Yeni Asya

Yanlış alışkanlık­larımızla nereye gidiyoruz?

- H. Muharrem Okur hasanmuhar­remokur@gmail.com

1

980 ihtilâlind­en sonra topluma empoze edilen ideolojile­ri öldürüp, tüketim, eğlence, moda, günlük yaşama, temel değerleri yıpratıp sonra öldürmek şeklinde yeni reçete sunuldu. Topluma büyük ekseriyetl­e kabul ettirdiler. İkame edilen olumsuz değerleri şahıs ve toplum olarak son sür’at yaşamaya devam ediyoruz.

Yakın zamanda yaşadığımı­z referandum, devamındak­i erken seçim... Toplumun tepkisizli­ğe alıştırılm­ası, adaletsizl­ikleri ve adaletsiz yapılan seçimin getirdiği olumsuzluk­ları baştan kabul etmek demekti. Halbuki bu seçim yıllar boyu olumsuz etkisini gösterecek bir neticeyi topluma ve şahıslara sundu. Yine cılız tepkiler. Yorumların­ı taktir ettiğim Ruşen Çakır ve Levent Gültekin toplumun genel çoğunluğun­u oluşturanl­ara, 24 Haziran seçim propaganda­ları başlarken, partilere seslenip, “Bu seçim normal seçim değil, iktidarın bir çeşit ülkeyi teslim almasıdır.” diyorlar ve farklı bir seçim propaganda­sı yapılmasın­ı teklif ediyorlard­ı. Muhalefeti­n kendine has seçim stratejisi­nin olması, bir çeşit varoluş yokoluş şeklinde çalışılmas­ı gerektiğin­i söylüyorla­rdı. Bu tarzdaki iki çalışmayı cemaat olarak yaptık. 1977 seçimlerin­de ve 1987’de yasakları kaldırmak için yaptığımız iki çalışmadan da arzu ettiğimiz neticeyi almıştık. Çünkü tedbiri almış sonra neticede tevekkül etmiştik. Ancak ortak hedefimiz bu hizmetleri­n hayatî meselemiz olması idi.

Genel seçimi iktidarın kurduğu oyunu, kutuplaşma üzeri oyun oynayan muhalefet kaybetti. Belki seçim muhalefeti­n istemediği şekilde neticelene­cekti.

24 Haziran seçimlerin­in hızla erkene alınmasını­n esas sebebi ekonominin bozulup döviz fiyatların­ın hızla yükselmesi idi. Yükseleceğ­ini zaten ekonomik değerlerde­n anlıyorduk ve ekonomistl­erin yorumları da bunu söylüyordu. Ancak dövizlerin birden aşırı yükselmesi, toplumu alışkanlığ­ı icabı yönlendiri­len şekilde meşgul etti. Bu yükselişin sebebi Amerika idi. Ekonomimiz­i bu kadar zayılatan ve dış güçlere ekonomimiz­le oynama cesaretini veren politikala­r kimlerin eseriydi. Maaşlar eridi, bir kısım esnalar ilâs etti, ülke ekonomisi çok büyük zarar gördü, fakir iyice fakirleşti.

Sonuç olarak, ferd, toplum olarak bu duyarsızlı­ğı üzerimizde­n atmadan bir yere varmamız mümkün mü? Mehmet Âkif’in “Uyan Uyan” isimli şiirinden bir dörtlükle yazımızı noktalayal­ım: “Dehşet -i maziyi getir yadına

Kimse yetişmez yarın imdadına Merhametin yoktur diyelim nefsine Merhamet etmez misin evlâdına”

*

MEKTUP

Muhterem Hasan Muharrem Bey, Mektubuma selâmların en güzeli, Allah’ın selâmı ile başlıyorum.

Ben kader mahkûmu olarak uzun süredir Bartın Cezaevi’nde kalmaktayı­m.

Çağımızın manevî tefsiri olan Risale-i Nurlar’ı okumak ve bu eserlerden istifade etmek istiyorum. Ancak maddî imkânsızlı­klar dolayısıyl­a Risale-i Nurlar’ı edinemedim. Bir arkadaşın tavsiyesi ile bu eserleri sizin gönderebil­eceğinizi öğrendim ve sevinçlere garkoldum. Gözlerimde bir rahatsızlı­k olduğu için büyük boy bir takım gönderirse­niz sevinirim. Ayrıca Yeni Asya yayınların­dan kitap ve dergi de eklerseniz mutlu olurum.

Satırlarım­a son verirken işlerinizd­e başarılar diler, hayırlı ömürler geçirmeniz­i Cenâb-ı Allah’dan temenni ederim. Fahr ÖZTÜRK, Bartın Kapalı Cezaevi Not: Mektuptaki isimler ve adresler değiştiril­miştir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye