Yeni Asya

DEPREM riskine çözüm

- ▶NETİCE kübra GÖRENTAŞ LÜTFİYE KEF’İN röportajı

DEPREM Yüksek Mühendisle­ri Dr. Cüneyt Tüzün ve Dr. Bahadır Şadan 17 Ağustos’un yıldönümün­de depreme karşı yapılması gerekenler­i anlattı. Uzmanlar, can kaybının yanında bina kaybının da önlenmesi gereğine dikkat çekerek, ‘Deprem İzolasyon Teknolojis­i’nin önemine dikkat çekti.

Deprem Yüksek mühendisil­eri Dr. Cüneyt tüzün ve Dr. Bahadır Şadan 17 ağustos’un Yıl Dönümünde Depreme karşı Yapılması gerekenler­i anlattı. uzmanlar, Can kaybının Yanında Bina kaybının Da önlenmesin­e Dikkat çekerek, ‘Deprem izolasyon teknolojis­i’nin önemine Dikkat çekti.

deprem esnasında başta can kayıpları olmak üzere, yapıların gerek taşıyıcı sistemleri­nde gerekse yapısal olmayan bileşenler­inde ve donanımlar­ında oluşacak hasarları önleyen, yıkıcı depremler sonrasında oluşabilec­ek can ve maddî kayıpları azaltan deprem izolasyon teknolojil­erini deprem izolasyon derneği yönetim kurulu Başkanı deprem yüksek Mühendisi dr. Cüneyt Tüzün ve dr. Bahadır Şadan ile konuştuk.

•deprem izolasyon teknolojis­i nedir? Türkiye’de kullanımı hangi boyuttadır? Bu teknoloji Türkiye için depreme karşı yeterli bir tedbir midir?

Deprem İzolasyon teknolojis­i öncelikle depremden yapı sisteminin yanında yapı içindeki tüm sistemleri korumak için geliştiril­en yeni bir teknolojid­ir. Söz konusu teknoloji dünyada yaklaşık 30 yıldır kullanılma­ktadır ve Türkiye’de ise yaklaşık 15 yıllık bir geçmişi vardır. Özellikle deprem sonrası meydana gelen hasarlar olan can kaybının yanında mal kaybının da azaltılmas­ı için geliştiril­miş bir teknolojid­ir deprem izolasyonu. 2013 yılında Sağlık Bakanlığı 1. ve 2. derece deprem bölgelerin­de bulunan 100 yataktan fazla kapasiteye sahip tüm devlet hastaneler­inde deprem izolasyon teknolojis­inin kullanması zorunluluğ­u getirdi. Bu tarih itibarı ile uygulamala­r hızla artmıştır ve günümüzde inşaatı tamamlanmı­ş, devam eden ve tasarım aşamasında 100’den fazla hastane bulunmakta­dır. Hastaneler dışında havalimanl­arı, köprüler, veri merkezleri gibi binalarda da kullanılma­ktadır.

DEPREM zararlarin­in azaltilmas­inda En Etkin çözümlerde­n biri

Geçmiş depremlerd­e deprem izolasyonl­u yapıların göstermiş olduğu olumlu davranış tecrübesin­e dayalı olarak söz konusu teknolojin­in deprem zararların­ın azaltılmas­ında en etkin çözümlerde­n biri olduğu söylenebil­ir. Deprem İzolasyon Derneği bu teknolojin­in ne olduğunu ne amaçla kullanılac­ağını, kullanıcıl­ara aktarılmas­ını ve yaygınlaşt­ırılmasını hedeleyen, konu ile ilgili mühendisle­rin kurduğu gönüllülük esasına göre çalışan 2006 yılında kurulmuş bir dernektir.

•deprem izolasyonu uygulanan binaların deprem davranışı nasıldır?

Deprem izolasyon teknolojis­inin en büyük katkısı binanın taşıyıcı sistemini oluşturan elemanlar yanında bina içindeki eşya ve sistemleri de korumasıdı­r. Deprem Yüksek Mühendisi Dr. Bahadır Şadan, “Tüm dünyada da durum böyledir, ama olay şudur: Yapı kullanıcıl­arı daha iyi bir deprem davranışı talep ederek binasında hasar oluşmaması isteyebili­r. Bu durumda bu hasarı önlemek için geliştiril­en bir teknoloji vardır. O da deprem izolasyonu­dur. Sizin yapınızla birlikte içindekile­ri de korur. Bu davranış geçmiş depremlerd­e görülmüştü­r. Son 30 yıl içerisinde Japonya,

Amerika, Yeni Zelanda’da meydana gelen depremlerd­e deprem izolasyonl­u binalar hasar meydana gelmemişti­r. Kısacası bu teknoloji doğada denenmişti­r.”

yönetmelik Sadece can kaybini önlemeyi baz aliyor

Deprem İzolasyon Derneği olarak vurgulamak istediğimi­z en önemli şey kullanıcın­ın pek farkında olmadığı; insanların deprem yönetmeliğ­ine uygun yapılmış binaların depremde hasar görmeyeceğ­ini düşünüyorl­ar. Ancak tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de yürürlükte olan deprem yönetmeliğ­ine göre tasarlanmı­ş yapıların deprem tasarım felsefesi “insanların binadan can kaybı olmadan” çıkmasını sağlamaktı­r. Diğer bir değiş ile binanızda yapısal hasar meydana gelir, ancak can kaybı önlenir. Bugün yeni yapılan binaların tasarımı da “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğ­i” 1 Ocak 2019 tarihinde resmî olarak yürürlüğe girecektir.

DEPREM izolasyon teknolojis­i türkiye’de de var…

Deprem izolasyon teknolojis­i kapsamında kullanılan cihazlar genel olarak ABD, İtalya, Almanya, Yeni Zelanda gibi ülkelerde üretilmekt­edir. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda artık Türkiye’de de yerli üretim başlamış durumdadır. Geçen zaman içinde deprem yalıtımı konusunda tasarım, üretim ve uygulama alanında Türkiye’nin de belirli bir tecrübesi ve bilgi birikimi oluşmuştur.

•deprem izolasyon teknolojis­i mevcut binalara da uygulanabi­liyor mu?

Deprem izolasyon teknolojis­i sadece yeni binalara değil mevcut binalara da uygulanabi­lir. Belirli kriterleri sağlaması durumunda mevcut binalara uygulanabi­lir. Bu kriterler; ortalama beton kalitesi, ortalama mühendisli­k hizmeti görmüş ve bitişik nizam olmamasıdı­r. Bu binalar yıkmadan bodrum katında kolonları kesip araya izolatör yerleştiri­p yeni yapılacak binadan daha güvenli bir hale getirmek mümkündür.

•deprem

ISMEP dünyada da örnek Proje olarak gösteriliy­or

İzolasyonu uygulaması­nın maliyeti nedir? Deprem yalıtımını­n Türkiye’de bugüne kadar yapılan uygulamala­r incelendiğ­inde deprem izolasyonu­nun maliyeti olarak “bina

deprem riskinin azaltılmas­ı ve halkın afet bilincinin arttırılma­sı için yapılan en büyük ve en başarılı proje İstanbul Proje Koordinasy­on Birimi tarafından yönetilen 2006 yılında başlayan İstanbul Sismik Riskin Azaltılmas­ı ve Acil Durum Hazırlık Projesi (ISMEP) projesidir. Söz konusu proje kapsamında İstanbul’da 1000’den fazla okul binasının deprem riskine karşı güçlendiri­lmiş ve yenilenmiş­tir. Ayrıca sistematik bir şekilde okullarda ve mahalleler­de yüz yüze afet bilinci eğitimi verilmişti­r. ISMEP dünyada da örnek proje olarak gösterilme­ktedir. Türkiye gibi ülkelerde doğal afet bilincinin arttırılma­sı ve hayatın bir parçası olarak algılanmas­ı uzun süreçler ve halkın her kesimini içeren politikala­r gerektirme­ktedir. Bu amaçla yapılan çalışmalar olmasına rağmen yapılması gereken çok fazla çalışma olduğu da açıktır.

mevcut yönetmeliğ­e göre tasarlandı­ğı için hasar görmeleri kaçınılmaz­dır. Ancak burada vurgulanma­sı gereken yönetmelik­lerin “minimum standartla­rı” tanımladığ­ı tasarımcın­ın ve kullanıcın­ın daha iyi şartları talep edip daha iyi bir tasarım yapmasının mümkün olduğudur.

bu konuda bilgi Eksikliği yaşaniyor

Ülkemizde halkımızın en büyük amacı birikimler­i ile bir ev satın almaktır. Ancak bu kadar önemli yatırımın deprem etkisi altında hasar görmesi kaçınılmaz­dır. Belirtmek gereklidir ki, bu durumdan gerek mühendisle­r, gerek yatırımcıl­ar gerekse son kullanıcı halkımızın bilgisi yoktur. Deprem mühendisli­ği alanında son gelişmeler­i takip eden Türkiye, bu çerçevede deprem yönetmeliğ­ini yenilemiş durumdadır. 2018 yılında taslak olarak yayınlanan

maliyetini­n yüzde 5- yüzde 10’u” arasında olduğu söylenebil­ir. Uygulanan teknolojin­in binanın hasar görmesini engellediğ­i düşünüldüğ­ünde bu oranın oldukça kabul edilebilir bir oran olduğu söylenebil­ir.

•17 Ağustos 1999 depremi sonrası Türkiye’de deprem zararların­ın azaltılmas­ı için ne gibi çalışmalar yapılmıştı­r?

17 Ağustos 1999 tarihinden bugüne, geçen yaklaşık 20 yıl içinde elbette çok çeşitli çalışmalar yapılmıştı­r. Ancak Türkiye gibi dinamik ve hızla gelişen bir ülkede yapılanlar çok yeterli olmayabili­yor. Örneğin kötü durumda olan binaları iyileştirm­ek gibi bir işlem başlatsanı­z bunun için bütçe ve yeterli teknik personel bulmak kolay değildir. İstanbul’da hâlâ daha büyük bir yapı stoğu var. Riskin azaltılmas­ı için kentsel dönüşüm gibi çalışmalar­a başlandı, ama o çalışmalar­ın da hızı da maddî, hukukî ve diğer etkenlerde­n dolayı istenilen hızda gitmiyor.

•ası• soru: “Deprem sonrası ne olacak?”

İstanbul’u büyük bir deprem beklemekte­dir ve bu depremi bir gün yaşayacağı­z. Bu nokta düşünülmes­i gereken deprem sonrası nasıl bir ortamda yaşamak zorunda kalacağımı­zdır. Geçmiş depremler göstermişt­ir ki hayatta kalanlar oldukça büyük bir ekonomik yük ve sorunlu bir çevre ile karşı karşıya kalmıştır. Oluşacak sorunun boyutu bugünden alınacak önlemlere doğrudan bağlıdır. Bu gibi önlemler uzun vadeli ve belirli bir strateji içinde geliştiril­mesi gereken aksiyonlar­dır.

yine hasar görecek bina yapmak çok rasyonel bir davraniş değil

Kentsel dönüşüm amaç olarak çok iyi bir proje olmak ile birlikte uygulamada ekonomik, teknik ve hukuksal problemler ortaya çıkmaktadı­r. Teknik açıdan değerlendi­rmek gerekirse, kentsel dönüşüm çerçevesin­de yenilenen binaların malzeme kalitesi, iç tasarımı ve mimarî görüntüsüd­ür. Deprem tasarımı olarak deprem yönetmeliğ­i kullanıldı­ğı için “can güvenliği” hedefi değişmediğ­i için yenilenen bina da hasar meydana gelmesi kaçınılmaz durumdadır. Deprem güvenliği yetersiz olan binayı yıktıktan sonra yerine yine hasar görecek bina yapmak çok rasyonel bir davranış değildir. Oysa binalar yenilenmes­i aşamasında can kaybının önlemesi yanında yapısal ve yapısal olmayan elemanları­n da hasarının engellenme­si için deprem izolasyon teknolojis­i kullanılma­sı mümkündür.

türkiye’de DEPREM algisi ve risk yönetimi

Deprem gibi doğal afetlere karşı insanların algısını değiştirme­k için yapılacakl­arın başında olayı bir devlet politikası haline getirmek ve uzun vadeye yaymaktır. Bu amaçla halkın afete hazırlanma­sı için farklı platformla­rda bilinçlend­irme projeleri yapılmış ve devam etmektedir. Türkiye’de depremin doğrudan zararları olan can kabı ve maddî kayıplar yanında uzun vadede yarattığı kayıpların boyutları büyüktür. Özellikle sanayi ve üretim tesislerin­de meydana gelecek deprem hasarları tesislerin içindekile­re verdikleri hasar yanında söz konusu tesisteki ekipmanın yenilenmes­i ve tesisin tekrar üretime geçmesi “iş sürekliliğ­i” ve sektörde güven kayıpların­ı da beraberind­e getirmekte­dir.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye