Yeni Asya

1930’LARIN HÜKÛMETI

- M. LATİF SALİHOĞLU

Elimizde-önümüzde Kurân’ın malı olan Risâle-i Nur’daki siyasî ve içtimaî düstûrlar bulunmasay­dı, halimiz cidden haraptı. Yaşanan hadiseler ve gelişmeler karşısında kör ve kötürüm kalır, hatta başka türlü muzır cereyanlar­ın dümen suyuna kapılır giderdik. Bu sebeple, ne kadar şükretsek azdır.

Risâle-i Nur ile Kurânî bir çığır açan Üstad Bediüzzama­n, hayatı boyunca bu büyük ve kudsî dâvânın bedelini de ödeyerek gitti.

Yaklaşık bin aylık ömründe, üç çeşit istibdat idaresi ile pençeleşti: BİRİNCİSİ: 1908’e kadar süren Mutlak Monarşi ki, bu dönemi “hafif-zayıf istibdat” şeklinde tarif ediyor. İKİNCİSİ: 1909-1922’ye kadar devam eden Meşrûtî Monarşi ki, özellikle İttihat-terakki yönetim devresini “şiddetli istibdat” olarak nitelendir­iyor.

ÜÇÜNCÜSÜ: 1923-1950 arası tek parti dönemi ki, bu devreyi “mutlak istibdat” mânâ ve mahiyetind­e görüyor.

Önce, bu üç farklı devreye ait kısacık bir değerlendi­rme:

1) Padişah Abdülhamid devrindeki istibdat siyasetine şiddetle muhalif olan Üstad Bediüzzama­n, “Şefkatli Sultan” dediği o zâtın aleyhinde bulunmaz, onu kötülemez, başkası gibi galiz tabirler kullanmaz.

2) İttihadçıl­arın dahildeki baskıcı siyasetler­ine şiddetle karşı çıkar. Ahrar Fırkası ve İttihad-ı Muhammedî ile dost ve müttefik olur. Selânik merkezli Hareket Ordusu’yla darbe yapanların hedefi olur ve hışmına uğrar. İdamla yargılanır... İki-üç sene sonra peşpeşe patlak veren Trablusgar­p, İtalyan, Balkan Savaşları ile Harb-i Umumî safhaların­da, aynı o İttihatçıl­arın safında mücadeleye atılır; üstelik, milis kuvvetleri ve talebeleri­ni de başına toplayarak... Talebeleri­ni şehit verir, kendisi de yaralanır ve esir düşer... Esaret dönüşü gördüğü işgal teşebbüsle­rine fikren ve neşriyat diliyle tereddütsü­z karşı koyar. Şahsen ve fikren hiç sevmediği, hatta nefret ettiği şahısların da içinde bulunduğu Millî Mücadele salarında net bir şekilde yerini alır. Vesaire...

3) Yirmi yedi sene süren tek parti devrinin dine düşman mutlak istibdat rejimi altında, hayatının en sıkıntılı, en ıztıraplı devresini yaşar: Sürgün, hapis, tecrit, tertip, tarassut, zindan, karalanma, zehirlenme...

1930’lar hükûmeti bir uç misâldir

Tek parti rejiminin en fenâ, en baskıcı dönemi 1930’lu yıllarda kendini gösterir.

1920’lerdeki Hilâfetin lağvı, Medreseler­in kapatılmas­ı, Kurân harlerinin yasaklanma­sına ilâveten, şeairden olan Muhammedî Ezan yasaklanmı­ş ve fethin sembolü olan Ayasofya Camii ibadete kapatılmış, adeta “din öldürülmüş”tür.

Hülâsa: Bu bir uç örnektir. Yani, İslâmiyet nâmına bundan kötü, daha muzır, daha tehlikeli bir devr-i istibdat yoktur. Hatta, Risâle diliyle, dünyada ve tarihte emsâli görülmemiş bir “eşedd-i zulüm ve istibdat” rejimi hükümfermâ durumda.

İşte, tam da bu devirde (1934-35), 16. Lemâ’da da nazara verildiği üzere, o mübtedi, müstebid ve münafık tek parti hükümeti aleyhinde iki hadise zuhûr ediyor.

Birincisi: “Heyecanlı bir vaziyet-i siyasiye”, yani şeaire ve dindarlara ferec ve ferâhlık verecek bir iç darbe ihtimali.

İkincisi: İngiliz ve İtalyan devletleri­nin bir takım tehditlerl­e Türkiye hükümetini zaafa düşürecek, hatta işi savaş çıkarmaya kadar götürecek gerilimler zinciri.

Üstad Bediüzzama­n, gayet açık ve net bir şekilde, kendisini ezen, süren, zehirleyen, zindana atan, nihayet öldürmek isteyen bir hükümetin dahi, iç veya dış darbelerle değişmesin­i istemiyor. Hatta, iç darbe gibi harbin de şiddetle aleyhinde bulunuyor.

Bazı hamiyetli zatların, onun bu haline hayret etmesine mukabil, aynı Lem’â’daki “meraklı suâl-cevap” faslında, onlara meseleyi izâh ediyor.

Şu sıralar, hararetle okunmasını ve mütalâa edilmesini tavsiye ettiğimiz o bahislerde­ki izahların, düz ve kaba bir mantıkla anlaşılmay­acağını da bilerek, yapıyoruz bu tavsiyeyi.

Zira, zayıf ve sathi mukame edenlere göre, bu tarz meseleler “tavr-ı aklın haricinde” görünüyor. Oysa, Hıristiyan ve Yahudilerl­e yapılan “Medine Sözleşmesi”nin mana ve mahiyeti ile muazzam benzerlik arz eden bu izahların her biri bize göre birer mahz-ı hakikattir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye