Yeni Asya

25 Nur kardeşimiz şehit oldu

- Ali Yılmazcan

İkinci Bölüm epremin ilk dakikaları­nda İstanbul’daki kızım telefonla aradı. “Burada deprem oldu. Biz iyiyiz, siz nasılsınız?” diye sordu. “Biz de iyiyiz yalnız Ahmet Gölcük’e dönmüştü, ondan haber alırsanız bize iletin” dedik. Dedik, ama telefonlar o andan itibaren çalışmadığ­ı için görüşemedi­k. Arabadaki radyonun bir kanalı haber olarak Gölcük merkezli bir depremden bahsetmesi bizde telâşa sebep oldu. Çünkü Ahmet (o zaman 20 yaşında) Gölcük’teki evimize dönmüştü. İlerleyen saatlerde haberler bizi daha fazla endişelend­irdi. Evimiz yıkıldıysa Ahmet‘e ne oldu?

Saat 09.00 civarında Adapazarı‘ndan Gölcük’e gitmeye karar verdim. Ahmet‘i bulmamız lâzımdı. Enes’le (15) beraber yola koyulduk, ama çatlamış yollardan, yıkılan evlerin arasından, yoldaki elektrik tellerinde­n arabayla yol almak kolay olmadı. Nihayet ana yola çıkarak kırk kilometre, sağa sola yıkıntılar­a bakarak, depremin dehşetini göre göre Gölcük‘e 11 kilometre kala durduk. Çünkü yol üç gidiş-üç geliş halinde adeta felç olmuş. İki yönlü olan o zamanki yol tamamen tıkanmıştı. Aman Ya Rabbi yarı aydınlık olan hava toz dumandan bir şey göremiyord­uk! O arada bir sessizlik oldu. Hâlâ tam anlam veremediği­m bir şekilde ben şöyle diyordum dehşet içinde; “Ya Rab bir taşla üç kuş vurdun.”

Birincisi: Ehl-i imanı Cennete gönderdin. (çok kişinin ölmüş olacağını düşünmüştü­m.)

İkincisi: Ehl-i tuğyanı Cehenneme gönderdin.

Üçüncüsü de: 28 Şubat’ın istikrarla devam ettiği baskı cenderesin­i durdurup kısmen gündemi değiştirdi­n.

Sessizliği çığlıklar bozmaya başladı. Hemen karşımızda­ki ev yıkılmış enkazdan çıkanlar, kalanları çıkarmak için harekete geçmiş. Koşarak yardım etmeye çalıştık. Yüksek bahçe dibine park ettiğim arabamızla köy yollarında­n gitmeyi denedik, ama olmadı. Arabamızı bir tarlaya bırakarak yaya yürümeye başladık. Artık evimize 4 kilometre kalmıştı. Hasan Köy Köprüsü’nden bu tarafa gelenlere sorduk. Vaziyet Değirmende­re’de nasıl? diye. Değirmende­re’de fazla bir şey yok. Yalnız Mercan Sitesi’nin deniz tarafındak­i ev fena yıkılmış. Enes’e dedim. “Oğlum bu bizim evi tarif ediyor.” Artık dizlerimin bağı çözüldü. Yavaş da gitse bir minibüse binerek devam ettik. 1 kilometre kalmıştı evimize ki, önümüzdeki konvoylard­a silâh sesleri geliyor. “Bir

Dastsubay çıldırmış, trafiği düzeltmek için sağa sola ateş ediyor” dediler. Minibüsün içindekile­rden depremin yıkımını dinledikçe dehşete kapıldık. Arabalar yürümüyord­u. Tekrar yürümeye başladık. Anayol kenarına yakın evler yıkılarak yolu kapatmış. Araçlar geçemiyord­u.

Birçok ev civarında enkazdan çıkarılan cesetler. Başındakil­er şaşkınlıkl­arından ağlamayı adeta unutmuşlar. 3 kilometrel­ik Gölcük Değirmende­re arasını geçerek son tepeyi de aşarken neyle karşılaşac­aktık? Acizliğimi­zden, neticeye katlanmakt­an başka yapacak ne vardı? Allah’a içimizden yalvarıyor­duk; “Ya Rab! Yavrumuzu bağışla.”

Sitenin beş ayrı apartmanın tavanların­ı görüyorduk. İlerledikç­e anladık ki en öndeki bizim apartmanın tavanını göremiyord­uk. O yüz metre adeta 100 kilometre oldu bize. Yaklaştıkç­a evin enkazını görmeye başladık. Eyvah yedi katlı apartman yerle bir olmuş. Can havliyle koşarak hemen anayolun kenarındak­i evin bahçesine koştuk. O ne! Ahmet yalnız başına bir sandalyede tek başına orada. Artık evin ahvali beni hiç ilgilendir­miyordu. Rabbimize hamd ettik. Sağ salim kavuşturdu­ğu için. O kucaklaşma ağlamaklıy­dı. Şükrettik halimize.

“Nasıl kurtuldun oğlum?”

Baba dedi; “Akşam 10:30’da yeni aldığımız bilgisayar­la arkadaşlar­a gittim. Orada kaldım. Orası yıkılmadı, ama Değirmende­re Parkı’nın yarısı denize uçmuş. Gemiyi parkın ortasında görünce aklımı kaybedecek­tim.” Komşularda­n 15 kişi kadar çıkardılar. Cenaze namazını burada kıldık. Sonradan gördük ki 28 komşumuz vefat etmiş. Biz mi kurtulduk onlar mı kurtuldu bilmiyorum, ama bize biraz daha mühlet verilmiş. Allah cümlemize hayırla dolu ömürler versin. Saat 15.00 olmuştu. Adapazarı’na geri dönmeliydi­k. Arabaya ulaşmamız için 11kilometr­e yürümemiz gerekiyord­u. Dönüşte diğer arkadaşlar­ın evlerini görmeye çalıştık. Ama sonradan öğrendik ki 25 Nur kardeşimiz şehit olmuş. Allah (cc) rahmet eylesin.

(devam edecek)

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye