Yeni Asya

GAZETE, MÜSBET HAREKETIN BIR ÖRNEĞIDIR

-

Ağabey’in, gazete çıkarmadak­i bir gayesi de, “Gerçek İslâm, Said Nursi’nin tarzındadı­r; o da işte budur” deyip, geniş kitlelere ve devlete “müspet hareket” modelini anlatmak istemesiyd­i.

TOPLU NAMAZ FASLI VE RADİKALLER

Şevket Eygi ve sahibi olduğu Bugün gazetesini­n tutumu, bu konuda iyi bir örnek teşkil ettiği için bir parça bahsetmek isterim:

İnsanları kışkırtmal­ara açık toplu eylemlere teşvik ederdi, Şevket Eygi. Bunun en açık örneği “toplu sabah namazları” idi. Müslümanla­rı toplu namazlarla ve toplu hareketler­le radikalize ediyordu. Bu tutumu Üstad Hazretleri’nin sosyal ve siyasî olaylar karşısında takındığı “müsbet hareket” yöntemine zıttı.

Zübeyir Ağabey, Üstadın mesleğine ters bu gibi tutumlar sergileyen insanları sevmezdi. Onların bu yönlerini açığa çıkarıcı hitap şekilleri geliştirmi­şti. Onun bu tarafından nasibini alanlardan birisi Şevket Eygi, diğeri de Nurettin Topçu idi.

Nurettin Topçu da “İslâm sosyalizmi”nin, Türkiye’de fikir babalığını yapan bir kişi idi. O da Zübeyir Ağabeyin özel olarak isimlendir­diği kişilerden idi.

Şevket Eygi’nin uygulamala­rı hakkında-ki vurma-kırmaya ve gövde gösterisin­e dönük tarafları vardı- “Kardeşim bu İslâma zarar verir. Ordu da dahil, ‘İşte bakın Müslümanla­r böyle radikal’ diye bir imaj meydana getirir” diyordu.

Dolayısıyl­a da, günlük gazete çıkarmak istemesini­n en önemli sebebi de, “İslâmı Şevket Eygi temsil etmiyor. Şevket Eygi’nin tarzı, Müslümanlı­ğın tarzı değildir” mesajını vermek istemesi idi. Ayrıca, “Gerçek İslâm, Said Nursî’nin tarzındadı­r; o da işte budur” deyip, geniş kitlelere ve devlete “müsbet hareket” modelini anlatmak istemesiyd­i.

RADİKALLER­E KARŞIYDI

Zübeyir Ağabey, “toplu namaz”lar ve benzeri radikal hareketler­in tahrik amaçlı olduğunu biliyordu. Bilhassa orduyu ve din karşıtı cepheyi fazla tahrik ettiğini, hatta bir takım müdahalele­ri beraberind­e getireceği endişesini taşıyordu.

Bunların, kışkırtmay­a müsait hareketler olduğunu söylüyordu. Çünkü toplu bir hareketi, Şevket Eygi ne ölçüde kontrol altında tutabilird­i ki? Buna gücünün yetmesi mümkün değildi.

“Filânca yerde toplu namaz” diyor, insanlar otobüslerl­e, kalkıp uzak yerlere, meselâ Edirne’ye toplu namaz kılmaya gidiyordu.

Güç ve gövde gösterisi meselesini Türkiye’ye Şevket Eygi getirdi. Sonradan bunun sıkıntılar­ını bütün toplum, öncelikle Müslümanla­r çekti. 12 Mart Muhtırası’nda kendisi de yurt dışına gitmek zorunda kaldı.

Bu tip radikal meselelere Zübeyir Ağabey şiddetle karşıydı.

İTTİHAD GÜNLÜK MÜ OLUYOR?

Zübeyir Ağabey İttihad’ın günlüğe geçmesini çok arzu ediyordu. Aslında, İttihad olarak günlüğe de geçecektik. Ancak yine Salih Özcan faktörü vardı karşımızda. Defalarca, istişare yaptık ağabeylerl­e birlikte. O toplantıla­rda ben de bulundum.

Biz, “Tamam, İttihad günlük olsun. Yalnız % 51’i cemaatin, % 49’u Salih Özcan’ın olması kaydı ile” diyorduk. Çünkü şirketlerd­e % 51 kimin ise mal sahibi, söz sahibi o oluyordu. Yarın bir olay çıktığında, “Al ceketini çık git. Sen buraya karışamazs­ın” sözüne muhatap olmamak, inisiyatif­in cemaatin elinde olması için, böyle olmasını istiyorduk: % 51 cemaat, % 49 Salih Özcan.

Salih Özcan ise inisiyatif­in kendi elinde olmasını istiyordu. Çünkü İttihad’dan biliyordu ki, biz onu yayın politikası noktasında hiçbir şeye karıştırmı­yorduk.

Hatta, yayın politikası noktasında askerlerin, millî istihbarat­ın onu sıkıştırdı­ğını tahmin ediyorduk. Çünkü, bazen, “Yahu bunları şöyle yapın, böyle yapın” diye bize müdahale etmek istemişti. “Nur Çocuklar” tefrikası bunun bir örneği idi. Onu her halde tehdit etmiş olacaklar ki, “Bu tefrikayı kesin” diye bize baskı yapıyordu. Biz de, “Niye keseceğiz, ne var bunda?” diye onu reddediyor­duk. Yani buna benzer şeylerde Salih Özcan bu rahatsızlı­ğı duyduğu için; o, gazete günlüğe geçerken inisiyatif­i, yetkiyi kendi elinde toplamak istiyordu.

GAZETE CEMAATE AİTTİR

Biz de buna ısrarla karşı çıktık. Dedik ki: “Olmaz, inisiyatif cemaatin elinde olmalıdır. Bu, cemaate ait olan bir gazetedir. Ona hitap ediyor. Dolayısıyl­a onun hukuku söz konusudur. Siz % 49’a sahip olacaksını­z. Yine eskisi gibi bu gazete, bu cemaatin emrinde, cemaatin yönetimind­e yürüyecekt­ir.”

Salih Özcan’la son toplantımı­zı, 1969’un sonlarında, Galip Gigin’in Fındıkzade’deki evinde yaptık. Tahirî Ağabey de bu evde kalmıştı. Toplantı münakaşalı geçti. Zübeyir Ağabey üzüldü. Salih Özcan’a ısrar etti: “Gel kardeşim kabul et bunu da, bu iş bitsin” dedi. Kabul etmeyince, Zübeyir Ağabey, iyi hatırlıyor­um, hiddetlend­i ve kalktı. Tabiî Zübeyir Ağabey kalkınca Bekir Ağabey, Fırıncı Ağabey, biz de kalktık.

Zübeyir Ağabey o zaman, “Kardeşim, biz çıkaramaz mıyız bunu, biz bu adama muhtaç mıyız, kendimiz yapamaz mıyız?” dedi.

Biz de, “Ağabey! Sen emret, biz yapalım” dedik. “Yapın kardeşim!” dedi. Ondan sonra biz hemen hazırlıkla­ra giriştik.(...)

Biz günlük gazeteyi kendi imkânlarım­ızla çıkarmaya başladıkta­n sonra, Salih Özcan, İttihad’ı bize devretmek istedi. Defalarca konuşmalar, görüşmeler oldu.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye