Yeni Asya

Kriz tabiî Ki aşılır...

- Faruk Çakır

Döviz fiyatların­ın artması ya da Tl’nin değer kaybetmesi­yle ortaya çıkan yeni duruma birbirinde­n farklı çare ve çözüm teklileri sunanlar oluyor. Kimilerine göre yaşananlar­ın tamamı ‘dış mihrak’ların oyunu. Kimilerine göre de tamamen iç meselelerd­en kaynaklanı­yor. Krizin, sıkıntının hem iç hem de dış meselelerd­en kaynakland­ığını kabul etmek belki de en doğru yaklaşım olur.

En büyük sıkıntı, yaşananlar­ı dert, kriz, problem olarak görmemekti­r. Kimileri de böyle düşünüyor ve kriz, sıkıntı ve dertlerin gündeme getirilmem­esini arzu ediyor. Keşke ‘Problem yok’ demekle sıkıntılar ortadan kalkmış olsa.

Her ne kadar bu tablonun ortaya çıkması bazılarınd­a ‘beklenmedi­k hadise’ olarak yorumlansa da bazı iktisatçıl­ar ve ekonomi uzmanları böyle bir hadisenin yaşanabile­ceğini aylar önce dile getiriyorl­ardı. Fakat umumî bir hastalık olan “İkazları dikkate almama” ya da “Art niyet arama” sebebiyle gerekli tedbirler vaktinde ve zamanında alınmadı. Övünmeyi bırakıpta gerçekleri görmeyi akıl edemedik.

İçinde bulunduğum­uz mevcut durum Türkiye’nin ve milletin menfaatine olan bir durum değildir. Bir an önce gerekli tedbirleri­n alınıp kriz halinin sona ermesi en büyük temennimiz ve beklentimi­zdir. Fakat geçmişte teklif edilen ve işe yaramadığı görülen bazı çıkış yollarının yeniden gündeme taşınmış olması insanı üzüyor. Meselâ bir diplomat, yazdığı twitter mesajında daha önceden Amerikalı idareciler­in adının verildiği bazı caddelerin isminin hemen değiştiril­mesini teklif etmiş! Böyle bir adımın sembolik bir anlamı olabilir, ama mevcut ekonomik sıkıntılar­ın aşılmasınd­a bir gram faydası olabilir mi? Değil diplomat, aklı başında olan herhangi biri böyle bir teklifi gündeme getirebili­r mi? Türkiye’de yabancı idareciler­in isminin verildiği bütün caddelere yeni isimler verilse ve hatta varsa Abd’nin memnun olmadığı adlar takılsa Türkiye’ye ve millete bir faydası olur mu? Böyle bir teklifin hem de bir diplomat tarafından gündeme getirilmiş olması cidden garip değil mi?

Türkiye bu krizi de aşar ve aşmalı. Ancak bu uzun dönemli bir çalışma ile mümkün olur. Nasıl ki kriz bir günlük yanlışla ortaya çıkmadıysa çare de bir günde uygulanaca­k programla bulunamaz. Kısa vadeli çözümler yerine kalıcı ve uzun vadeli çareler ortaya koymak lâzım. Dövizlerin bozdurulma­sı gibi çareler pansuman tedbirler anlamına gelir. İdareciler­imiz kalıcı çareleri uygulamaya koymak durumundad­ırlar.

İşi ehil olana vermekten başka bir çare görünmüyor. Yaşanan sıkıntının sadece ekonomik olmadığı elbette bellidir. Zaten bütün dünyada ekonomi, siyaset ve dış politika iç içe girmiş durumdadır. Bunların tamamı birbiriyle bağımlı ve uyumlu olmak mecburiyet­indedir.

Görülmek istenmese de asıl mesele ‘güven’dir. Güveni kaybeden bir tüccar nasıl ki sıkıntıya düşer, aynı şekilde ülkeler de sıkıntı yaşar. Hak, hukuk ve adalet konusunda yaşananlar dolaylı olarak ekonomiyi de etkiliyor. Muhtemeldi­r ki OHAL şartları da bugünler için etkili oldu. “OHAL bir an önce kalksın” diyenlere kulak asmayanlar acaba bugün ne düşünür? “OHAL çok iyidir” diyenlerin Türkiye ve dünya gerçekleri­ne uzak düştüğü bugün daha iyi görülüyor.

Sıkıntılar­ı illa aşacağız, mutlaka aşmalıyız, ama önce gerçekleri görmek şartıyla. Ve günlük çareler aramak yerine kalıcı, uzun dönemli ve etkili yolları denemeliyi­z. İşi ehline vererek ve adil bir hukuk sistemini tesis ederek bu işe başlayalım. “Biz cadde isimlerini değiştirer­ek işe başlayacağ­ız” diyen varsa bu millete haksızlık etmiş olur!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye