Ne oldu da kriz böylesine tırmandı?
ABD ile tırmanan kriz, görünürde on sekiz aydır tutuklu bulunan ve 35 yıl hapis talebiyle yargılanan Rahip Brunson’un, 18 Temmuz’da çıktığı mahkemede “tutukluluğunun devamı”na karar verilmişken, bir hafta sonra tahliye edilip ev hapsine alınmasıyla baş gösterdi.
Ancak daha bir hafta önce “tutukluluğuna karar verilen” Rahibin sekiz gün sonra tahliye edlmesindeki tezat hâlâ anlaşılmış değil. Ne oldu da karar değişti?
Sonra, ne oldu da ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun ilk
ÖZETLE
etapta “olumlu bir gelişme” olarak yorumladığı tahliyeden Amerikan yönetiminin en azından memnuniyet duyması gerekirken, birden bu denli sert tepki gösterildi?
Hangi sâikle, başta Trump’ın Evangelist Yardımcısı Pence olmak üzere Amerikalı yetkililer, Türkiye’ye son derece kaba ve yakışıksız tehditlerlerle bu çarpıklığı sergilediler?
Gerçekten, “Brunson bahanesi”nin arkasında ne vardı ki Washington’dan bu denli abartılı ve dengesiz tepki verildi?
“Brunson krizi”nin perde arkası hâlâ karanlıkta…