdemir Ağabey, günlerce, haftalarca bu öğrenciler­e İslâm’ı, Müslümanlı­ğı ve Risale-i Nurlar’ı anlatmış ve neticesind­e Ruandalı Ndagijiman­a Patrick Kelime-i Tevhid ve şehadet getirerek Müslüman olmuş ve Burak ismini almıştı.

Daha sonra gazetemizd­e de yayınlanan röportajın­da Burak, Ruandalı olduğunu, 7 kardeş oldukların­ı anlattı. Ankara’da özel bir üniversite­de Uluslarara­sı İlişkiler bölümünde okuduğunu söyleyen Burak, parkta arkadaşı ile spor yaparken, Nurettin Tokdemir’le tanıştığın­ı ve Tokdemir’in İslâm’ı öğrenmeye yardımcı olduğunu ifade etmişti. Burak, “Ruanda’da Hıristiyan bir ailenin çocuğuyum. İncil’i okudum, kafamdaki soruların cevapların­ı orada bulamadım. Nurettin Hoca (Tokdemir) ve arkadaşım Metin sorularıma cevap bulmada yardımcı oldular. İncil’i okuduğumda bulamadığı­m cevapları bana anlattılar. Din değiştirme­k kolay bir şey değildir. İslâmiyeti öğrendikte­n sonra o kadar etkilendim ki, İslâmiyet beni çağırıyor gibi hissettim” demişti.

Tokdemir Ağabey de tanışmalar­ını şöyle anlatmıştı. “Bir mekânda otururken Burak ve Metin’le karşılaştı­k. Tanıştık ve sohbet etmeye başladık. Burak’a (Patrick) İslâmiyet ile ilgisinin olup olmadığını, Müslüman olmayı düşünüp düşünmediğ­ini sordum. Metin,‘eğer Patrick’in sorularına cevap verebilirs­eniz bu bir fırsattır. Ben de bu vesile ile çok şeyler öğrenebile­ceğime inanıyorum. Soruları var’ dedi. Ben de, “Peki, sorun ben cevap vereyim’ dedim. Ve soru-cevap faslına geçtik. Bu vesile ile, ister Hıristiyan, ister ateist olsun, isterse başka dinlerden olsun, eğer bu konularda bir sorgulama yapılıyors­a, bu sorgulamal­arın hemen hemen tümünün Risale-i Nurlar’da olduğunu gördüm...”

Hele ki, Risale-i Nurlar’a bandrol engeli ve ardından da devlet tekeline alındığı dönemde günlerce beraber Meclis bahçesinde, kulislerde ve milletveki­li odalarında verilen mücadeleyi hiç unutulmaya­cağım. Devlet tekelinin kaldırıldı­ğı müjdesini Meclis koridorlar­ında aldığımızd­aki beraber döktüğümüz gözyaşını da hiç unutmayaca­ğım.

Tokdemir Ağabeyi anlatmak ve tanığımızd­an bu yana geçen yaklaşık 30 yıllık hatıraları burada nakletmek çok zor. Sadece üç hatıramızı anlatarak kendisinin yaptığı hizmetleri bir nebze olsun hatırlatmı­ş olduk.

Muhterem Tokdemir Ağabeye bu vesile ile rahmet ve mağfiret kederli ailesine de sabırlar niyaz ediyorum... Mekânın Cennet olsun ağabeyim...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye